Kortak ailesinin avukatları, Anadolu Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, dosya üzerindeki gizlilik kararını geçen süreye rağmen kaldırmadan takipsizlik kararı verdiğini açıkladı.
Ne olmuştu?
4 ay içinde 3’ü İstanbul’da olmak üzere 4 kadın, polis tarafından sabaha karşı yapılan ev baskınlarında “çatışma süsü” verilerek infaz yöntemiyle katledildi. Polis tarafından infaz edilen Günay Özarslan, Taybet Cansi, Dilek Doğan ve Dilan Kortak, “çatışma süsü” vererek katledilirken, cinayetlerin üzerinin kapatılacağına da kesin gözüyle bakılıyordu.
Dilan Kortak, 4 Aralık’ta Sancaktepe’deki evini basan polislerce yargısız infazla katledilmişti. Soruşturmaya “gizlilik” kararı verilmesi de dellilerin karartılacağı yönündeki kuşkuları doğruluyordu.
Polislerin, baskından iki saat önce gözaltına aldıkları ev sahibi Adil Abiş’e, “Evde kim var?” şeklinde soru sorulduğunu belirten avukatlar, polislerin, “Kimse yok” şeklinde cevap veren Abiş’e, “Biz evde kimin olduğunu biliyoruz. Şimdi oraya gidiyoruz” dediğini aktarmıştı.
Kortak’ın ön otopsi raporunda vücuduna beş mermi isabet ettiği anlaşılırken; otopsiye katılan avukat Kadir Tunç, Kortak’ın otomatik silahla taranmış olduğu da yargısız infaza işaret ediyordu.
Baba İbrahim Kortak da, “Devletin yaptığı infazlardır bunlar. Kızımın infaz edildiğine inanıyorum. Evde tek başınaydı. Çatışma yoktur.” dedi.
19 yaşındaki Dilan Kortak’ın cenazesi İzmir’de toprağa verilmişti.