Uzun bir süredir aklımda olan ama bir türlü başlayamadığım bu seriye tarihe duyduğum coşkun merak, bir arkadaşın anılmak istemesi ve az bilgiye sahip olmanın getirdiği hadsizlikle girişiyorum.
Bir süre misafiri olduğum bu güzel ülkede bulunduğum her gün etkileyici anılar biriktirdim ve bu anılar, tarihine ilgimi daha da depreştirdi.
O yüzden de bir süredir tarihin hangi kesitinden itibaren ele alsam kararsızlığı yaşıyordum. Okudukça, izledikçe daha da geriye çektim çizgiyi. Yeni detaylar çıktı ortaya. Çok uzak tartışmaları izlerken buldum kendimi.
O yüzden serbest yazılar dedim yazının başlığına. Aklımda bir çizelge var ama yan yollara girebileceğim geniş bir planlama yaptım.
Bu yazıda bugün nasıl bir yönetim var sorusuna Jason Hickel ve Pawel Wargan’ın Proggressive International için yazdığı yazıyı temel alarak cevap arayacağım. Hemen bir sonraki yazıda 46 yüzyıl geriye gidip efsane (varlığı ve yokluğunun bile tartışılması anlamında) Xia (okunuşu Şia) hanedanlığı dönemine sıçrayacağım.
Konfüçyüs’ü de açığa çıkaran kaos ve savaş dönemlerinde biraz uzun kalıp son hanedanlığa kadar geleceğiz.
Sun Yat Sen, milli cephe, sömürge karşıtı mücadele; Koumintang-ÇKP mücadelesi, devrim ve sosyalizmin inşası; kültür devrimi; açılım ve sosyalist piyasa ekonomisi, Mao, Xiaoping, Jintao ve Jinping’in izinde sosyalist dönemin çelişkileri ve iç mücadelelerine bakmaya çalışacağız.
Bu seriye duyduğum heyecan, her ne kadar soğuk ve objektif yazmaya çalışsam da bazı süreçleri olduğundan olumlu görmeme, bazı konularda da olması gerekenden keskin olmama neden olabilir.
Girişte belirttiğim gibi bu bir öğrenme çabasının paylaşılmasıdır ve en çok da az bilmeye güvenilmektedir.
Anılmak isteyen arkadaşa gelince… Artık bu çalışmaya başlamayı sürekli ertelediğim için çalışmayı unuttuğum bir sırada tamamen unuttuğum bir arkadaşım kendini hatırlattı. Ticaret yollarına bakarken deniz ipek yolunun Çin tarafında başlangıç noktalarının fotoğraflarını izliyordum…
İpek yolunun kenarında kurulan bir ilçede büyüdüm. Bu yol hayatımızda önemli bir etkiye sahipti. Onlarca yıl sonra bu yol üzerinde bisiklet sürerken trafik kazasında kaybettiğimiz sınıf arkadaşımı hatırladım.
Bu yazı serisi anılmak isteyen arkadaşıma; 1999-2000 yıllarında 9-10 yaşındayken, hayattan alacaklı giden Mehmet Şerif Kızmaz’a ithaf edilmiştir.
Metin içindeki alıntılar Jason Hickel ve Pawel Wargan’dan.
Demokrasi ve diktatörlüğün kavramsal algılanışı bugünün düşün dünyasında tamamen sislere boğulmuş ve sosyalist cephede dahi bulanıktır.
O yüzden doğrudan başlayalım: Her demokrasi bir diktatörlüktür. Her diktatörlük ise birer demokrasidir. Yapılacak olan ayrım bunun sınıf niteliğidir. Yani her diktatörlük hangi sınıfın örgütlenmiş gücü ise diğer sınıfı bastırmak üzere çalışır. Burjuva diktatörlük olabildiği gibi işçi sınıfı diktatörlüğü de olabilir. Ya da egemen sınıf için demokratlığından kaynaklı yönetim işçi sınıfı veya burjuvazinin (iki sınıf için birden demokrasi olmaz) demokratik yönetimi olur.
Batı’daki birçok kişi için demokrasi, toplumun geleceğine dair farklı vizyonları bünyesinde barındırabilen ve farklı görüşlere yer verebilen çoklu partilerin varlığını gerektirir. Bu görüşe göre devlet tarafsız bir arabulucudur ve “bir kişi, bir oy” ilkesi demokratik katılımın eşitliğini garanti eder.[1]
Yazarlar Mao Zedong’un “Partimizin tüm pratik çalışmalarında, doğru liderlik mutlaka ‘kitlelerden kitlelere’ olmalıdır,” dediğini aktarıyorlar. Ve genel olarak bu sözlerin rehberliğinde bir gözlükle ülke yönetimini gözlemlemeye çalışıyorlar.
Çin nasıl yönetiliyor?
Hickel ve Wargan, Chongqing’deki (Çonçin) Minzhu (Mincu) bölgesinde yaşanan kentsel dönüşümün nasıl yapılacağı konusunda karar süreçlerinde halkın katılımının ülkeye nasıl model olduğunu örneklendirerek başlıyorlar yazılarına.
50’lerin başında yaşanan dönüşümün ilk önce insanların taşınıp şehrin Sovyet mimarisi tarzında yeniden inşa edilmesi planından halkın katılımıyla yerinde dönüşüme dönülmesini anlatıyor.
Burada oluşturulan posta kutusunda öneriler ve geri dönüşler toplanmıştı. Minzhu’nun posta kutusu Çin Halkı Politik Danışma Konferansının (The Chinese People’s Political Consultative Conference -CPPCC) temeli kabul edilebilir.
Biraz uzun alıntılarla yazarların ve aslında bir yanıyla ÇKP’nin de ülkeyi ve partiyi nasıl gördüğünü anlayabiliriz.
Köy düzeyindeki erken deneyimlerden, 9 milyon kilometrekareyi aşan bir ülkede 56 etnik gruptan oluşan 1,4 milyar insan için ülke çapında bir süreç oluşturmaya kadar, bu süreç, yüzyılı aşkın bir örgütsel deneyime dayanan demokratik yönetişim uygulaması olan “tüm süreç halk demokrasisi” adlı bir kavramda somutlaşmıştır.
“Tüm süreç halk demokrasisi” kavramı ilk olarak, Xi Jinping tarafından 2014 yılının Eylül ayında, Çin Halkı Politik Danışma Konferansının (CPPCC) kuruluşunun 65. yıldönümü konferansında yapılan bir konuşmada dile getirilmiştir. Xi, Çin’in sosyalist demokrasisinde uzun süredir yer alan “danışma” unsurunu vurgulamıştır. “Halk demokrasisini uygulamaya koymak ve halkın ülkenin efendisi konumunu güvence altına almak,” dedi, “ülkeyi yönetirken tüm toplumda kapsamlı tartışmalar yürütmemizi gerektirir.”
Bugün, ÇKP 100 milyondan fazla üye ve 75 milyondan fazla gençlik ligi üyesini bünyesinde barındırmaktadır. Aslında, her ailede en az bir kişi parti üyesidir, bu da parti içinde çok çeşitli sosyal konumların ve siyasi görüşlerin temsil edilmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ÇKP’nin Çin toplumunun her kesiminin ne istediğini veya neye ihtiyacı olduğunu anlamak için doğrudan kanallara sahip olmasını da sağlar. ÇKP, iç işleyişinde, partinin temel örgütsel ilkesi ve liderlik sistemini oluşturan demokratik merkeziyetçilik modelini uygulamaktadır (J. Hickel, P. Wargan, age).
Çin Halk Cumhuriyeti, Çin Komünist Partisinin kesin liderliği altında yaşarken bu sistemin ve diğer yönetim mekanizmalarının nasıl çalıştığını anlayacağız. Bu noktada tabii ki ÇKP’nin kendi niteliği de sorgulanacaktır. Yolsuzluklar, burjuvazinin etki kazanması, çürüme üzerine haklı sorular var. Tümden olmasa da kısmen bunu da tabii ki bu yazı serisinde tartışacağım.
Ancak başlarken sistemin mimarisinin ideal hâlini ortaya koymaya çalışacağım. Araçlar, katılım ve hedefler konu edilecek. Ama yazıya örneklerle devam edersek:
Çin Medenî Kanunu’nu hazırlarken, 10 ayrı halk danışma toplantısı düzenlemiş ve 425.000 kişiden bir milyondan fazla yorum almıştır. 2026’dan 2030’a kadar uygulanacak olan Çin’in 15. Beş Yıllık Planı için devam eden istişarelerde, Çin hükûmeti halktan üç milyondan fazla öneri aldı. Bu sayı, 2020’deki 14. Beş Yıllık Plan için benzer bir dönemde alınan önerilerin üç katından fazla.[2]
Örneğin, ÇKP’nin 20. Ulusal Kongresi öncesinde, 54 araştırma kurumu resmi rapora katkı sağlayan araştırmalara katıldı ve 80 makale hazırladı. Bu süreçte, 64 araştırma ekibi illere, özerk bölgelere ve belediyelere 179 saha ziyareti gerçekleştirdi; 25 araştırma ekibi 465 kuruluşa yazılı anketler yaptı; ve 10 araştırma ekibi 252 kuruluşa özel araştırmalar yaptırdı.
Araştırma ekipleri 19.022 katılımcıyı çalışmaya dâhil etti ve 1.847 kişiyle istişareler ve görüşmeler gerçekleştirdi. 20. Kongre Raporu için çevrimiçi kamuoyu istişarelerine sekiz milyondan fazla yanıt geldi.[3]
Yönetim sisteminin danışma mekanizmasından bahsediyoruz ama esas karar alıcılar delegeler nasıl bir seçim sistemi ile seçiliyor? Bu noktada köy/mahalle düzeyinde seçilen delegeler, kent delegelerini, kent delegeleri eyalet (province) delegelerini ve bunlar ulusal delegeleri seçiyor.
Bu, kasaba düzeyinde (乡镇级, xiāngzhènjí, şiancınci) başlar ve burada Kasaba Halk Meclisleri halk tarafından doğrudan seçilir. Bu düzeyde, katılım, doğrudan seçimler ve yerel danışma toplantıları ve forumları ile özerk köy komiteleri tarafından da garanti altına alınmaktadır. Tabandan seçimler, Çin’deki en kapsamlı ve dinamik demokrasi biçimini temsil eder ve köy komiteleri, kentsel sakinler komiteleri ve işletmeler ile kamu kurumlarındaki çalışan kongrelerinin seçimlerini içerir. Çin’in hâlâ büyük ölçüde desantralize olması nedeniyle bu durum önemlidir. Eyalet, il, ilçe, kasaba ve köy düzeyleri dâhil olmak üzere yerel yönetimler, hükûmet gelirlerinin yüzde 50’sini oluşturur ve harcamaların yaklaşık yüzde 85’ini yapar. Çin’in merkezî hükûmeti, toplam hükûmet harcamalarının yalnızca yüzde 15’inden sorumludur; küresel ortalama ise yüzde 66’dır.[4]
İlçe düzeyinde (县级, xiànjí, şianci), ilçe CPPCC komiteleri tarafından desteklenen İlçe Halk Meclisleri; tarım, sanayi, eğitim ve diğer alanlarda uzmanlaşmış komiteler ve önemli konularda halka açık toplantılar düzenlenmektedir. İl/şehir düzeyinde (地市级, dìshìjí, dişıci), Belediye Halk Meclisleri ve bunların daimi komiteleri, belediye CPPCC komiteleri, sektöre özgü danışma mekanizmaları ve kentsel planlama ve kalkınmada geniş halk katılımı sağlanmaktadır. Eyalet düzeyinde (省级, shěngjí, şınci), Eyalet Halk Meclisleri ve bunların daimi komiteleri, eyalet CPPCC komiteleri, bölgeler arası koordinasyon mekanizmaları ve akademik kurumlar ve düşünce kuruluşlarıyla siyasi danışma süreçleri vardır. Halk, kasaba ve ilçe düzeyinde temsilcilerini seçtikten sonra, bu temsilciler de daha üst düzey hükûmet temsilcilerini seçerler.
Demokratik idare, kentsel ve kırsal topluluklara, toplulukların anayasal ve yasal çerçeveler altında kendi kamu işlerini ve hizmetlerini yönetmeleri için, bölge sakinlerinin hak ve yükümlülüklerini, örgütsel prosedürleri, kolektif ekonomi ilkelerini, mahalle güvenliğini, kamu güvenliğini, temizliği, evlilik geleneklerini, aile planlamasını ve kültürel faaliyetleri düzenleyen kendi kurallarını ve geleneklerini oluşturma yetkisi verir.
Ulusal düzeyde, bu süreçler Ulusal Halk Kongresi (NPC) ve CPPCC Ulusal Komitesinde, Devlet Konseyi danışma mekanizmaları ve merkezî hükûmet politika danışma süreçleriyle bir araya gelir. NPC, Çin’in en yüksek devlet iktidar organı olarak görev yapar ve delegeler, kasaba düzeyinde yetkililerin doğrudan seçilmesiyle başlayan çok aşamalı dolaylı seçim sistemi ile seçilir. 2023 yılında NPC’nin 56 etnik grubun temsilcileri de dâhil olmak üzere 2.977 üyesi vardı ve azınlıklar toplamın %14,85’ini oluşturuyordu (bu anlamda, Çin nüfusunun yaklaşık %10’unu oluşturan azınlıklar, hükûmette ortalamadan daha yüksek bir temsil oranına sahiptir).
NPC üyelerinin %16,69’u, 56 göçmen işçi temsilcisi de dâhil olmak üzere, ileri gelen işçiler ve köylüleri temsil etmektedir. Parti ve hükûmet kadroları toplamın %32,55’ini temsil etmektedir ve bu rakam, daha fazla işçi, köylü ve uzmanın Kongreye katılmasıyla yavaş yavaş azalmaktadır.[5]
NPC her yıl toplanır ve oturumlar arasında yetkiyi kullanan bir Daimi Komiteye sahiptir. CPPCC, ulusal düzeyden yerel düzeye kadar NPC sistemine paralel olarak çalışır. Çin’in sekiz demokratik partisinden temsilciler, etnik azınlıklar, dinî gruplar, Hong Kong, Makao, Tayvan bölgesi ve yurtdışında yaşayan Çinlilerin temsilcileri ile çeşitli sektörlerden önde gelen kişilerden oluşur. Siyasi diyalog ve uzlaşma için danışma organı olarak görev yapar.
Köy/kasaba/mahalle düzeyinde seçilen delegelerin bir üst idarî birimde seçtiklerinin bir üst idarî birimde seçtikleriyle oluşan meclislerin halkın doğrudan taleplerini yansıtması nasıl sağlanır? Sosyalizmin dünya genelinde bu konuya bulduğu yanıtlardan birini Çin’in “halk demokrasisi” de uyguluyor. Diğeri de alacağı maaşın ortalama bir işçi/emekçi maaşından yüksek olmaması. Bu konuda net bir bilgiye ulaşamadım.
Ortak bir yönde hareket etme ihtiyacı, yetkililerin hesap verebilirliği üzerinde sonuçlar doğurmaktadır: seçmenler, yetkilileri göreve seçmekle kalmaz, halkın çıkarlarını yeterince yansıtmadıkları takdirde onları görevden de alabilirler.[6]
Halk, yetkililerin yolsuzluk veya görevini kötüye kullanma nedeniyle şikâyet etmeleri için teşvik edilmektedir ve bu tür şikâyetlerin gerçek sonuçları olmaktadır. 2012 ile 2022 yılları arasında, 4,7 milyon kişi sadece yolsuzluk nedeniyle çeşitli cezalarla karşı karşıya kalmıştır. [7]
Yozlaşmanın Çin Halk Cumhuriyeti ve Çin Komünist Partisi yönetiminde önemli bir soru olduğu açık. Son devlet başkanı Xi Jinping’in (Şi Cinpin) de seçilirken en önemli vaatlerinden biriydi.
Nitekim 2014’te yayımlanan “Çin’in Yönetimi-1”de önemli başlıklardan biri çürümeye karşı mücadele idi. Bu talep ciddi manada Çin toplumundan karşılık da buluyordu. Aynı şekilde 2020’de yayımlanan “Çin’in Yönetimi-3”te birçok başlık değişmesine rağmen parti içi reformlar, bürokratizme karşı mücadele, kadroların eğitimi gibi konular yer alıyor.
Bu durum aslında Çinlilerin taleplerini ve değiştirmek üzere idarecilerin önüne koyduğu ana konulardan birinin yönetim ve yöneticilerin yolsuzluktan, bürokratizmden arınması olduğunu gösteriyor.
Çinliler nasıl yaşıyorlar?
Hickel ve Wargan’ın gözlerinden Çin, imalat sektöründe ücretlerin sekiz kat arttığı; Asya’nın en düşük ücretlerini alan işçilere sahip bir ülke olmaktan çıkıp, bölgedeki diğer tüm gelişmekte olan ülkelerden daha yüksek bir seviyeye ulaşmış bir ülke; gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek yaşam beklentisine sahip ülkelerden biri; sağlıklı yaşam beklentisinin ABD’den daha uzun olduğu bir ülke görünüyor. Bu tarihsel gelişmelere 49’da ÇKP’nin devraldığı aşırı yoksul ülkeye bakınca yazarlara karşı çıkmak imkânsız hâle geliyor.
Ancak bugün Çin’de sosyalizmin niteliğine dair ve dünyada sosyalist cephenin gelişmesi umuduyla yapılan tartışmaları da unutmamak gerekir. Sosyalist devrim tarihin en önemli medeniyetlerinden biri iken altüst olmuş, işgal edilmiş, sömürgeleştirilmiş Çin’i ayaklarının üzerine kaldırdı.
Bu deneyimi yaşamış bir milyarı aşkın insanın çok büyük bir kısmının da devrimi kendi tarihi olarak gördüğünü ve eleştirirken bile sahiplendiğini görmek gerekiyor. Bu açıdan ülkede varlığını henüz ve hâlâ koruyan kızıl bayrakların sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz dünya mücadelesinde ön saflara asla geçmeyeceğini kabul edecek kadar umutsuz değilim.
Ancak ülkenin bugünkü “karma” ekonomisinde ne oluyor? Ekstrem yoksulluğun bitirildiğini Dünya Bankası, OECD gibi uluslararası kurumlar da kabul ediyor (Çok yakın zamanda Hindistan’ın Komünist Parti yönetimindeki Kerala eyaletinde de ekstrem yoksulluk bitirildi).
Sağlıklı gıdaya erişim büyük oranda artarken gıda güvenliği konusunda ilerlemeler var.
Batı ve geleneksel Çin tıbbının harmanlandığı sağlık sisteminde; yeterince güvenilir verilere ulaşamasam da yatak kapasitesinin çok büyük bir kısmını devlet sağlıyor. Anne ve bebek ölüm oranları hızlı bir şekilde düşüyor. Ortalama yaşam beklentisi ise yükseliyor. Sağlık harcamalarının çok büyük bir kısmı devlet ve sigortalar tarafından karşılanıyor.
Eğitim sisteminde okuma yazma oranı ve okullaşma çok yüksek düzeyde. Kır/kent; Doğu/Batı arasında farklar olsa ve dünyanın en zorlu yükseköğretime geçiş sınav sistemlerinden biri olsa da yükseköğretime katılım da yüksek. Daha nitelikli okullara yerleşmede ise eşitsiz bir durum ortada.
Ülke kalkınma modelini ekolojik yıkımı durduracak şekilde düzenlemeye çalıştığını ifade ediyor.
Tüm bu olumlu fotoğrafın yanında ise açılım ve reform politikalarından sonra; ÇKP’nin 70’lerden itibaren ciddi kalkınma hikâyesinin yanında; sosyalist piyasa ekonomisi modeline geçerek kapitalistlerin önünü belirli oranda açması, özel sermayeye alan açılması sonucu gini katsayısında da görülecek şekilde eşitsizliğin de büyümesine neden oldu.
2008’de zirvesine çıkan eşitsizlik yapılan politika değişiklikleri ve sübvansiyonlarla gerilemeye başlamıştı. Ancak son dönemde gini katsayısındaki bu gerileme durgunlaştı.
Komünist Parti yönetimi bu gelişmeleri reddetmemekle birlikte Partinin kuruluşunun 100. yıldönümüne denk gelecek şekilde 2020 için orta düzeyde gelişmiş bir müreffeh ülke; devrimin 100. yıldönümüne denk gelecek şekilde, 2049 için ise gelişmiş sosyalist müreffeh ülke olma hedeflerini hâlâ vurguluyor.
Beş yıllık kalkınma planlarını, bütçe düzenlemelerini de bu hedeflere kitleyecek şekilde yaptığını iddia ediyor. Bunun ne kadar başarılı yahut samimi olduğunu ise Çinliler değerlendirecektir.
Bir yandan, finans sektörü ve komuta kademeleri üzerindeki kamu kontrolü (devlet şirketleri Çin’in GSYİH’sinin yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır), Çin’in demokratik olarak onaylanmış ulusal kalkınma planları doğrultusunda yatırım ve üretimi yönlendirmesine olanak tanımaktadır. Öte yandan, sol eleştiriler, birçok Çinli işçinin işgücü sürecine ilişkin doğrudan deneyiminin, kapitalist şirketler içinde sömürüye maruz kalmak olduğunu belirtmektedir.
Bugün Çin fotoğrafının iki yönü vardır. Yukarıdaki alıntıda belirtilen şekliyle devlet kontrolü. Bu noktada devlet mülkiyetindeki şirketler-SOE’ler (state owned enterprises) önemli bir rol alıyor.
SOE’ler bütün ekonominin üçte birini sağlarken askerî teknoloji, yüksek teknoloji, finans gibi kritik sektörlerin çok büyük bir kısmını ya da tamamını oluşturuyor. Bu şirketler kâr öncelikli değil beş yıllık planlarda oluşturulan ulusal hedeflere ulaşılması için yönlendirici etkiye sahip.
Öte yandan toprağın kendine has mülkiyeti önemli bir yerde duruyor. Şehirlerde toprağın üzerindeki üretim araçları dâhil her şey mülk edinilebilirken toprak mülk edinilemiyor. Toprağın konutlar için 70 yıllık; ticaret vb. özel girişimler için ise 50 yıl veya daha az kullanım hakkı kiralanıyor. Köylerde ise kolektif mülkiyet bireysel kullanım hakkı var. Toprak bütün köylülere tahsis edilmiş durumda.
Vergi sisteminde ise gelire bağlı katlanan değerli oranlar var. Anti-tekel yasalar üzerine de düzenleme çabaları var.
Ancak yine yukarıdaki aynı alıntıda bahsi geçen sol eleştirinin tümden haksız olduğunu söylemek körlük olacaktır.
O yüzden Çin Devrimi’nin yarattığı Çin Halk Cumhuriyeti’ne dair söylenecek yüzlerce şey arasında en doğrusu gerçeğin asla tek yönlü ve tek görüngüye sahip olmadığı olacaktır.
[1] Building Whole-Proccess People’s Democracy in China, Çin’de bütün bir halk demokrasisi inşası – Jason Hickel, Pawel Wargan, https://progressive.international/blueprint/cb7dbaf4-b106-4105-8bde-fdab4bfc2fe8-building-whole-process-peoples-democracy-in-china/en
[2] Ramos, Mauro. “Chinese people submit over 3 million suggestions for government’s 15th Five-year plan”, Peoples Dispatch, 7 Ağustos 2025, aktaran Hickel ve Wargan.
[3] 推动中华民族伟大复兴号巨轮乘风破浪、扬帆远航棗党的二十大报告诞生记 https://www.12371.cn/2022/10/26/ARTI1666739549602532.shtml, aktaran Hickel ve Wargan.
[4] Arthur Kroeber, China’s Economy: What Everyone Needs to Know (New York: Oxford University Press, 2020), 147, aktaran Hickel ve Wargan.
[5] 【两会知识贴④】全国人大代表都是谁?Guangming Daily, 4 Mart 2023, aktaran Hickel ve Wargan.
[6] Chapter IX: Supervision, Recall and By-Elections Held to Fill Vacancies, Electoral Law of the National People’s Congress and Local People’s Congresses of the People’s Republic of China, http://www.npc.gov.cn/zgrdw/englishnpc/Law/2007-12/13/content_1384080.htm, aktaran Hickel ve Wargan.
[7] Zhang Hui, “China punishes 4.7 million people in decade-long anti-graft campaign”, Global Times, aktaran Hickel ve Wargan.




