İsyan ve örgütlenme yılı

2024 yılına girdik. Ve açık ki, 2024, toplumun çoğunluğu için, ezici çoğunluğu için önceki seneyi aratacak kadar yoksulluk, acı, savaş naraları, gözyaşı, açlık, işsizlik olarak gelmektedir.

İşçi ve emekçiler, toplumun %85’ini oluşturmaktadır. İster göçmen olsun ister yerleşik, ister Kürt olsun ister Laz, ister Ermeni olsun ister Çerkes, ister Roman olsun ister Pomak, ister Türk olsun ister Arap, hangi halktan olursa olsun işçi sınıfı ve emekçiler için, 2024 daha ağır bir yıl olacak.

Eğer işçi ve emekçiler bir şey yapmazsak…

İşçi ve emekçiler eğer bir şey yapmazsa, ister Müslüman olsun ister Hıristiyan, tüm işçi ve emekçiler için, yaşam daha da ağırlaşacak.

Ev kiraları daha da artacak. İşçi ve emekçiler, daha çok evlerinden kovulacak.

Asgarî ücret ne olursa olsun, Şubat 2024 başından başlayarak, zamlar karşısında eriyecek. Nisan 2024’e geldiğimizde, fakirleşme çok daha fazla artacak.

İşçi ve emekçiler için, daha fazla vergi, daha fazla haraç, daha fazla zam, daha çok işsizlik, daha küçük pazar çantaları demek olacak.

Eğer bir şey yapmazsak, eğitim daha da kötüye gidecek. Eğitim daha fazla paralı hâle gelecek, normal devlet okullarında eğitim daha da kötüleşecek.

Eğer işçi ve emekçiler bir şey yapmazsa, sağlık daha da fazla çökecek, çürüyen sistemin tüm verileri sağlık alanında kendini gösterecek.

Ama 2024 yılı, bankalar için kâr rekorları yılı olacak.

2024 yılı, holdingler için daha büyük kârlar demek olacak.

İnşaat ve enerji firmaları başta olmak üzere, tüm uluslararası sermaye, ülkenin doğasını, insanını, emeğini yok pahasına kullanıp yağmalamaya devam edecek.

2024 yılında rant ve faize doymayan para babaları, daha çok semirecek.

Sermaye, daha çok canlı emek emmek için her türlü yasal ve yasadışı yolları kullanacak. Ve 2024 yılının ortaları geldiğinde, bugün yaşanan her sorunumuz daha da büyüyecek.

2024 yılı, 2023 yılına göre, daha çok kadın cinayeti demek olacak. Bunun yolunu siyasal iktidar, Saray Rejimi daha fazla açacak.

2024 yılında, işçi cinayetleri devam edecek, artacak. Güvencesiz çalışma daha fazla yaygınlaşacak. Daha çok işçi işini kaybedecek, daha çok insan sokaklarda yaşamaya başlayacak.

2024 yılında, daha fazla çocuk cinsel saldırıya uğrayacak, çocuk tecavüzleri artacak ve daha fazla sayıda suçlu, mahkemelerce affedilir gibi “yargılanacak”.

2024 yılında, daha çok genç okula gidemez olacak. Daha çok üniversiteli okuyamaz hâle gelecek. Barınma sorunu daha fazla büyüyecek.

2024 yılında, ülkede dolaşan kara para daha da artacak. Mafya ve uyuşturucuya bağlı organizasyonlar, tarikatlarla birlikte daha fazla hâkimiyetlerini geliştirecek.

Eğer biz bir şey yapmazsak.

Eğer işçi ve emekçiler, sokaklara daha fazla çıkarsa, daha şiddetli bir sınıf savaşımı ortaya çıkacaktır. Ve eğer direnenler boyun eğmezlerse, işte o zaman, intiharların yerini onurlu direniş almaya başlayacak.

İşçi ve emekçiler, öğrenciler ve kadınlar, var olan direniş çizgisini daha da ileri taşımayı başarırsa, ki başaracak, işte o zaman, 2024 yılı daha iyi bir yıl, umudun filizlendiği, nefes almanın olanaklarının oluştuğu, insan onurunun geliştiği bir yıl olacaktır.

2024 yılı, sınıf savaşımının daha da şiddetlendiği bir yıl olacaktır.

Olacaktır, çünkü biz işçi ve emekçiler, seyretmeye son vereceğiz ve zaten gelişmekte olan onurlu direniş hattına katılacağız. Başka da çare, başka da yol, başka da bir çıkış yolu yoktur.

2024 yılında direniş çizgisi, daha örgütlü hâle gelmek zorundadır.

2024 yılı, birleşik emek cephesinin geliştirilmesi için büyük karar yılı olacaktır. Birleşik emek cephesi, işçi ve emekçilerin, kadınların ve gençlerin direnişini daha da büyütecektir.

Sözün, konuşmanın, yakınmanın, sıkılmış limon gibi yaşamanın, seyretmenin, çaresiz hâle gelmenin sonu buradadır. 2024 yılı, işçi sınıfı ve müttefikleri için, isyana doğru gidişin, isyanı örgütlemenin yılı olacaktır.

2024 yılı, grevlerin boy gösterdiği, işçilerin kölece yaşama hayır dediği bir yıl olmalıdır ve bu bizim ellerimizdedir.

2024 yılında, TC devleti, daha fazla savaş naraları atacak, NATO’nun ve ABD’nin tetikçisi olarak daha fazla savaş çizgisi izleyecektir. Seçim sonrasında Saray Rejimi’nin yeni kabinesi, bir savaş kabinesidir. Bu savaş kabinesi, 2024’te, hem içeride hem de dışarıda büyük saldırılar devreye sokacaktır.

2024 yılı, işte bu savaş planlarına, içeride ve dışarıda geliştirilen savaş politikalarına, işçi ve emekçilerin net itirazlarının yılı olmaya adaydır, olacaktır.

Ancak biliniyor, bir iş yapmaya niyetiniz varsa, gerçekten bir şey yapmak istiyorsanız, gerçekten böyle yaşanmaz diyorsanız, işe koyulmanız gerekir. Kişinin işine bakılır, eylemine, yaptığına bakılır, sadece sözüne bakılmaz. İşte bu nedenle, bugün, 2024 yılının en başından başlayarak, genel grevi örmek için, gereken örgütlenmeyi geliştirmek üzere yola çıkmak gerekir.

Beklemek, seyretmek, insanı kirletmektedir.

Eylem, hem öğretmendir hem de zihni açacak, elleri ve ayakları işler hâle getirecek bir süreçtir. Eylemsiz bir örgütlenme hattı olmaz, olamaz. Bu nedenle, işçi ve emekçiler, kendi cephelerini net olarak seçmelidir.

Burada bir sınıf savaşımı yürümektedir.

Bu savaşımın iki ana sınıfı karşı karşıyadır. Burjuvazi silahlıdır, devlet denilen örgütüne sahiptir, pek çok mekanizma ile toplumsal mücadelede baskın olmaya, işçi ve emekçilerin, kadınların ve gençlerin direnişini kırmaya çalışmaktadır. Peki, biz işçilerin tutumu ne olmalıdır?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz