SUNY BDS ile ABD’deki üniversite ve Filistin hareketi üzerine röportaj

ABD’deki New York Eyaleti’ndeki New York Eyalet Üniversitesi (State University of New York—SUNY) sisteminde aktif olan BDS koalisyonu SUNY BDS ile röportaj yaptık. SUNY, New York’un tamamında toplam 64 kampüs ve 450 binden fazla öğrenciyle ABD’nin en büyük devlet üniversitesi sistemi. Eyalet çapında birçok kampüste etkin olan SUNY BDS, farklı kampüslerdeki Filistin mücadelesini ilerleten gruplarla toplu bir BDS hareketi oluşturmaya çalışan öğrenciler, hocalar ve üniversite çalışanlarıyla oluşturulmuş bir koalisyon. SUNY BDS ile ABD’de üniversitelerin karşı karşıya kaldığı baskıları, üniversite hareketinin durumunu ve Trump yönetimiyle yükselen ve gündeme gelen eğitime karşı savaşı konuştuk.

* * *

Yeni ABD hükümeti iç cephedeki saldırılarını hızlandırdı. Üniversiteler, Filistin hareketi ve göçmenler özellikle hedef alınıyor ve New York eyaletinde Columbia Üniversitesi öncülüğünde bir baskı ve kontrol sistemi inşa ediliyor. Bu saldırıları kısaca anlatabilir misiniz? Şu anda üniversite hareketlerinin ve özellikle de üniversitelerdeki Filistin hareketinin durumu nedir?

Trump yönetiminin ABD’de faşizmin bariz bir tasviri olduğunu kabul etsek de, kendisine karşı duranları bastırma, saldırma ve silme girişimlerinin benzersiz bir kötülük olmadığını anlıyoruz. Mevcut yönetimin gerçekleştirdiği her kontrolsüz eylemin önü bir önceki yönetim tarafından açılmıştır ve şu anda canavarın karnında karşı karşıya olduğumuz şey, emperyal çekirdeğin oligarşi ve sömürgeci gücün taleplerine bağlılığının bir sonucudur. Illinois’te kendi evinde öldürülen 6 yaşındaki Filistinli Amerikalı çocuk Wadea al-Fayoume cinayetini hatırlıyoruz. Teksas’ta sulara gömülen 3 yaşındaki Filistinli Amerikalı kız çocuğunu hatırlıyoruz. ABD devletinin ve iktidardakilerin Filistin karşıtı nefreti normalleştirmeye devam ettikleri ve faşizmin bu yeni aşamasına zemin hazırladıkları inkâr edilemez. Soykırımın devam ettiği son 17 ay boyunca, ABD’nin dört bir yanındaki öğrenciler, hepsi de üniversite yöneticileriyle işbirliği içinde olan üniversite polisi tarafından acımasızca saldırıya uğradı, Filistin yanlısı eylemlilikleri nedeniyle uzaklaştırıldı, atıldı ve diplomaları iptal edildi ve Siyo-Amerikan sömürge projesine bağlılığını sürekli olarak teyit eden kurumlar tarafından gözetlendi. Üniversite hareketinin mevcut durumu, özgür bir dünya için mücadele eden her öğrencinin tekrarladığı sloganı takip ediyor: “Bizi ne kadar susturmaya çalışırlarsa, sesimiz o kadar gür çıkacaktır.” Dünya halkları için mücadeleyi kaçınılmaz kılmak için hareketlerimizi genişletmeye devam edeceğiz.

ABD devleti neden özellikle üniversiteleri, Filistin hareketini ve göçmenleri hedef alıyor? Bu aşamada üniversiteler neden saldırıların ön saflarında yer alıyor?

Üniversiteler devlet çıkarlarının mikrokozmoslarıdır ve Amerikan emperyalizminin sürdürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Siyo-Amerikan projesi -ve üniversite yöneticileri ve mütevelli heyetleri gibi ona yardım ve yataklık edenler- öğrencileri kendi sömürgeci ve siyasi yapılarına bir tehdit olarak görmektedir. Kurumlarımıza meydan okuduğumuz bu eylemde, üniversitelerin akademik özgürlük, ifade özgürlüğü ve “çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık”ı savunan yerler olduğu çelişkisini de arttırdık. Öğrencilerin kampüslerini neden mücadele alanı hâline getirdiklerini hatırlamak önemlidir – Gazze’de hiç üniversite kalmadı ve okullarımız bu okul katliamına ve daha da yıkıcı olarak Filistin halkının devam eden soykırımına maddî olarak yatırım yapıyor. Öğrenciler, katliamı normalleştiren üniversite işlevlerinin dişlilerini durduruyor ve üniversitelerin baskılarının doğrudan bir sonucu olarak hareketlerini güçlendiriyor.

Trump, Eğitim Bakanlığını tamamen lağvetmek istiyor ve “siyasi olmayan” alternatif bir üniversite sistemi yaratmaktan bahsediyor. ABD’deki egemenler nasıl bir eğitim sistemi öngörüyor?

ABD’deki eğitim sistemi her zaman halkın iradesine karşı durmuş ve imparatorluk bağlantılı olarak var olmuştur; yerli halkların sahte tarihlerini öğretmekten Martin Luther King Jr. imajını kendi çıkarları için liberalleştirmeye kadar. Biz öğrenciler, bilginin her zaman politik olduğunu, tarihin her zaman politik olduğunu ve sınıfın politik bir zemin olmaya devam edeceğini biliyoruz. Trump yönetimi, uysal ve itaatkâr vatandaşlar yaratma umuduyla ABD Eğitim Bakanlığını tehdit etmiş ve lağvetmeye çalışmıştır. ABD’nin inşa etmek istediği eğitim sistemi, imparatorluğa boyun eğecek daha az meydan okuyan akademisyenler yetiştirecek bir sistemdir. Buna karşılık, bu tür bir yapının her zaman hareket hâlinde olduğunu ve bize hiçbir zaman hizmet etmediğini söylüyoruz. Columbia Üniversitesinde tanık olduğumuz gibi, Trump yönetiminin üniversitelerimizin kendisine uygun hareket etmesi için herhangi bir şeyi değiştirmesine gerek yok, zaten soykırım imparatorluklarıyla işbirliği yapmaya ve kurumlarında daha otoriter ortamlar yaratmaya imza atmıştırlar. Eğer kurumlarımız “faşizme boyun eğiyormuş” gibi görünüyorsa, sadece onlar hakkında zaten doğru olduğunu bildiğimiz şeyleri ifşa ettiklerini açıkça belirtmek gerekir. Trump yönetiminin ya da üniversitelerimizin yapabileceklerinin sınırı yoktur, zira her zaman aynı şekilde hareket etmişlerdir.

ABD’deki mevcut baskıya karşı direnişin durumu nedir? Saldırılar ne kadar geri püskürtülebilecek?

Baskı arttıkça direniş de artıyor, bu nedenle koşullarımıza uyum sağlamaya ve Siyo-Amerikan savaş makinasını durdurmayı başarmak için taktiklerimizi çeşitlendirmeye devam edeceğiz.

Ateşkese hiçbir zaman uymayan İsrail, soykırımı eskisi gibi sürdürmek istiyor ve saldırılarını yeniden arttırıyor. Bu arada Trump, Filistinlileri Gazze’den çıkarma planlarını sosyal medyada paylaşıyor, ABD Yemen’e yeniden saldırıyor ve İran’a yönelik tehditlerini artırıyor. Sizce Ortadoğu’da savaş nasıl gelişecek?

Direniş Ekseni’nin askerî operasyonlarına olan inancımız tamdır ve emperyalizmi, Güney Batı Asya ve Kuzey Afrika’da süregelen istikrarsızlık ve soykırımın sorumluluğunu taşıyan kurumların içinden vurmaya dair kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Ghassan Kanafani’nin sözleriyle, “Onu (emperyalizmi) nereden vurursanız vurun, ona zarar verirsiniz ve dünya halklarına hizmet edersiniz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz