Adli, kolluk ve idari birimler, tanık ifadelerine rağmen Hurşit Külter’in gözaltına alınmadığını savunuyor. İnsan hakları örgütleri ise Külter’in bulunması için girişimlerini sürdürüyor. Ancak Külter’in akıbetine dair Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvurulardan da henüz sonuç alınmadı.
Bakanlık ‘İnceliyoruz’ dedi, ses yok
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ise, 23 Haziran’da İçişleri Bakanlığı’nın bir mülkiye müfettişini bu konunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili görevlendirdiğini söylemişti. Ancak Bakan Işık’ın bahsini ettiği bu incelemeye dair henüz bir açıklama yapılmış değil.
İmza kampanyası
Öte yandan “Hurşit Külter Nerede?” sloganıyla bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanyaya açılan metinde Hurşit Külter’in akıbeti soruluyor. Metinde, “’İçişleri Bakanlığı’nın kamuoyunda endişeye ve şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklama yaparak konuyu aydınlatmasını bekliyor ve soruyoruz: Hurşit Külter Nerede?” deniliyor.
Anne Külter: Ölü ya da sağ ama versinler oğlumu
Hurşit Külter’in annesi Kerime Külter ise yaptığı açıklamada, “Bize bu acıyı yaşatanların birazcık vicdanı varsa, yüreklerinde birazcık sevgi varsa oğlumu bana getirirler. Ölü ya da sağ ama versinler oğlumu. Gece gündüz aynı şeyi düşünüyorum; ‘Acaba Hurşit nerede, ne yapıyor? Neler yaptılar oğluma, hangi acıları yaşattılar ona?’ diye düşünüyorum” dedi.
CHP’li vekillerden çağrı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Şenal Sarıhan, Zeynep Altıok, Selina Doğan ve Mahmut Tanal, DİHA aracılığıyla 11 Temmuz’da, Hurşit Külter’in akıbetinin açıklanması için çağrı yaparak, herkesi “Hurşit Külter nerede?” sorusunu sormaya davet etti.
CHP İstanbul milletvekili İlhan Cihaner’in açıklamasına destek verecek şekilde, Selina Doğan açıklamasında: “…Bir an önce akıbetinin açıklaması gerekiyor. Siyaset hesap verme sorumluluğudur. Eğer Külter’den hala haber alınmıyorsa siyasiler ağır şekilde sorumluluklarını ihmal ediyorlar demektir. Bir kişinin yaşam hakkı söz konusu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda birçok kararı var. Külter’den birinci derecede devlet sorumludur.” dedi.
Külter’e dair özel yazışmalara ulaşıldı
20 Temmuz’da ise önemli bir bilgiye ulaşıldı. Resmi olarak kabul edilmese de, özel harekat polislerinin Külter’in gözaltına alındığını açıklarken kullandıkları “BÖF@TwetGuneydoğu” isimli Twitter hesabının ulaşılan özel mesajlaşmalarında; Külter için “Biz aldık sorguladık. Gümüştepe’ye sevk ettik” şeklindeki itiraf niteliğindeki yazışmalar yer alıyor.
Görgü tanıklarının ifadesine göre, “şortland” diye tabir edilen, polisin kullandığı zırhlı araçla gözaltına alınan Külter, önce Gümüştepe Özel Harekat Karakolu’nda ardından ise 23. Sınır Jandarma Tümen Komutanlığı’na götürülmüş.
Külter gözaltına alındığı gün, bu hesaptan “Kamera karşısında öz yönetim ilan eden Külter, şortlandda biraz gezince muhbir oldu birden” şeklinde paylaşımda bulunulmuştu.
İtiraf niteliğinde cümleler
Twitter’ın özel mesajlaşma kısmında bir başka kullanıcı ile yazışan BÖF hesabı kullanıcısı polis, sohbet sırasında kendisine Külter’i sorduğu anlaşılan diğer kullanıcıya “Biz aldık sorguladık. Gümüştepe’ye sevk ettik. Gümüştepe barut izine rastlamadığı için serbest bıraktı” yanıtı veriyor. Sarf edilen bu ifadelerle, gözaltına alındığı yönünde yapılan paylaşımın ardından Külter’in bizzat aralarında hesap kullanıcılarının da olduğu ekip tarafından gözaltına alındığı itiraf edilmiş oldu.
Ancak yapılan bu itirafa rağmen, hesap kullanıcısı tarafından devamında Külter’in serbest bırakıldığı ve KDP denetimindeki Irak bölgesinde olduğu iddiasında bulunuldu.
Kentte sürdürülen operasyonlarla birlikte halen devam etmekte olan ‘sokağa çıkma yasağı’ nedeniyle, gözaltına alınan bir kişinin kentten çıkabilmesi mümkün değil. Bu nedenle Külter’in götürüldüğü Gümüştepe’den serbest bırakılması halinde bile mutlaka başka bir polis ya da askeri ekip tarafından yeniden alıkonulduğu ve kaybedildiği akla uygun en yakın seçenek.
Hesabı 3 polis kullanıyor
Külter’i birebir gözaltına alıp Gümüştepe’ye götürdüklerini itiraf eden “BÖF” hesabının ise ortaya çıkan son yazışmalarda yer alan bilgilerle 3 özel harekat polisi tarafından yönetildiği sanılıyor. Bu kullanıcılardan biri olduğu anlaşılan Serkan isimli özel harekat polisinin girdiği çatışmada yaralandığı ve GATA’da tedavi gördüğü bilgileri yazışmalarda yer aldı.
Hesabı kullanan bir diğer kişinin ise yine yaralı olarak aynı hastanede tedavi gören H.B. isimli polis olduğu belirtiliyor.
Hürşit Külter bulunana dek susmayacağız!
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 1990’lı yılarda gözaltında kaybedilen ve “faili meçhul” cinayetlere kurban giden yakınları için yıllardır mücadele eden Dayikên Şemiyê, 27 Mayıs’ta gözaltına alındıktan sonra kaybedilen DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter’in akıbetinin açıklanmasını istedi.
1990 yılında JİTEM tarafından katledildikten sonra kaybedilen eşi Hadi Dalmış’ın fotoğraflarıyla yıllardır eylemlerde yerini alan Asya Dalmış, devletin katlederek, kaçırarak ve kaybederek Kürtleri yok edemeyeceğini belirtti. Dalmış, “Hurşit’in suçu neydi? Habersiz bir şekilde alıp götürdüler. Bir suçu varsa gidip mahkemede yargılasınlar. Neden kaybediliyor?” diye sordu. “Hurşit sadece Kerime ananın evladı değil, hepimizin evladıdır” diyen Dalmış, “Ne zaman Hurşit’ten bahsedilse benim yüreğimden bir parça kopuyor. Bize nerede olduğunu söylesinler. Devlet her ne kadar üstünü kapatmaya çalışsa da biz Hurşit bulunana kadar susmayacağız. Hurşit’i nasıl aldılarsa öyle istiyoruz” şeklinde konuştu.
Hurşit’in annesinin 53 gündür oğlunu aradığını vurgulayan kayıp yakını Şerife Uygur ise “Hurşit’in fotoğrafını ‘faili meçhul’lerin arasında görmek istemiyoruz. Hurşit’in akıbeti belli olana kadar sormaya devam edeceğiz. Bize derhal Hurşit’in nerede olduğunu söylesinler” dedi.
Kürdistanlı 15 baro:Hürşit Külter nerede?
Bingöl’de toplanan bölgedeki 15 baro, mesleki ve toplumsal sorunları tartıştı. Yargı bağımsızlığı ile ilgili derin kaygılar taşındığını belirtilen Avukatlar, 45 gündür kendisinden haber alınamayan DBP Yöneticisi Hurşit Külter’e ilişkin, ‘Bu konuda devlete ve siyasi iktidara objektif sorumluluğunu hatırlatıyor ve Hurşit Külter’in akıbeti hakkında kamuoyunu tatmin edici bir şekilde bilgilendirmeye çağırıyoruz’ dedi
Ne olmuştu?
27 Mayıs Cuma günü “BÖF” adlı, polis ve askerlerin kullandığı Twitter hesaplarından; Külter’in gözaltında olduğuna dair fotoğraflar paylaşıldı. Daha sonra paylaşımlar çekildi ve paylaşımı yapan hesap askıya alındı.
Külter’in ise ailesine gönderdiği son mesajında etrafının sarıldığını ifade ettiği ve “Hakkınızı helal edin” dediği belirtilmişti.
Avukatların başvurusu üzerine Şırnak Emniyet Müdürlüğü, Külter’in gözaltında olmadığı yanıtını verirken; Şırnak Valiliği de Külter’in gözaltında olmadığı yönünde bir açıklama yaptı. Yine İHD’li avukatlara da 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı “Bu isimde birisi gözaltında değil” demişti.
HDP Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Aycan İrmez, Külter’in akıbetiyle ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala ile Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle ilgili TBMM’ye soru önergesi vermişti.
Külter ailesinin İl Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Savcılığı, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı ve Valiliğe yaptıkları başvurularda, “Bu isimde bir gözaltı kaydı yok bizde” yanıtı verilmesi üzerine avukatlar önce BM’ye başvuru yaptı. İHD’de ise 3 Haziran’da Külter için AİHM’e başvuruda bulundu.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, 23 Haziran’da İçişleri Bakanlığı’nın bir mülkiye müfettişini bu konunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili görevlendirdiğini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, düzenlediği günlük basın açıklamasında Hurşit Külter için araştırma yapacaklarını söyledi.
İmc.tv, DİHA, direnişteyiz.org