Siyonizm ile savaş Filistin sınırları ötesinde | Daher El Omari*

Siyonist devletin sınırı olmadığı gibi Filistin mücadelesinin de sınırı yoktur; o hem Filistin’in hem bir bütün olarak Levant coğrafyasının ve Batı Asya coğrafyasının kaderi olmakla beraber dünya ezilmiş halklarının da kaderidir.

Tarihî Filistin toprağını işgal eden faşist, sömürgeci hareket olan siyonizme karşı verilen mücadele, sadece Filistin halkı için değil, tüm halkların faşizme karşı verdiği bir mücadeledir. Aynı zamanda bu siyonist rejimi destekleyen ve onu koruyan küresel emperyalist sömürgeci sisteme ve halkları ezip yoksullaştıran, demokrasi, insan hakları adı altında halkların kaynaklarını ve tarihî miraslarını çalan batı emperyalizminin üsttenci ve sömürgeci ideoloji ve sistemine karşı verilen küresel bir mücadeledir.

Bu küresel sömürü sistemini reddeden halklar bugün, soykırıma ve dünyanın her köşesindeki tüm destekçilerine karşı ayaklandılar. Siyonizm ve müttefiklerine karşı verilen mücadelenin dünyanın her köşesinde yoğunlaştığını görüyoruz: grevler havaalanlarını, demiryollarını ve ulaşımı durduruyor; protestolar ana yolları, parlamentoların, elçiliklerin ve bakanlıkların kapılarını kapatıyor; çeşitli meclis ve kurumlarda diplomatik mücadeleler veriliyor ve her açığa çıkan işbirliğe karşı halk intifadaları gerçekleşiyor. Yemen’den Lübnan’a, Tunus’tan İspanya’ya, İtalya’dan Yunanistan’a, Kolombiya’ya, Brezilya’ya ve diğer ülkelere kadar, dünyanın her köşesinde siyonizme direnmek için ayaklanan halkları, milyonları görüyoruz.

Bölgede, Filistin direnişini ve Filistin halkını desteklemek için ortaya çıkan en önemli iki güç, düşmanın kapasitelerini kalıcı olarak tüketerek ve askerî gücünü dağıtarak ve böylelikle Gazze’ye odaklanmasını engellemek üzere sürekli olarak düşmanın kapasitelerini hedef alan Lübnan ve Yemen direnişidir. Biri siyonist ordu ve teçhizatını çeşitli cephelere çekerek savaş alanındaki gücünü dağıtırken, diğeri Yemen’den siyonist sahayı sürekli vuruyor ve Kızıldeniz’den ticari tedarikleri engelliyor ve bu da siyonist rejimi kısmî felce uğratıyor.

Küresel düzeyde ise, Güney Afrika -halkının faşizme karşı tarihi mücadelesinden ilham alarak- bir yandan Uluslararası Adalet Divanında insan hakları boyutuyla, diğer yandan siyonist varlığa tam bir askerî ambargo uygulamak için adımlar atan küresel bir ittifakın kurulmasıyla küresel düzeyde bir mücadelenin öncülüğünü yürütüyor. Bu askerî ambargo, halkların yetkililerinden yasalara uymalarını ve siyonist rejimin silah elde etmesini engellemelerini talep etmesi talebini yerleştiriyor ve gün geçtikçe dünyanın her köşesine yayılmaya devam eden bir gerçeğe dönüşüyor.

Buna ek olarak, Akdeniz çevresinde her gün şiddetli bir mücadele sürüyor. İspanya’da yaygın bir halk hareketi, İspanyol devletinden siyonist varlığa gerçek bir askerî ambargo uygulaması, İspanyol şirketlerinin metal ve çelik göndermesini engellemesi ve İspanyol limanlarının ve hava sahasının, siyonist varlığın askerî savaşında kullanılabilecek herhangi bir malzemenin nakliyesi için kullanılmasına izin vermemesini talep ediyor. İtalya’da kitleler grev yaparken, İtalyan yetkililerin siyonist varlıkla ilişkilerini kesmesini ve siyonist varlığa herhangi bir destek için limanları ve ulaşım yollarını kapatmasını talep ediyor. Fas’ta ise Fas halkı, siyonist orduya silah taşıyan gemilerin limanlarından geçmesine izin vermeye devam eden Fas iktidarına karşı ayaklanıyor. Yunan halkının dayanışma hareketi ise ayaklanmasını ilan ediyor ve siyonist varlıkla işbirliği yapan Yunan yetkililerine ve Filistin’de devam eden soykırım savaşından mola vermek için gelen siyonist turistlere öfkesini döküyor. Cezayir ve Tunus halkları, soykırım savaşına suç ortağı olan Mısır iktidarının karşısında Sumud yürüyüşüne öncülük ediyor.

Bu savaş, Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına destek vermek, özellikle soykırım savaşını durdurmak, siyonist varlığı yenilgiye uğratmak ve Filistin’e tarihsel haklarını geri kazandırmak için Filistin direnişini desteklemek amacıyla yapılan birincil savaştır ve dayanışma mücadelesidir. Kendi topraklarında kararlılık ve azimle mücadelesini sürdüren Filistin halkı, iradesinin sebatı siyonizmle mücadele eden tüm dünya halklarıyla birleşik mücadelesinden de almaktadır.

Türkiye’de Filistin halkıyla dayanışma hareketi, Türkiye’de iktidara geç de olsa ve büyük ölçüde sembolik olsa da kararlar almaya zorlayarak siyonizmle mücadelede önemli bir başarı elde etti. Ancak mücadelenin büyük kısmı, yani siyonist varlığa tam bir ambargo uygulanması, temsilcilerinin Türkiye’den sınır dışı edilmesi ve büyükelçiliklerinin kapatılması hâlâ gerçekleşmedi. Türkiye üzerinden siyonist işgal ve sömürü aletine ulaşan petrol, siyonist rejimin ekonomik ve askerî mekanizmasını çalıştırmak için ihtiyaç duyduğu miktarın yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’deki dayanışma mücadelesinin en ilkeli savaşı ve önceliği, siyonist rejime kendi toprakları üzerinden ulaşan enerji tedarik yolunun kesilmesi ve bu anlamıyla siyonist rejimin en önemli organlarından birinin felç edilmesi anlamına gelecektir.

Bu mücadele kolaya alınacak bir mücadele değildir; hem tarihsel sorumlulukla yüklü hem iktidarın taviz vermek istediği bir alan değil. Bu nedenle Türkiye’deki dayanışma hareketi, iktidarı Uluslararası Adalet Divanının kararlarına ve siyonist rejimin askerî aletinde kullanabileceği her şeyi durdurma gerekliliği konusunda imzaladığı kararlara uymaya zorlayacak büyük bir halk baskısı oluşturmak için bu mücadeleye odaklanmalıdır. Siyonistlerin Türkiye’deki mücadelesinin bir diğer önemli yönü, siyonist varlığa Yunanistan ve Mısır gibi diğer ülkeler üzerinden ve gerekli lojistik malzemeleri sağlamaya devam eden Türk sermayesini takip etmek ve bu suç ortaklıklarına devam etmesini önlemektir.

Bugün Filistin’le dayanışma hareketinin ilham kaynağı ve sebatı, siyonizm ve onun arkasındaki emperyalist güçlere karşı direnen Filistin halkı, özgürlük hayallerinin gerçekleşmesi ve siyonizm ile onun arkasındaki faşist emperyalist ittifakın yenilgiye uğratılması için mücadelenin sonuna kadar direniş, kararlılık ve azminin ruhuyla yaşamaktadır ve bununla zafere ulaşacaktır.

*: Filistin diasporasından.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz