…Bunlar engerekler ve çiyanlardır
Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır…
Marinalara çöktüler, taş ocağı yapmak için deremize ormanımıza göz diktiler, ihaleleri kaptılar, uyuşturucu ticareti yaptılar.
Vakıflarında-yurtlarında çocuklarımızı istismar ettiler, “bir kereden bir şey olmaz” dediler, kadınları katledenlere “yürü, arkandayız” dediler.
Savaş kundakladılar. ABD’nin, İsrail’in çıkarları için komşu ülkelerde savaş tetikçiliği yaptılar. “Filistin halkının yanındayız” diye yalanlar söyleyip arkadan İsrail’le el ele tutuştular.
Aşağıladılar, emeğimizi sömürdüler, işçi cinayetlerinde katlettiler… Bizi salgından ölmekle açlıktan ölmek arasında seçim yapmaya ittiler; boğazımıza kadar borçla, bitmeyen kara bir gece gibi geleceksizlikle intihara sürüklediler.
Kim bunlar? Mafya, çete, holding patronu ve devletliler… Tüm bunları beraber yaptılar. Bunlar için yasalar, kararnameler çıkardılar. Bunlar için basını kontrol altına almaya giriştiler. Hepsi halkla karşıdır. Dini imanı para olanlar, sömürmeye, katletmeye, zenginliğe doymayanlar ortada koca bir pislik bıraktılar.
Bu pisliği ancak devrim temizler!
Çalınan bizim yaşamlarımız. Çalınan bizim çocuklarımızın geleceği… Ranta çevirdikleri bizim doğamız, bizim nefesimiz. Üstünde oturdukları tüm zenginliğin kaynağı bizden çaldıklarıdır.
Şimdi ya bu çürümeyi seyredecek, bizim yaşamlarımızı cehenneme çevirmelerine izin verecek ve yaşamak neydi diye düşünmeden ölmeyi bekleyeceğiz; ya da nasıl bir ülke istediğimize biz karar verecek; insanca, onurlu ve özgür bir yaşamı; emeğin iktidarını kendi ellerimizle kuracağız.
Kolay olmayacak, bu kesin.
Oy vermekle olmayacak çünkü. Sandıkla olmayacak. Kurtarıcı bekleyerek olmayacak. Çok emekle, büyük bir mücadele gerektirecek. Yıllarca çalışıp, sömürülüp onları zengin ettik. Bu kez kendi yaşamımız için, çocuklarımızın geleceği için çalışacağız.
Devrim bir çalışmadır
Bu düzene karşı olanların emek vereceği büyük bir çalışma… Çalışırken ölmeye, sömürülmeye karşı mücadele eden işçiler, emekçiler; yaşamını ve özgürlüğünü kazanmak için direnen kadınlar; üniversiteleri ve hayalleri için mücadele eden öğrenciler, gelecekleri için direnen gençler; onurları için buradayız diyen halklar; doğası, yaşam alanı için direnenler… Yani bu düzenden bir çıkarı olmayanlar bu düzeni tersine çevirebilir ancak.
Devrim bu mücadelelerin tümünü büyüterek, kaderlerimizi birlikte çizerek, örgütlenerek olacak. Örgütlenmek yan yana gelmektir, birlikte karar vermek, mücadeleyi birbirimizden öğrendiklerimizle büyütmektir. Bu sömürü düzeninin sahipleri örgütlü oldukları için tüm bunları yapabildiler. Biz de yaşamlarımızı kazanmak için örgütlü olmak zorundayız.
Bu düzende ölümü beklememek, aşağılanmaya, sömürüye, geleceksizliğe son demek için; sendikanda, kadın örgütünde, derneğinde, öğrenci örgütlenmesinde, özgür bir dünya isteyenlerin yanında, Kaldıraç saflarında örgütlen.
Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber, ya hiçbirimiz!