17 Kasım günü AK Parti’li bir grup milletvekili TBMM’de, çocuk tecavüzlerini aklayan önerge verdi. Önergeyle, cinsel istismar suçunda mağdurla failin evlenmesi durumunda Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılması teklif edildi:
“Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir.”
Yani önergeye göre tecavüze uğrayan çocuğun tecavüzcüsüyle evlendirilmesi durumunda ceza ortadan kalkacaktı.
Önergenin yolu önceden yapılmıştı
Anayasa Mahkemesi bir süre önce çok tartışılan bir karar vererek, Bafra’da bir Ağır Ceza Mahkemesi’nin başvurusu üzerine, “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü iptal etmişti. Böylece 15 yaş altı her çocuğa yönelik cinsel davranışın cinsel istismar sayılmayabileceği hükümlerin kapısı aralanmıştı.
Son olarak TBMM Adalet Komisyonu tarafından 24 Ekim’de kabul edilerek görüşülmek üzere Genel Kurul’a gönderilen “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile 12 yaş öncesi ve sonrasında farklı cezalar uygulanması planlandı. Önceden 15 yaş altı tüm çocuklara yönelik cinsel davranışlar cinsel istismar sayılırken Genel Kurul’a gönderilen yasa ile ‘rıza’ yaşının 12’ye çekilmesi isteniyordu.
Devlete göre mağdur olan; çocuklar değil, istismarcılar
Çocukların kendilerine tecavüz edenlerle evlendirilmesine dair önerge sunan AK Parti’nin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ düzenlemeyi “Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş insanlar değil, tamamen ailelerin rızasıyla yapmışlar” diyerek savundu. Tecavüz suçunu işleyenlere af getiren bir uygulama olmadığını iddia eden Bozdağ, “Yapılan düzenleme çocuklara cinsel istismarda, cebir, tehdit, hile ile iradeyi sakatlayan cinsel istismar suçunu işleyenler kesinlikle bundan yararlanamayacaklar” dedi. Bozdağ’a “çocuklara cebir, tehdit ve hile ile iradeyi sakatlamayan cinsel istismar olur mu” sorusunu yöneltecek bir gazeteci ise elbette bulunmuyordu.
Bozdağ, “Sadece geriye dönük bir defalık uygulanacaktır, geriye dönük uygulanması söz konusu değildir. Büyük bir çarpıtma yapıyorlar” iddiasında bulunurken, “Mağdur olan yaklaşık 3 bin civarında vatandaşımız” var dedi.
Bozdağ’a göre mağdur olan çocuk yaşta zorla evlendirilenler değil, istismarcı olduğu için ceza alanlar. Devletin çocuk istismarına bakışını çocukların ‘rıza’sına dayandırdığı önceden yaptığı yasal düzenlemelerle de ortaya konulmuştu. Bozdağ her ne kadar anlaşılamadıklarını, önergenin çarpıtıldığını düşünse de, önergeye karşı sosyal medya üzerinden çığ gibi büyüyen tepkiler tam da bu konuya değiniyor, çocuğun rızası diye bir şeyin söz konusu olamayacağı, istismarın istismar olarak kabul edilmesi gerektiği üzerineydi.
Yandaş medyadan tecavüze destek
Yandaş medya temsilcilerinden Star gazetesi, haberi “CHP tecavüze sarıldı” başlığıyla vererek “CHP dinî nikâhlı erkekleri tecavüzcü ilan etti” diye yazdı.
Yine bu süreçte CNNTürk ekranlarında Şirin Payzın’ın konuğu olan ‘yazar’ Vahdettin İnce “Başka kültürlerde oluşmuş algılar evrensel hukuk olarak dayatılıyor. Öyle bir şey yoktur, 18 yaş falan, kanunen böyle bir sınırlandırma getirilmiş olabilir, ama bu doğru değil. Neden 18 yaşına kadar beklesin ki?.. Bizim kültürümüzde reşit olmak ile Avrupa’da reşit olmak aynı değildir” diyen İnce, alenen 13 yaşındaki bir çocuğun evliliğinin de kabul edilebilir olduğunu savundu.
Ensar çürümüşlüğü sürüyor, devlet aklama çabasında
AK Parti’li milletvekillerinin çocuk istismarını meşrulaştıran bu önergeyi sunmasından 10 gün önceyse Adıyaman’ın Gerger ilçesindeki imam hatip lisesinde öğrenim gören yaklaşık 30 öğrenciye cinsel istismar yapıldığı gerekçesiyle okul görevlisi bir hademe tutuklandı, üç idarecinin görev yeri değiştirildi.
Taciz iddiası basından ve kamuoyundan gizlendi. Konu sosyal medya hesaplarına yansıyınca, kamu görevlileri harekete geçerek yazılanların silinmesi için baskı yapmaya başladı. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Adıyaman’da 30 değil, 76 çocuğun tacize uğradığı bilgisine ulaştıklarını belirtti. CHP’li vekil, 76 çocuğu taciz etmekle suçlanan müstahdemin korunduğunu, sorumluların ise gerçeği kamuoyundan gizlediğini savundu. Ardından konuya dair yeni açıklamalar yapan Yarkadaş, “Tacizle suçlanan müstahdem M.S.G, birkaç ay önce, o dönem görev yaptığı Adıyaman 1 Aralık Orta Okulu’ndaki bir taciz şikâyetinden dolayı soruşturmaya uğruyor. Müstahdem MSG, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, Gerger İmam Hatip Lisesi’nde görevlendiriliyor. Tacize uğrayan çocukların yakınlarının bize verdiği bilgiye göre, nasıl oluyorsa, MSG, bir ya da iki ay sonra tekrar 1 Aralık Orta Okulu’ndaki görevine dönüyor” dedi.
Yarkadaş, MSG’nin, eski görev yerine dönmesinin ardından, yine bir şikâyet sonucu görev yerinin değiştirildiğini, bu kez ise 15 Temmuz Şehitleri Lisesi’ne gönderildiğini belirterek “MSG tacize burada da devam edince, şikâyet üzerine tekrar Gerger İmam Hatip Lisesi’ne gönderiliyor” dedi. “Bunca somut kanıta rağmen, kimse MSG’nin görevine son veremiyor’” diyen Yarkadaş, “Acaba bu dayanışmanın sebebi, MSG’nin bağlı bulunduğu tarikattan mı kaynaklanıyor? MSG’nin facebook sayfasında, bağlı bulunduğu tarikata ait görseller var. Koruma zırhı tarikattan mı sağlanıyor?” diye sordu.
Tacizle suçlanan MSG’nin yaptıklarının üstünün ısrarla örtüldüğünü belirten Yarkadaş, “Gerger’de devlet yöneticileri bu tacizi biliyormuş… Kaymakamlık görevlilerinin bazılarının bu tacizin üstünü örtmek için gayret sarf ettiği de biliniyormuş” ifadesini kullandı.
Devlet tıpkı Ensar’da olduğu gibi bu tecavüz skandalının da üstünü örtmeye çalışırken, hemen ardından yapmaya çalıştığı yeni düzenlemelerle çocuk istismarını meşrulaştırmaya ve tecavüzü aklama çabalarına devam etti.
10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi
Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 7 kat arttı. 2006’da çocuklara yönelik cinsel taciz iddiasıyla açılan dava sayısı 2 bin 414 iken, 2015 yılında ise aynı nedenle açılan dava sayısı yaklaşık yüzde 700’lük bir artışla 16 bin 957’ye yükselmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. 2015 yılında evlendirilenlerin 31 bin 337’si kız, bin 483’ü erkek çocuğuydu. Bu sayı, 2015’teki toplam evlilik oranında kızlarda yüzde 5.2’ye, erkeklerde yüzde 0.2’ye denk geliyor. 2015’te 15-17 yaş arası tam 17 bin 789 kız çocuk doğum yaptı. Kız çocuklarında 15 yaş altı doğum yapanların sayısı ise aynı yıl 244 oldu.
Nevşin Mengü: “Bir yakınlarının istismar durumu var herhalde”
CNN Türk Ana Haber spikeri Nevşin Mengü, AK Parti’nin söz konusu önergesinin 3 gün önce Emine Erdoğan’ın da katıldığı Uluslararası Kadın Kongresi’nde dile getirildiğine dikkat çekti.
Mengü, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Birinin bir yakınının çocuk istismarı durumu var herhâlde, aklanmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı. Binlerce Twitter kullanıcısı tarafından paylaşılan yoruma, yazar ve TV sunucusu Yekta Kopan’ın verdiği yanıt da dikkat çekti. Kopan, Mengü’nün ifadelerine “Mağduriyet hikâyeleri üstünden hazırlanan bir yasa teklifi, bu dediğinizi düşündürüyor Nevşin.”diyerek yanıt verdi.
Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), AK Parti’nin “cinsel istismar” suçuna ilişkin önergesiyle ilgili, “Tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda cinsel istismar suçunu işleyenlerin, güç, nüfuz vb. imkânlar ile mağduru ve çevresini etki altına alması ve mağdur ile evlenme yoluna giderek serbest kalmasının önü açılacaktır.” açıklamasında bulundu. Bunun üzerine burjuva medyada da sıkça KADEM yasa taslağına karşıymış gibi gösterilse de, Nevşin Mengü’nün attığı tweetin de doğruladığı üzere 1. Uluslararası Kadın Konferansı’nda yasayı savunanlar, toplumun farklı kesimlerinden kadınların tepkisi üzerine yön değiştirmek zorunda kaldı.
“İtaat yok isyan var”
Tecavüzü meşrulaştıran önergeye karşı ülkenin dört bir yanında kadınlar sokağa çıktı. “Tecavüz meşrulaştırılamaz” diyen kadınlara bazı illerde polis saldırırken, birçok ilde yasaklara karşı kadınlar sokakları doldurdu.
Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla Yüksel Caddesi’nde yüzlerce kadın, “AKP elini çocuklardan çek”, “Tecavüzcü devlet hesap verecek” sloganlarıyla bir araya geldi. Basın açıklaması yapan kadınlar, yasa geri çekilene kadar direnişte olacaklarını belirtti. 22 Kasım Salı günü saat 11.30’da TBMM önünde olacaklarını belirten kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için 26 Kasım Cumartesi günü saat 14.30’da Kolej Meydanı’ndan başlayacak mitinge çağırdı. “İtaat yok isyan var” diyen kadınlar, “Tacize, tecavüze, erkek/devlet şiddetine” karşı sokakta olacaklarını belirtti. Kadınlar eylemi şarkılarla ve sloganlarla sonlandırdı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise, Mülkiyeliler Birliği’nde basın açıklaması yaparak AK Parti’li vekillerce Meclis’e sunulan önergeyi yırttı.
Ülke genelinde kadınlar direnişte: “Yaşamak direnmektir”
Çocuk tecavüzcülerine af getiren yasa tasarısını protesto etmek için Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Eylem Grubu’nun çağrısıyla binlerce kadın 19 Kasım Cumartesi akşamı saat 18.00’da Kadıköy Süreyya Operası’nın önünde biraraya geldi.
Yasa tasarısının geri çekilmesini talep eden kadınlar sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Kadıköy sokaklarında yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş esnasında binlerce kadın ‘Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’, ‘Tecavüz suçtur, yasası olmaz’, ‘Bu yasa meclisten geçmeyecek’ sloganlarını Kadıköy sokaklarında haykırırken, Kadıköylüler de eyleme alkışlarla ve sloganlara katılarak destek verdi.
Yürüyüşün ardından Khalkedon Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında “AKP oyları ile kabul edilen cinsel istismar suçlarını af yasası, çocuk ve kadın haklarına, uluslararası yükümlülüklere aykırıdır, kabul edilemez. Türkiye’de, kadınların ve kız çocuklarının kazanılmış haklarına yönelik tehditler ve saldırılar artarak devam ediyor. Bu yasa kadınlara ve çocuklara saldırıların en tehlikelilerinden ve her an kanunlaşabilir. Bunun anlamı, 2004 yılında TCK Reformu sürecinde kadın örgütlerinin verdiği mücadele ile değiştirilen “mağdurun tecavüzcü ile evlendirilmesi durumunda failin affedilmesi’’ maddesinin geri gelmesidir” denildi. Bu eylemin Kadıköy’de uzun süredir yapılan en kitlesel eylemlerden biri olması dikkat çekti.
Antalya’da önergeyi protesto eden 5’i Halkevci Kadınlar’dan, 2’si Üniversiteli Kadın Kolektifi üyesi 7 kişi Cumhuriyet Meydanı’nda gözaltına alındı. Kadınlar gözaltına alınırken çevredekiler “tecavüz yasası” karşıtı protestoyu destekleyerek alkışladı.
Trabzon Demokratik Kadın Platformu öncülüğünde yapılan yürüyüş ve basın açıklamasıyla, cinsel istismar suçlarında failin mağdurla evlenmesi halinde getirilmek istenen af, protesto edildi. Kadınlar, Cumhuriyet Caddesi’nde buluşarak Uzun Sokak üzerinden Atatürk Alanı’na kadar yürüdü. Bazı kadınların, önergeyi destekleyen milletvekillerinin üzeri çizilmiş fotoğraflarını taşıdığı görüldü.
Platform adına basın metnini okuyan Merve Durak “Türkiye’de kadınların ve kız çocuklarının kazanılmış haklarına yönelik tehditler ve saldırılar giderek artmaktadır. TCK 103. Madde değişikliği ve eki olan AKP milletvekillerinin oy birliği ile kabul ettiği önerge bu saldırıların en tehlikelilerindendir ve kanunlaşabilir. Bu durum ise kazanılan haklarda büyük bir geriye gidiştir. Türkiye’de çocuk istismarı sistematik ve yaygın olarak işleniyor. Çocuk yaşta evlilikler, cinsel istismarın sürekli hale getirilmiş biçimidir. AKP hükümeti, eril ve cinsiyet eşitliğini reddeden bir anlayışla cinsel istismarı meşrulaştırıp yasal hale getiriyor. AKP’nin cinsel istismara uğrayan çocukları evlendirip tecavüzcüyü kurtarma planını gece yarısı meclise getirilmesi yetmemiş gibi Adalet Bakanı’nın yaptığı açıklamada ‘tecavüzcüleri kesinlikle kapsamıyor ancak çocuklarla evlenenlere uygulanacak’ demesi niyeti apaçık ortaya koymuştur. Doğuracağı insanlık dışı sonuçları şimdiden bilinen bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir. Çocuk istismarını, taciz ve tecavüzü meşrulaştıran yasalarınıza, eril söylem ve politikalarınıza karşı, eşit ve özgür bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Samsun, Kocaeli, İzmir ve ülkenin dört bir yanında kadınlar yasaya karşı kitlesel direnişe geçerken, polis saldırılarına rağmen eylemlerini sürdürdü.
Önerge sokaktan geçmedi
OHAL sürecine rağmen kitlesel yürüyüşlerle karşı koyulması üzerine önergeyi içeren torba tasarı Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın imzasıyla 22 Kasım günü Adalet Komisyonu’na geri çekildi. Kadın örgütleri ve siyasi partiler önerinin komisyona çekilmesinin yeterli olmadığını, tamamen iptal edilmesi gerektiğini belirtti. Tepkiler üzerine AK Parti tasarıyı TBMM Adalet Komisyonu’ndan da çıkardı.
Rıza yaşı 12’ye mi düşüyor?
Söz konusu tasarı Adalet Komisyonu’ndan çıkarıldıysa da Türk Ceza Kanunu’nun 103. Maddesinde kısmi bir değişiklik yapılmış oldu.
Konuyla ilgili Avukat Seher Kırbaş Canikoğlu’nun değerlendirmesi şu şekilde:
“Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeden önce 15 yaşın altındaki bütün çocuklara karşı cinsel davranışlar cinsel istismar olarak nitelendiriliyor ve mağdurlar arasında yaş ayrımı yapılmaksızın faile aynı oranda ceza veriliyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi, 4 yaşında bir çocuğa tecavüz edenle 14 yaşında bir çocuğa tecavüz edenin aynı oranda cezalandırılmasının adil olmadığını, ayrıca 12-15 yaş arası çocukların bazı durumlarda rıza ile cinsellik yaşayabileceklerini söyleyerek, Türk Ceza Kanunu 103. maddesinin bazı kısımlarını iptal etti. Bu iptal edilen kısımlar hakkında, TBMM tarafından 11 Aralık’a kadar yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor.
“TBMM tarafından kabul edilen tasarıda öncekinden farklı olarak, 15 yaş altındaki çocuklar 0-12 yaş ve 12-15 yaş olmak üzere iki gruba ayrılıyor ve bu iki farklı gruptaki çocuklara yönelik işlenen istismar suçlarında, faile kademeli cezalar öngörülüyor. Bu bağlamda, 12 yaşın altındaki çocuklara yönelik istismar durumunda, daha fazla ceza öngörülüyor.
“Bu tasarı kimi hukukçular tarafından cinsel istismar davalarında rıza araştırmasının 12 yaşındaki çocuklara kadar indirildiği şeklinde yorumlanıyor ve düzeltilmesi talep ediliyor.
“Ancak TCK 103/1-a; 15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın, cinsel istismar olduğunu düzenliyor. Anayasa Mahkemesi bu bendi iptal etmeyerek, rıza bakımından 15 yaş altı çocuklar arasında herhangi bir fark görmediğini, 15 yaş altındaki bir çocuğun herhangi bir cinsel davranışın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği olmadığını düşündüğünü göstermiş oluyor.
“Bu sebeple, yasanın rıza ile ilgili kısmında herhangi bir iptal kararı yok ve dolayısıyla yeni tasarıda da bu konuda bir düzenleme yok.
“Ayrıca 15 yaşın üstü çocuklarda bile cebir, tehdit ve hile olmaksızın cinsel ilişki söz konusu olduğunda, failin şikayet üzerine cezalandırılabileceği, 104. maddede düzenlenmiş. İtiraz eden hukukçuların söylediği gibi tasarının 12-15 yaş arası mağdurlarda da rıza araştırması yapılması planlanıyorsa, mevcut haliyle 15-18 yaş arası çocukların rıza ile olan birlikteliğinden daha güçlü bir rıza gösterdiğini varsaymış olması gerekir. Çünkü rıza olduğu takdirde nasıl bir ceza verileceği hakkında herhangi bir düzenleme yapılmamış, rızadan tasarıda 12-15 yaş arası için hiç bahsedilmemiş, eğer ki rıza olup olmadığı araştırılacaksa ve rızanın olduğu sonucuna varılırsa, o zaman hiç ceza verilmeyeceği yorumu da yapılabilir. Böyle bir sonuç da, 15-18 yaş arası mağdurlar için dahi rıza olması durumunda şikayete bağlı olarak ceza öngören kanun, 12 yaşındaki mağdurun failine ceza verilmemesi gibi bir sonuca götürür bizi! Bu ihtimal de, tasarının rıza araştırması yapılmasını amaçlamadığı ya da bu hususu gözden kaçırdığı sonucuna götürüyor.
“Ceza yargılaması, katı usul kuralları ile bağlıdır. Kanunda direkt olarak yazılmamış bir şeyin yorum yoluyla, ya da gerekçeye bakarak uygulanması, ceza hukukuna uygun değil.
“Bütün bunlardan hareketle, tasarı bu haliyle geçtiği takdirde 15 yaş altı çocuklara karşı cinsel istismar suçlarında rıza araştırması yine yapılamayacak, bütün cinsel davranışların cinsel istismar olarak değerlendirilmesi gerekecektir.
“Tabii bu söylediğim, ceza hukukuna uygun bir yargılama yapıldığı takdirde geçerli. Ancak bunun,
Türkiye şartlarında garantisini verebilecek olan kimse, takdir edersiniz ki yok.”
Kaynak: Sendika.org, direnişteyiz, ETHA, evrensel, 24 Kasım 2016