Deprem gibi doğal bir afeti, bile isteye katliama dönüştüren yönetenler, deprem sabahından başlayarak maden ve inşaat işçilerinin, sağlıkçıların, avukatların, mühendislerin, kadınların, öğrencilerin, yaşlı-genç seferber olan tüm halkın dayanışmasını engellemek için ellerinden geleni yaptılar.
Çadırlardan, gıda kolilerine kadar halkın seferberliği ile gönderilen tüm yardımları tekeline almak için engelleyerek, çadır, yemek satarak, dayanışma merkezlerine ve gönüllülere saldırarak deprem karşısındaki tutumlarını çıplak biçimde ortaya koydular. Pazarcık’tan Osmaniye’ye oradan Antakya’ya deprem koordinasyonlarını kaldırmaya çalışarak, gönüllüleri tehdit edip gözaltına alarak dayanışmayı, halkın kendi kaderini eline almasını engellemeye çalışmaktadırlar.
Bugün gelinen noktada depremden etkilenen bölgelerde sağlıktan eğitime, temel yaşamsal ihtiyaçlardan delillerin karartılmamasına kadar her şey “dayanışma yaşatır” diyen insanların emeğiyle yapılabilmektedir. Bugün bölgede hâlâ dayanışmanın daha güçlü örülmesi için onurlu insanlara ihtiyaç vardır.
Depremden etkilenen bölgelerde birinci basamak sağlık hizmetleri çökmüştür, toplum sağlığı ve birinci basamağın yeniden örgütlenebilmesi için gönüllü sağlık emekçileri köy köy, sokak sokak ilk günden beri alandadır. Bunu engellemeye çalışmak insanlık suçudur.
Tüm hasar tespit çalışmalarında büyük yolsuzluk döndürmeye çalışanlara karşı, usulsüz yapıların dosyaların kaçırılmasına karşı, evlerinden yaşamlarından olan insanların sokak ortasında devletin kolluk güçleri tarafından işkenceye uğramasına karşı gönüllü avukatlar gecesini gündüzüne katmaktadır. Bunu engellemeye çalışmak insanlık suçudur.
Çadırdan kuru gıdaya, revirden ısıtıcıya halkın ihtiyaçlarının örgütlenmesinde devrimciler, yurtseverler, sosyalistler, kadınlar, öğrenciler bir bütün olarak tüm bu engellemelere karşı halkla beraber dayanışmayı örgütlemeye devam etmektedir. Bunu engellemeye çalışmak insanlık suçudur.
Esas güç, devletin tüm engellemelerine rağmen gönüllü arama-kurtarmaya katılan, kamyonlar dolusu desteği deprem bölgelerine götüren, yıkılmış kentlerde elektrikten suya, barınmaya, beslenmeye, halkın ihtiyaçları için örgütlenen, sağlık için revirler kuran gönüllülerde; yani halkın kendisindedir! Parayla satın alınamayan, tehditle susturulamayan insan onurundadır.
İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri Deprem Kriz Koordinasyonu olarak, halkın seferberliğini ve dayanışmayı engelleme girişimlerine sessiz kalmayacağımızı ilan ediyor, dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
3 Mart 2023