İşçi-emekçilerin, halkların yanında saf tutmuş akademisyenler yalnız değildir!

Kürdistan’daki ablukanın bir an önce son bulmasını talep eden 1100’ün üzerindeki akademisyen,

“Bu suça ortak olmayacağız” adıyla bir bildiri yayınladı. ‘Barış için akademisyenler‘ oluşumu eş zamanlı olarak, İstanbul’da Taksim Gönen Otel’de ve Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’ndeki çağrılarıyla ilgili basın açıklaması yaptı. ‘Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!’ başlıklı metinde Türkiye’nin kendi hukukunu ve taraf olduğu uluslararası anlaşmaların kurallarını ihlal ettiği belirtildi.

Aralarında Esra Mungan, Ahmet İnsel, Koray Çalışkan, Nazan Üstündağ, Gençay Gürsoy ve Murat Paker’in de yer aldığı 1128 akademisyenin bir an önce ‘çözüm’ çağrısı yaptığı metin, Türkçe ve Kürtçe olmak üzere iki dilde hazırlandı. Açıklamada Noam Chomsky, David Harwey, Etienne Balibar, Judith Butler, Immanuel Wallertein gibi yabancı akademisyenlerin de imzası bulunuyor.

 

“Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!

Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur’da,Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir. Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.

Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.

 

Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve

bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.

 

Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.”

 

Akademisyenlerin açıklamasına devlet tarafından tepkiler ve toplumun farklı kesimlerinden destek gelmekte.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bildiriye imza atan akademisyenlerin güneydoğudaki Kobanî eylemlerinde duyarsız kaldıklarını ve “ihanet” içinde olduklarını söyledi. Erdoğan, “Bu aydın müsveddeleri kalkıp devletin bir katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri, siz karanlıksınız karanlık. Aydın falan değilsiniz” dedi. Bildiriye imza atan akademisyenlere gazetecilerden, edebiyatçılardan, tiyatroculardan, hukukçulardan, sinemacılardan, yayıncılardan, feministlerden, birçok dernek ve siyasi kurumdan imza kampanyaları, yazılı açıklamalar ve eylemlerle

destek geldi.

Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçisi John Bass, “Söz konusu akademisyenler tarafından dile getirilen görüşlere katılmamamız durumunda bile, bu baskının, süregelen şiddetin sebepleri ve çözüm yollarıyla ilgili Türk toplumu içindeki meşru siyasi tartışmalar üzerinde dondurucu bir etkisi

olmasından endişe ediyoruz. Şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi, teröre destek vermek ile eşdeğer değildir. Hükümet eleştirisi ihanet ile eşdeğer değildir. Türk demokrasisi rahatsız edici fikirlerin serbestçe ifade edilmesini kucaklayacak kadar güçlü ve dirençlidir” dedi.

 

Noam Chomsky, Michael Löwy, Tarık Ali, Bertell Ollman, Michael Lebowitz, Vijay Prashad, Neil Faulkner, Robert Brenner, Nancy Holmstrom, Joan Cocks, Suzi Weissmann ve Fred Moseley’nin de aralarında bulunduğu yabancı akademisyenler, “IŞİD’e yardım ve yataklığa son! Kürtleri ezmeyi

ve katletmeyi durdurun!” başlığı taşıyan ikinci bir bildiri imzaladılar.

Sedat Peker’in “Sözde Aydınlar Çanlar İlk Önce Sizin İçin Çalacak” başlıklı bir yazısında, “oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız” diyerek bildiriye imza atan akademisyenleri tehdit etmesi ardından aynı gün Sedat Peker’e CHP, HDP, Özgürlükçü Hukukçular Derneği ve pek çok gazeteci tepki gösterdi.

 

Star gazetesi köşe yazarı Cem Küçük, bildiriye imza atan 1128 akademisyenin ve onlara destek verenlerin “Türkiye’ye ihanet” ettiğini, “PKK tarafından öldürülenlere üzülüp tepki koymadıklarını”, “savcılar işe el atmadan” üniversitelerin “hemen o akademisyenlerin iş akdini feshetmesi” gerektiğini,

bu kişilerin toplum tarafından dışlanması için “bir daha iş bulamamalarının” ve “kariyerlerinin bitmesinin” gerektiğini, “terör örgütlerini övenlerin” ise “aynen batıdaki gibi medeni ölüme mahkum edilmeleri” gerektiğini dile getirdi.

 

Dünya çapında eğitim kurumlarında görev yapan 351 akademisyen ve üniversite yöneticisinin imzasıyla yazılan ortak bir mektupta “Hükümet politikalarını kamusal alanda eleştiren kişilerin (“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayanlar da dahil olmak üzere) tehdit, eziyet ve soruşturmaya

maruz bırakılmalarına son verilmesi” talep edildi. Tüm bunlarla birlikte konu uluslararası olarak tartışma konusu olmuş, ABD devleti açıklamarında olayı “Rahatsız edici bir trendin parçası” olarak nitelendirirken, Rusya devleti bildiriyi imzalayan akademisyenleri desteklediklerini bildirdi.

 

15 Ocak 2016 itibariyle devletin akademisyenlere karşı operasyonu başlamış oldu. Onlarca akademisyen gözaltına alındı, görevden uzaklaştırıldı ya da haklarında idari veya adli soruşturma açıldı.

 

-Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde 3 akademisyen gözaltına alındı.

-Abdullah Gül Üniversitesi Rektörlüğü, Prof. Dr. Bülent Tanju’nun istifasını istedi ve hakkında işlem yapılacağını söyledi. Kayseri Cumhuriyet Savcılığı da Tanju hakkında “halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek, devletin kurumlarını alenen aşağılamak” suçlarından Türk Ceza Kanunu’nun 216 ve 301 maddeleri uyarınca soruşturma başlatılmasını istedi.

-Anadolu Üniversitesi’nde bildiriye imza veren 15 akademisyen hakkında soruşturma başlatıldı.

-Atatürk Üniversitesi’nde felsefe bölümü öğretim üyesi Ramazan Kurt “örgüt propagandası” iddiasıyla gözaltına alındı.

-Bartın Üniversitesi Antropoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hülya Doğan hakkında, “Türk milletini, cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılama, terör örgütü propagandası yapmak” gerekçesiyle soruşturma başlatıldı ve bölüm başkanlığı görevinden alındı.

-Batman Üniversitesi’nde 5 akademisyen hakkında inceleme başlatıldı.

-Cumhuriyet Üniversitesi’nde Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Çeliköz hakkında soruşturma başlatıldı. Çeliköz görevinden istifa etti.

-Çukurova Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Taylan Koç ve İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esengül Ayyıldız hakkında soruşturma başlatıldı.

-Düzce Üniversitesi’nde Yrd. Doç. Dr. Latife Akyüz hakkında soruşturma açılarak yakalama kararı çıktı.

-Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde 4 akademisyen hakkında “kamu görevinden çıkartma” soruşturması başlatıldı.

-Fırat Üniversitesi’nde 7 akademisyen hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

-Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlilerden Kemal İnal ve Betül Yarar’ın okuldaki odalarının kapısına çarpı işareti konuldu ve tehdit masajları bırakıldı.

-Gaziantep Üniversitesi’nde araştırma görevlisi Çağrı Aslan, Yrd. Doç. Dr. Fulya Doğruel, Yrd. Doç. Dr. H. Pınar Şenoğuz ve Yrd. Doç. Dr. Rana Gürbüz hakkında soruşturma başlatıldı.

-Giresun Üniversitesi’nde 1 akademisyen görevden uzaklaştırıldı.

-Hacettepe Üniversitesi’nde bildiriye imza atan öğretim elemanları hakkında idari soruşturma başlatıldı.

-Hakkari Üniversitesi’nde Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda görev yapan Ümran Roda Suvağcı gözaltına alındı.

-İstanbul Arel Üniversitesi’nde 5 akademisyen görevden uzaklaştırıldı.

-Kırıkkale Üniversitesi’nde öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fuat Özdinç hakkında yasal işlem başlatıldı.

-Kocaeli Üniversitesi’nde 21 akademisyen “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” gerekçesiyle 15 Ocak’ta gözaltına alındı.

-Mersin Üniversitesi’nde 20 akademisyen hakkında soruşturma başlatıldı.

-Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde 6 öğretim üyesi hakkında soruşturma başlatıldı.

-Selçuk Üniversitesi’nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen hakkında soruşturma başlatıldı. Akyeşilmen, “bildiri dilinin de tek taraflı, dışlayıcı ve ötekileştirici olduğunu” dile getirerek imzasını geri çekti.

-Trakya Üniversitesi’nde 2 akademisyen ve 1 doktora öğrencisi hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.

-Tunceli Üniversitesi’nde 7 akademisyen hakkında soruşturma başlatıldı.

-Uludağ Üniversitesi’nde 3 akademisyen 15 Ocak’ta üniversitelerindeki odalarından gözaltına alındı.

-İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, “Her devlet terör olayları olurken bu tür tek yönlü ve devleti katliamla suçlayan bildiriyi araştırıp soruşturur. Her hukuk devleti bunu yapmak zorundadır, ancak sırf bildiriye imza attı diye öğretim görevlilerinin gözaltına alınması,

yakalanması gibi tedbirlere başvurulması ölçüsüz olur.” dedi.

 

20 Ocak itibariyle Barış İçin Akademisyenler platformu imza kampanyasını sona erdirdiklerini anlatan bir metin yayınladılar:

 

“Barış İçin Akademisyenlerin “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlığıyla, 11 Ocak 2016’da 1128 imzayla kamuoyuna duyurduğu metni, 20 Ocak 2016 22:00 itibariyle, Türkiyeli 2212 akademisyen ve araştırmacı imzalamış, metne yurtdışından da aynı tarih ve saat itibariyle 2279 akademisyen ve araştırmacı destek vermiştir. Geldiğimiz noktada, destekleyen herkese teşekkür eder, imza kampanyasını tamamladığımızı duyururuz.

Barış talebini dile getiren bu metne imza vererek düşünce ve ifade özgürlüklerini kullanan akademisyenler, günlerdir aşağılanmaya çalışılmakta, hedef gösterilmekte ve tehdit edilmektedir. 18 Ocak 2016 itibariyle, 1128 imzacı hakkında Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu uyarınca soruşturmalar başlatılmıştır. Meslektaşlarımız arasında gözaltına alınan, yurt dışına çıkma yasağı getirilen, hakkında idari soruşturma başlatılan, işinden atılan, görevinden uzaklaştırılanlar bulunmaktadır. Bütün bunları haksız ve kabul edilemez buluyoruz.

Barış İçin Akademisyenler olarak, savaştan ve ölümden değil, barıştan ve yaşamdan yanayız. Yaşanan her ölüm için derin bir üzüntü duyuyoruz. Barış koşullarının sağlanmasını vatandaşı olduğumuz devletten talep ediyoruz. Ülkemizde herkesin kendini güvende hissettiği koşulların yerleştiği güne

kadar bu yönde çaba harcamaya devam edeceğiz.”

Barış için akademisyenleri destekleyen açıklamalar ve kampanyalar

 

Bağzı Üniversiteliler – 36019 imza (18 Ocak itibariyle)

Barışa Destek – (8355 bireysel, 86 kurumsal imza –tam liste)

Barış Bloku

Barış İçin Alevi İnisiyatifi – 124 imza

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği

İTÜ Öğretim Üyeleri Derneği

1402’likler – ilk imzacı 12 kişi

Akademisyenlerden Fikir Özgürlüğü Metni – 610 imza

Barış İçin Gazeteciler – 625 imza (18 Ocak itibariyle)

Barış İçin Edebiyatçılar – (800 imza)

Barış İçin Sanatçılar – 1086 imza (18 Ocak itibariyle)

Barış İçin Tiyatrocular – 779 imza

Barış İçin Sinemacılar – 433 (18 Ocak itibariyle)

Barış İsteyen Fotoğrafçılar – 989 imza (18 Ocak

itibariyle)

Barış İçin Feministler – 2805 imza (18 Ocak itibariyle)

Barış İçin Kadın Girişimi

LGBTİ Barış Girişimi

Kaos GL Derneği

Lambdaistanbul

Barış İçin Mimarlar – 100 imza (18 Ocak itibariyle)

Barış İçin Yayıncılar – 53 yayınevi

Barış İçin Hukukçular – 2000 imza (18 Ocak itibariyle)

Barış İçin Psikologlar ve Psikolojik Danışmanlar –

162 imza (18 Ocak itibariyle)

Barış İçin Sağlıkçılar İnisiyatifi – 1639 imza (18

Ocak itibariyle)

Barış İçin Eczacılar ve Eczacılık Öğrencileri – 210

imza

Barış İçin İşsizler – 327 imza (18 Ocak itibariyle)

Barış İçin Tribünler – (4 büyükler dahil olmak üzere

16 takımdan taraftar grupları)

Barış İçin Rehberler – 95 imza

Barış İçin Plaza Çalışanları – 324 imza (18 Ocak

itibariyle)

Barış Öğretmenleri – 255 imza (18 Ocak itibariyle)

KESK (Kamu Emekçileri Sendikası)

DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu)

Eğitim-Sen

TODAP (Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar

Derneği)

TTB (Türk Tabipler Birliği)

TMMOB (Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları

Birliği)

TMMOB Şehir Plancıları Odası

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent

Şubesi

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi

TMMOB Makina Mühendisleri Odası

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

Ankara Barosu

YARSAV (Yargıçlar ve Savcılar Birliği)

Demokrat Yargı Derneği

Türk Ceza Hukuku Derneği

Çağdaş Hukukçular Derneği

TİHV (Türkiye İnsan Hakları Vakfı)

İHD (İnsan Hakları Derneği)

Akademisyenlere Destek Açıklaması (İstanbul, Ankara

ve İzmir’de aydın, yazar ve akademisyenlerden

kendileri hakkında suç duyurusu)

Mazlum-Der Akademisyenlere Destek Açıklaması

Adalete Davet

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı

Aylık Devrimci 30 Sosyalist Dergi

Barış Anneleri Meclisi

SOMDER (Sosyoloji Mezunları Derneği)

Koç Üniversitesi Asistan Dayanışması

Göçmen Dayanışma Ağı

Kuzey Ormanları Savunması

Barış İçin Ekoloji Aktivistleri

Birleşik Haziran Hareketi – 442 imza (18 Ocak itibariyle,

imza kampanyası hala açık)

Erktolia

Direnişteyiz.org

Sendika.org

Ankara Özgür Haber Platformu

Jiyan

Barışın Mühendisleri, Mimarları, Plancıları – 1020

imza (18 Ocak itibariyle, imza kampanyası hala

açık)

barisicinakademisyenler.net’ten alınmıştır