Halkların katline, işgallere ve emperyalist saldırganlığa karşı tek çözüm halkların ortak mücadelesidir! 

Suriye’de 8 Aralık’ta ABD-İngiltere-İsrail-TC devleti güdümündeki HTŞ’nin öncülük ettiği cihatçı çetelerin Şam’ın yönetimini ele geçirmesiyle Ortadoğu’da yeni bir süreç başlamıştır. 2011 itibariyle Suriye’ye yönelen emperyalizm, 2024 yılının sonunda bir boyutuyla amacına ulaşmıştır.

ÖSO, IŞİD, NUSRA gibi cihatçı çetelerin artıklarıyla toplanan ve adlarına HTŞ (Heyet Tahrir El Şam) ve SMO (Suriye Milli Ordusu) diyen çeteler, bölgede yönetimlerinin tesisi bahanesiyle Suriye halklarına yönelik saldırılar ve infazlar gerçekleştirmektedir. İki gün önce Şam’da Noel ağacını yakan cihatçılara karşı, Hıristiyan halkının sokağa çıkarak direnişe geçmesinin hemen ardından Noel tekrar resmî tatil ilan edilerek halkın tepkisinin yatıştırılması hedeflenmiştir.

Arap Alevi halkının en önemli tarihî kişiliklerinden ve dinî önderlerinden biri olan Hüseyin Bin Hımden El Khasibi’nin türbesinin yakıldığı ve orada görevli 5 insanın türbeyi terk etmeyi reddetmesi sonucu, infaz edilerek üzerlerine basıldığına dair 20 gün önce çekilmiş olan görüntülerin dün itibariyle medyaya yansıması sonrası Humus, Tartus ve Lazkiye başta olmak üzere birçok bölgede Arap Aleviler sokağa çıkarak direnişe geçtiler. Arap Alevilerin sokaklarda gerçekleştirmiş olduğu eylemler sonrasında HTŞ öncülüğündeki cihatçı çeteler İdlib’den, Azez’den yürüyüşlerin yapıldığı şehirlere takviyeler göndererek yapılan protestolara ateş açmış, Arap Alevilere yönelik katliamı büyütmüştür. 2011’den beri sistematik olarak Arap Alevilere yönelik verilen katli vacip fetvaları ve bu doğrultuda yaşanmış olan katliamlar ve soykırım süreci bugün devam etmektedir.  

Yine dün akşam BBC kanalında canlı yayın sırasında sözde gazeteci özde ise tetikçi olan Bekir Atacan’ın Suriye’nin kuzeyindeki Kürt halkı için katliam çağrısı yapması TC’nin Suriye’de cihatçı çeteler eliyle yürüttüğü halklara yönelik inkâr ve imha politikasını bir kere daha teşhir etmiştir.

TC devletinin de tetikçilik yaptığı NATO-ABD-İngiltere-İsrail cephesi, emperyalist saldırganlığı başta Ortadoğu olmak üzere bütün dünyaya yaymaya çalışmaktadır. TC devleti ise tetikçilik görevini yerine getirebilmek adına içeride-dışarıda savaşı büyüterek, kendi deyimleriyle “iç cephenin güçlendirilmesi”ni sağlamaya çalışmaktadır. Açıklanan asgarî ücret, deprem bölgesindeki yağma-rant politikalarıyla bizlere her gün yaşattıkları aşağılanma, kadınlara yönelik saldırılar, kayyum siyaseti “iç cephenin güçlendirilmesi” yolunda atılan adımlardır. Saray Rejimi, İran’a-Rusya’ya yönelik olacak bir sonraki savaşa hazırlandığı bu süreçte içeride sessizliği CHP’siyle, MHP’siyle, Gelecek Partisi’yle örgütlemeye çalışmaktadır.

Egemenler savaşı yaymaya ve halkları katletmeye devam edecektir. Bizler ise direnişi büyütmeliyiz. Sıranın bize gelmesini halkların katliamını izleyerek bekleyemeyiz. Bugün söylenmekten, ah vah etmekten ötesini yapmalıyız. Suriye’de katledilen her Arap Alevi’si her Hıristiyan’ı her Ezidi’si her Kürt’ü için sokaklara çıkmalı, direnişi büyütmeliyiz. Khasibi türbesini terk etmeyi kabul etmemiş ve bunu canlarıyla ödemiş o 5 kişiden öğrenmeliyiz. Lazkiye’de, Tartus’ta, Humus’ta, Şam’da direnişe geçen halklardan öğrenmeliyiz. Bugün burada örgütlediğimiz her direniş Suriye’de ve bilcümle dünyanın dört bir yanında kurtarılan bir insan canı demektir.

Samandağ’da devletin her türlü saldırısına rağmen yapılan miting, TC devletinin yarattığı yalanı, örgütlediği ideolojiyi yıkmıştır. Gerçekler devrimcidir. Direniş bütün ülkeye yayılmalı ve gerçekleri ortaya çıkarmalıdır. Direniş gerçeğin ebesi olmalıdır. 

Siz bakmayın Samandağ’da yapılan miting için “HTŞ’nin dikkatini buraya çekmeyin” “Suriye’de katliam yok” “Bunlar provokatör” diye atıp tutan, devletin karşısında boynu kıldan ince olan, miting vakti valinin-kaymakamın sofrasında karnını doyuran bir avuç aklı esir, cebi dolu, korkudan rehin kişiye. Bugün bu anlayışa da cevap, sokakta direniş çizgisini var ederek olmalıdır. Suriye’de katliam yok deyip koyun gibi kesilmeyi bekleyenler bizden uzak dursun. Biz halklar, işçiler, öğrenciler, Antakya halkı, Kürtler, Sünnîler, Arap Aleviler direnişi büyüteceğiz. Halkların ortakça özgür yaşadığı bir dünyayı kuracağız. 

Kendi kaderimizi şimdiden elimize alalım! Samandağ’da Antakya’da mahalle mahalle sokak sokak bu mücadeleyi büyütelim ve örgütlenelim! Kurtuluşumuzun anahtarı şu sözlerde saklıdır: Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez! Şimdi öfkemizi bileyip, sıkılı yumruklarımızla sokağa çıkma direnişe geçme zamanıdır!

Yaşasın halkların ortak mücadelesi!

Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak!

Ortadoğu’da çözüm: Ya sosyalizm ya ölüm!

KALDIRAÇ HAREKETİ

26 Aralık 2024

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz