Yıkılan binaların müteahhitleri üçer beşer tutuklanıyor, bakanlık emriyle hasar kayıtlarının olduğu kamu binası yıktırılmaya çalışıyor. Bölgedeki avukatlar yetişmese enkaz altında bıraktıkları bir kentin karanlığını, suçlarını örtmeye kullanacaklar.
Asıl sorumlular bellidir.
Asıl sorumlular, imar affı kanun teklifi edenlerden, bu kanunlara evet oyu veren burjuva muhalefetinden iktidarına tüm yasama sürecinde rol almış milletvekilleridir.
Asıl sorumlular, depreme dayanıksız binaların imar iznine imza atmış eski ve yeni belediye başkanları, belediyelerin imar müdürleri, komisyonlarıdır.
Asıl sorumlular, eski ve yeni çevre şehircilik bakanları, il müdürleri, bürokratik süreçte yer almış tüm kişilerdir.
Asıl sorumlular Saray’dadır.
Nasıl deprem haberini alır almaz birbirimizden başka bir kurtarıcı beklemeden harekete geçtiysek, üzerimize devlet eliyle çöktürülmüş bu enkazı nihai olarak kaldırmak için tüm sorumluların yargılanmasını sağlamalıyız.
Ama öyle üç beş müteahhit tutuklayıp öfkemizi sündürmeye çalışan göstermelik mahkemelerde değil.
Depremin asıl sorumlularını gösteren delillerin tutulduğu binanın yıkımı için emir veren bakanlığın tespitleriyle yürütülecek soruşturmalarla değil.
Deprem mahkemeleri kurulmalıdır. Bütün sorumlular yargılanmalıdır.
• Baroların, meslek odalarının, gönüllülerce oluşturulmuş afet koordinasyon merkezlerinin, ekoloji ve kent örgütlenmeleri ile sağlık örgütleri, emek örgütlerinin bir araya geldiği bir koordinasyon kurulmalıdır. Bu koordinasyon sorumluların yargılanma sürecini tüm boyutları ile örgütlemelidir.
• Bölgede çalışma yürüten gönüllü afet koordinasyon merkezlerinin katkısıyla hasar tespiti yapılacak binalar ve örnek alınacak enkazlar belirlenmelidir.
• Bu yıkıma yol açan, izin veren devlet görevlilerinin hiçbir şekilde tarafsız olmayacağı açıktır.
Hazırlık aşaması için hasar tespit çalışmaları, enkazlardan alınacak örnekler, verilmiş imar izinlerinin geriye dönük denetlenmesi, delillerin toplanması vb. baroların ve odaların belirlediği avukatlar, mühendisler, mimarlar tarafından yürütülmelidir.
• Soruşturma süreci yalnızca savcılığa bırakılamaz. Hukuk fakültesi öğrencisi sınavda yazsa dersten kalacak içerikte iddianamelerin hazırlanmaması için bu süreci hukuki açıdan takip edecek, görüş bildirecek; imar hukuku ve ceza hukuku alanlarında çalışan hukukçulardan oluşan konusuna özgü komisyonlarla sürece dahil olmalıdır.
• Soruşturma sürecinde toplanan veriler, süreç boyunca barolar ve meslek örgütleri tarafından halka açıklanmalıdır.
• Depremin ilk gününden bu yana seferber olan bizler, soruşturma sürecinin başlatılmasından etkin bir şekilde yürütülmesine, tüm dava sürecinde; mahkeme salonunda, adliye önünde, sokakta tüm sorumlular hak ettikleri cezayı alıncaya dek sürecin takipçisi olmalı, oluşturulan bu dayanışmayı büyütmelidir.
Bir daha bu enkazın altında kalmak istemiyorsak, tüm sorumluların ceza almasını sağlamalıyız. Bunu ancak örgütlü gücümüz ile yapabiliriz. Bugün nasıl ki işçiler, kadınlar, öğrenciler olarak hayatta kalmak için birbirimize el veriyorsak, dayanışmayı büyütüyorsak bundan sonra da hep birlikte bu mücadeleyi yürütmeli ve büyütmeliyiz.