Kayyum, Kürt halkının iradesine saldırıdır

1980 darbesinin uygulamalarını aratmayacak bu saldırı ile, Kürt illerinde 2’si il belediyesi olmak üzere, toplam 24 belediyeye kayyum atandı. Kayyum olarak atanan vali yardımcıları ve kaymakamlar, çok sayıda özel harekat polisi eşliğinde, ‘Yönetime el konulmuştur’ nidalarıyla belediyelere girdiler.
Kayyuma direnen HDP’li vekillere, belediye emekçilerine ve belediyesine sahip çıkmak için nöbet eylemi başlatan halka saldırılar gerçekleştirilirken, halkın direngen tutumu gözlendi. Belediyelere kayyum olarak atanan vali yardımcısı ve kaymakamların ilk işi bir fetih hareketine çıkmışcasına, belediye binalarını Türk bayraklarıyla donatmak oldu. Halkın direnişini önlemek üzere bir çok belediye polis ablukasına alındı, bariyerlerle çevrildi.
Çanakkale ve Seferihisar Belediye Başkanları: Kayyumla değil, Sur halkıyla kardeşiz
Kayyum atanan Sur Belediyesi ile ‘kardeş belediye’ olan Çanakkale Belediyesi’nin Başkanı Ülgür Gökhan ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptıkları açıklamalarda, Sur halkıyla kardeş olduklarını, kayyumların halkı temsil edemeyeceğini ifade ettiler. Kayyumun halkın iradesine karşı yapılmış bir darbe olduğu değerlendirmesi yapan Soyer, bu belediyelere oy vermiş halklara karşı çok büyük haksızlığın yapıldığını vurguladı. Kayyum atanan belediyelerin “teröre çanak tuttukları” iddialarının ispatlanmadıkça gerçekleştirilen uygulamaların keyfi olacağının altını çizen Soyer, “Siz belediyelere kayyum atayarak, belediye başkanını seçen halka ceza kesmiş oluyorsunuz” diye konuştu.
Gökhan ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Biz kayyumlarla kardeş falan olmayız. Çanakkale halkı, Sur halkı ile kardeştir. Bu kardeşlik kurulmuştur ve ilelebet devam edecektir. Biz, demokrasilerde kayyumların halkı temsil etmediğine inanırız. Halkı seçilmiş olan insanlar temsil eder. Eğer böyle bir sıkıntıları varsa, seçim yapar, kim seçilirse halkı o temsil eder. ”
“Bu tür uygulamalardan mücadele ile kurtulabiliriz”
AK Parti hükümetinin DBP’li 24 belediyeye kayyum atamasına bir tepki de “Komünist Başkan” olarak bilinen Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’ndan geldi. Maçoğlu yaptığı açıklamada, “Kayyum atamasıyla, seçilmiş bir belediye başkanının yerine bir atama kabul edilemez. Halkın vicdanında kimin belediye başkanı olduğu önemlidir. Bu tür uygulamalardan ve dayatmalardan mücadele ile kurtulabiliriz” dedi.
 

KCK’den ‘Kayyum’ Açıklaması

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı yaptığı açıklamada, kayyum atamalarının Kürdlere, “bu devlet size neyi uygun görüyorsa onu kabul edeceksiniz” dayatması olduğunu belirtirken şöyle devam etti: “Kayyum atamalarıyla birlikte Kürd halkı üzerinde uygulanan soykırımcı, sömürgeci saldırının belediyelerde yeni bir aşamaya vardırılması gerçekleştirilmiştir. Belediyelere yönelik saldırılar yeni değildir; birçok belediye eşbaşkanı ya tutuklanmış ya da görevden alınmıştır. Yüzlerce belediye meclis üyesi tutuklanmıştır. Kürd kimliğine sahiplenen ve Kürd halkının yereldeki iradesi olmaya çalışan belediyeleri çalıştırmamak için yıllardır yoğun baskı uygulanmaktadır. Ancak bu saldırılar sonuç almayınca uydurma gerekçeler yapılıp kayyumlar atanmıştır. Temel gerekçeleri ise bu belediyelerin PKK’ye para aktardığı yalanıdır. Daha önce de vurguladığımız gibi belediyelerin beş kuruş parası bu örgüte aktarılmamıştır.”
Demokratik mücadelenin yükseltilmesi çağrısı
Kürtlerin özgür ve demokratik yaşam taleplerine sahip çıktıkları ve bu taleplerin gerçekleşmesi için demokratik tutum gösterdikleri için belediyelere el konulduğu belirtilen açıklamada, “Kayyum kararı, 30 Ekim 2014 tarihinde alınan Kürd halkının Özgürlük Mücadelesi’ni ezme kararının belediyeler üzerinde uygulanmasıdır… Zaten dokunulmazlıklar kaldırılarak bu saldırı HDP’ye de yapılmıştır. Bu durum karşısında tüm Kürd halkına ve demokrasi güçlerine düşen görev direnmek, direnmek ve direnmektir. Bu temelde tüm Kürd halkını ve demokrasi güçlerini halkın iradesi olan bu belediyeleri sahiplenmeye ve bu saldırıları gerçekleştiren AKP iktidarına karşı demokrasi mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.” denildi.