Ensar Vakfı, ülke, insanımız, Müslümanlar

Derdimiz bu bina ve muhafazakâr adamlar değil; derdimiz, “Emr-i Bil maruf nehy-i anil münker” (Ali İmran-104) diyerek yola çıkan bir dinin ve kendisine Müslüman diyen toplumun bu vahşet karşısında kendilerinden olanın yaptığına çıt çıkarmamaları.
Toplumun muhafazakâr kanadının ikiyüzlülüğü o kadar büyüyerek çürümüştür ki, bunlar çocuklarına tecavüz edildiğinde susan ahmak gerizekâlılar olarak karşımızdadırlar.
Oysa ki; “Siz hiç akletmez misiniz”, “Siz hiç düşünmez misiniz?” diyen bir kitabın ehli bu insancıklar ensarun olamamış ensarı anlamamış hatta ve hatta ensarı hiç düşünmemiş kitap yüksüz zavallılardır.
Gelelim Ensar’a…
Ensar, Arapça’da “yardımcılar, yardım edenler” anlamına gelmektedir. Ensar; Hz. Muhammed, Mekke’den Medine’ye göçtüğü zaman, Mekke’den gelen Müslümanları konuk edip, onlara yardım edenler için kullanılmıştır. Peygamber, Ensar ve Muhaciri kardeş ilan etmiştir.
Yardım edecekleri, geleceği kurmayı hedefledikleri, kendilerine sığınmış, emanet edilmiş çocuklara (ki o çocuklar muhacir, oradakiler de hesapta ensardır) tecavüz ederek, muhafaza edecekleri iktidarlarını korumaya çalışıp kendilerine zavallı dünya dini kuran “esfeli safilin”dir (Tin-5).
“Andolsun ki; biz cinn ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır; anlamazlar, gözleri vardır; görmezler, kulakları vardır; duymazlar. Onlar; hayvanlar gibidirler, hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar; gafillerin kendilerdir.” (Araf 179, İbni Kesir Meali).
Esfeli safilinler (Sefillerin sefili, aşağılık aşağısı, çukur insanı)…
Bel Hum Edaller (Hayvandan bile aşağı insanlar)…
Tecavüz edenler, yok edenler, taciz edenler çocuklara tecavüz edildiğinde ses çıkarmayanlar.
Ülke…
Ülke o binayı kuranların yüzyıl öncesinden atalarının ülkesidir, jönler, ittihatçılar bu ülkenin hamurunu karmışlardır. Bu adamlar da karılan bu hamurdan çıkan abuk ürünlerdir. Muhafaza edecekleri iktidarları, muhafaza edecekleri yalanları muhafaza edecekleri karanlık yanları vardır.
Halkların imha ve inkârı bab’ında…
Pontuslar, Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Ezidiler, imha edip inkâr ederek bu binanın kurulmasını sağladıkları halklardır. Ülke, bu karanlığın, halkların imha ve inkârının üzerine kurulmuştur.
Şimdiki kurucu artığı şüreka da bu muhafaza ile görevli olanlar, tecavüzü atalarından öğrenmiş zavallılardır.
İnsanlarımız, Müslümanlar…
Fakat etki ettikleri, kendilerine Müslüman diyen bu halk tecavüze sahip çıkmış, ses çıkarmamış, zulme ses çıkarmayan dilsiz şeytanlar olmuşlardır.
Nasıl olmasınlar ki, işini bilen vatandaş, memur, işçi olarak eğitimlerini tamamlayan; yardım, kardeşlik, paylaşmak gibi güzel hasletlerden uzaklaşan bir binanın yapı taşlarıdır bu insanlar.
İnandıkları kitaptan uzun uzun yazıp hazır bilgi vermektense araştırırlar belki diyerek şunları yazmak yeterli olur, bakmak isterler meraklanarak; Araf 80-82, Hud 81, Hicr 73-76, Şuara 160-168, Ankebut 28-29, Şuara 169, Hud 78.
Kutsal saydıkları, evlerinin duvarlarına astıkları ya da kitaplıklarının başına koydukları, üzerine danteller işledikleri kitaplarından bakabilirler. Evet bunlara dediklerimiz, Yüce Furkan’ın surelerinden ayetlerdir biline….
Ayrıca Enbiya 10, Yasin 62 ve onlarca “Siz hiç akletmez misiniz? Siz hiç düşünmez misiniz?” diyen ayetlere bakabilir ilgili insanlarımız.
“Andolsun ki, O sizden pek çok nesli saptırmıştır. Akletmez misiniz?” (Yasin 62, Seyyid Kutub Meali).
Durum bu vaziyette iken ülkenin insanı hâlen Ensar Vakfı cephesinde vuku bulan iğrenç tecavüz olayı ile ilgili olarak sokakta ses çıkaramıyor ise, oturup düşünmeliler; neye iman etmişler, hangi hayatı kimin için yaşıyorlar.
“Sizden, hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” (Ali İmran 104, Ali Bulaç Meali).
“Fakat, ne yazık ki, (yok ettiğimiz) sizden önceki kuşaklar arasından, yeryüzünde yozlaşmaya karşı çıkan (doğru yolu izledikleri için) kendilerini kurtardığımız küçük toplulukların dışında- akıl/iz’an ve erdem sahibi kimseler çıkmadı. Ve zulme eğilim gösteren çoğunluk yalnızca kendilerini yozlaştıran hazların peşine düşüp günaha gömülüp gittiler.” (Hud 116, Muhammed Esed Meali).
Kurtuluşa ermek niyetindeysen Müslüman, bu sadece kıldığın namaz ile, tuttuğun oruç, verdiğin zekât, gittiğin hacc ile olmayacak, olamayacaktır, ki böyle buyuruyor yüce Furkan.
Ülkende yaşanan tecavüz ile ilgili ülkenin sokaklarında, alanlarında devrimci sosyalistlerin sesi yükseliyor ve bu zulme devrimci sosyalistler alanlarda, sokaklarda karşı çıkarak çocuklarımıza sahip çıkıyor ise; sen evinde, ofisinde sıcacık sulardan aldığın abdestin ile başını ve ayağını mesh edemezsin, edersen de olmaz, kimse de bunu yemez, sadece şeytan taklalar atarak akılsızlığına sevinir.
Ülkenin devrimcileri sosyalistleri; ‘’Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” derken, Müslüman insanı, iyiliği emreden kötülükten uzak tutan tavır ile kurtuluşa ulaşan, olmak istediğindendir ülkenin sarı saçlı kara gözlü, kara saçlı mavi gözlü çocuklarıyla…
Ey Müslüman, tecavüz edilen senin benim bizim çocuğumuzdur.
Ey Müslüman, tecavüze uğrayan bu halkların geleceğidir.
Ey Müslüman, tecavüz edilen, devletin tecavüz ettiği sensin.
Ey Müslüman, muhafaza edeceğin geleceğin ve çocuklarındır, muhafaza edeceğin muhafazakâr devletin sana sunduğu tecavüz kültürü değildir.
Ey Müslüman, tecavüzcü, yağmacı, imha ve inkâr üzerine kurulu bu düzeni inkâr et.
Ensar Vakfı vs. adı ne olursa olsun benzeri vakıf, dernek, yatılı okul benzeri kurumlarındaki bu çürümüşleri çocuk tacizine ve tecavüzüne “İLLA HAYIR” diye haykır Müslüman; önce insan, sadece insan olduğun için haykır.
“LA” de ve yola çık Müslüman;
Kırk kişi idiler ve korkmadılar sen kırk’tan fazlasın, kaybedecek bir şeyin yok dünyalığından başka, kazanacak ise çocuklarımız var yarının sahibi…
Ey Müslüman, yaşamın sana sunduklarının içinde putuna tapınan Mekkeli gibi tapınmaktan vazgeç ve harekete geç; tecavüze uğrayan sen’sin.
Hülasa;
Ensar Vakfı nezdinde patlayan, toplumsal çöküşün, yok edilişin, iğdiş edilişin yansımasıdır.
Bunun karşısında ne olursak olalım insan olarak durmak ve olana bitene, ki onlarca tecavüz olayı var ayrıntı isteyen yüce goog’dan sorabilir ve araştırabilir.
Kadına tecavüz ve kadın cinayetleri, çocuğa tecavüz ve tacizler, sokaklarda öldürülen insanlar, hak arama mücadelesinde TC’nin eli kanlı militarist  güçleri ve polislerince yok edilen, öldürülen insanları, insanlarımız, Kürdistan topraklarının ve bu topraklardaki insanlarımızın katledilmesi, imha ve inkâra tabi tutulmaları, yakın geçmişte türbana karşı devletin tutumu, uzak olmayan geçmişte 1915 Ermeni soykırımı, Dersim tertelesi, aklet düşün ve bakmayı öğren, ki devlet senin değil sana karşı örgütlenmiş bir çetedir ve bu çete dün İskilipli’yi yok ederken, Metin Yüksel’i katlederken de aynı devlet idi bugün de aynı devlet…
Bu çürümenin yanında yöresinde ötesinde berisinde olamayacak aklı kendine yar ve yardımcı olan Müslümanlar; Zeynep Burucerdi cesareti, Ebu Zerr El Gifari mücadelesinde yer alarak sınıfsız ayrıcalıksız, insanın insan olduğu için hürmet gördüğü dünyanın kurulması yolunda harekete geçmelidir.
Unutma; tecavüze uğrayan SEN’sin! o

Kaynaklar:
Kuran’ı Kerim Türkçe Meali
Anadolu Dün, Bugün, Yarın Tarih ve Devrim, Deniz Adalı, Kaldıraç Yayınevi
Kutub-ı  Sitte
Bir takım sosyal medya ağları: Direnişteyiz, Ötekilerin Postası, muhalif medya
Bir takım medya: Hep bildiğiniz tırıvırıyı yazanlar