İşgal girişimi öncesinde 22 Ağustos’ta Cerablus Askeri Meclisi Genel Komutanı Abdulsettar El-Cadiri bir suikast sonucu katledildi. ANHA’nın haberine göre suikastçılar MİT elemanıydı ve suikastin ardından meclis tarafından yakalanıp sorguya alındılar.
24 Ağustos sabahı saat 4.00 civarı Cerablus’u top atışlarıyla vuran TC ordusu, eş zamanlı olarak askerleriyle sınırı geçerek zırhlı araçların geçişi için konvoy oluşturmaya başladı. İşgalde 1000’e yakın TSK ve çete mensubu ile 250 Özel Harekât yer aldı.
İşgal tam da YPG ve SDG’nin (Suriye Demokratik Güçleri) Cerablus’a yönelik Minbiç-Cerablus yolunu kesme ve Cerablus Askerî Meclisi’ni kurma gibi bölgede IŞİD’e yönelik bir saldırı hazırlığına girişmesinin ardından gerçekleşti. Tabii ki TC, tarihinin gerektirdiği biçimde, genetik kodlarına uygun biçimde bölgede eşitlikçi, özgür bir toplum kurma iradesi gösteren örgütlü halklardan biri olan Kürt hareketine yönelik refleksi tekrar vücut bulmuş oldu.
PYD ve PYD öncülüğünde SDG’nin IŞİD’e karşı giriştiği mücadeleden rahatsız olan TC Devleti, kendi sınırları içerisinde halklara nasıl bir baskı ve şiddet siyasetiyle yaklaşıyorsa bunu IŞİD ve çeteler eliyle Suriye’de de yapmanın yollarını arıyor.
ABD’den Destek, Rusya’dan Esad’la İşbirliği Mesajı
AKP’nin Cerablus Operasyonu’na ilk tepki haliyle Suriye’den geldi. Suriye Dışişleri Bakanlığı, Türk tanklarının Suriye’ye girmesinin egemenlik ihlali olduğunu belirterek kınadı. Suriye devlet televizyonu tarafından aktarılan açıklamada Suriye sınırları içinde yapılacak herhangi bir terörle mücadele operasyonunun Şam ile eşgüdüm içinde düzenlenmesi gerektiği belirtildi. Açıklamada, AKP’nin IŞİD’i temizleyip yerine “başka terörist grupları” yerleştirmek için operasyon yaptığı söylendi.
Pentagon Sözcüsü Cook, Türkiye’nin Cerablus’taki IŞİD hedeflerini vurduğu haberleriyle ilgili olarak “Operasyonlarını, amaçlarının ne olduğunu değerlendirmeyi Türklere bırakıyorum. Bize göre odak noktası IŞİD olmalı. Gördüğümüz kadarıyla bu da yapılıyor” dedi
Hâlbuki İşgal başladığı andan itibaren IŞİD’le herhangi bir ciddi çatışma gerçekleşmeden TC Devleti’nin daha önce açmak istediği koridor doğrudan IŞİD’in terk etmesiyle TC ordusu ve çetelerinin hâkimiyetine geçti.
Rus Dışişleri Bakanlığı kaynağı da Ankara’nın Cerablus’taki eylemlerini Şam ile koordine etmesinin önemli olduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: ‘Cerablus Operasyonuna Her Türlü Desteği Vereceğiz’
‘Cerablus operasyonu’ sorusuna yanıt veren Mevlüt Çavuşoğlu, “Hem Afrin’den doğuya doğru kuzeyden giden hem de Cerablus’tan başlayacak operasyona da her türlü desteği vereceğiz” dedi.
TC Dışişleri Bakanı ayrıca SDG içindeki YPG’den “unsurlar” diyerek özellikle bahsetti ve YPG’nin Fırat’ın doğusuna çekilene dek saldırılacağı tehdidini savurdu.
TSK ve çetelerin işgaline YPG’den gelen ilk tepki “Kimse bize kendi topraklarımızdan geri çekilmemizi isteyemez” şeklinde geldi.
YPG sözcüsü Redur Xelil şöyle konuştu:
“Türkiye’nin Cerablus müdahalesi düşmanca bir tutumdur. Bu operasyonun asıl hedefi DAİŞ’ten ziyade Kürt halkı ve kazanımlarıdır. Biz Fırat’ın batısında, Demokratik Suriye Güçleri içinde yer alıyoruz. Orada kendi topraklarımızda bulunuyoruz. Bazılarının isteği doğrultusunda kendi topraklarımızdan çıkmayız. Biz ne Türkiye ne de başka bir gücün isteği doğrultusunda hareket etmeyiz.
“Türkiye devleti, bizim oradaki pozisyonumuzu kendi çıkarlarına göre şekillendiremez. Güçlerimiz orada kalacaklardır ve herhangi bir geri çekilme söz konusu olmayacaktır. Hiç kimsenin ‘YPG oradan geri çekilsin’ dayatmasında bulunma hakkı yoktur ve biz bunu kabul etmeyiz.”
Kılıçdaroğlu Cerablus İşgalinde Hukuka Uygunluk Hatırlatması Yaptı
CHP lideri işgali onaylayan bir açıklama yaparak “Türkiye’nin yabancı bir ülkeye silahlı güç göndermesini doğru bulmayız. Ancak uluslararası hukukun öngördüğü ölçüde yapılabilir bu” dedi ve bunun yaratacağı olumsuz sonuçları hatırlatarak sadece işgalin nasıl yapılması gerektiği üzerine tavsiyelerde bulundu: “Başka türlü sokarsanız askeri oraya bunun maliyeti yine çok ağır olur. Suriye sıradan bir ülke değil. Kendi güvenliğimizi sağlamalıyız ama Türkiye kendi gerekçelerini sıralayarak, düşüncelerini uluslararası topluma çok iyi anlatarak güvenliğini sağlamalı. Biz bu anlamda her türlü desteği veririz. Uluslararası hukukun dışına çıktığınız zaman sadece size bedel ödetirler.”
Salih Müslim: Türkiye Çok Şey Kaybedecek
PYD Eş Başkanı Salih Müslim, üç dilde Twitter mesajı paylaştı ve Türkiye’nin Cerablus harekâtını eleştirdi.
Müslim’in mesajında “Türkiye Suriye batağında. DAİŞ gibi yenilgiye uğrayacaklar” yazarken Türkçe olarak da “Türkiye Suriye batağında çok şey kaybedecektir” dedi.
Armanc Cerablus: Türk Devleti DAİŞ ile Aynı Zihniyettedir
Cerablus Askeri Meclisi Komutanı Armanc Cerablus, aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu çok sayıda sivilin katledildiğini söyledi. Armanc, “Cerablus’un çocukları bizleriz. Türklerden yardım ve destek istemedik. Dolayısıyla bu işgaldir. Bugüne kadar DAİŞ’e karşı savaştık. Onunla aynı zihniyette olan Türk devletiyle de savaşır, kentimizi ve halklarımızı koruruz” dedi.
Armanc Cerablus, kenttin hemen güneyindeki Cerablus a Tehtani kasabasında TSK’nin katyuşa füzeleri ile düzenlediği saldırıda çoğunluğu çocuk ve kadın 25 sivilin öldüğünü, onlarca sivilin de yaralandığı bilgisini verdi. Armanc, kent merkezinde özelikle Kürtlerin oturduğu doğu ve batı mahallelerinde çok sayıda sivilin katledildiğini, ancak Türk devletinin iletişim ağlarını kestiği için net bilgi edinemediklerini belirtti.
TSK’nin çetelerle birlikte işgal harekâtı başlattığını söyleyen Armanc, “Türk devleti DAİŞ ile aynı zihniyettedir. Çocuk, kadın sivilleri katlediyor. Kentte Türk devleti ile anlaşmış çok az sayıda DAİŞ çetesi kalmıştı ve onlar da TSK ile Cerablus’a giren çetelere katıldı” dedi.
Fehim Taştekin: Cerablus Operasyonunun Beş Nedeni Var
Gazeteci Fehim Taştekin BBC’yle Türkiye’nin Suriye politikasına ilişkin yaptığı röportajda “müdahalenin” beş nedeni olduğunu açıkladı:
“Birincisi Türkiye, Kürtlerin IŞİD’i Cerablus’tan atan güç olmasını istemiyor. Malum Kürt koridoru endişesi. Kürtler Kobani ile Afrin arasında bağlantı kurmak için bu bölgeye özel önem veriyor. Tabi Rojava üzerindeki IŞİD baskısının bitmesi için de bölgenin temizlenmesi lazım.
İkinci neden cihatçı gruplar Türkiye’nin kapıları açması sayesinde bu bölgeyi ele geçirdi. Sonradan ortaklarını kovup tek başına hükmeden IŞİD buralarda temizlik yaparken de Türkiye ses çıkarmadı. Türkiye-IŞİD bağlantısı bu olaylar nedeniyle kuruldu.
Ardından Türkiye IŞİD’in Rojava’ya karşı saldırılarını kolaylaştırdı. Son olarak da YPG’nin önüne Fırat’ın batısına geçemez kırmızı çizgisiyle esasen IŞİD’e dolaylı olarak kalkan olmuş oldu.
Bu pozisyon Türkiye üzerindeki baskıları arttırdı. Türkiye, YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin Cerablus’a operasyon yapmasını önlemek için kendi güdümünde gruplarla operasyon yapmak zorunda kaldı. Hem IŞİD’i destekliyor görüntüsünden hem baskılardan kurtulmak için bunu yapma gereği duydu.
Üçüncüsü IŞİD artık Türkiye’yi de İncirlik üssünü açtığından beri artan oranda tehdit eder hale geldi. Artık eli kolu bağlı kalamazdı. Gerçi içerdeki hücrelerle samimi ve ciddi olarak mücadele etmemesi de ayrıca sorgulanmalı.
Dördüncüsü Türkiye Rus uçağını düşürdükten sonra Suriye’de oyun dışı kalmıştı. Bu şekilde oyuna dönme fırsatı buldu.
Beşincisi bu operasyonla Esad karşıtı güçlere desteğin önünü açmak istemiş olabilir. Bu güçler Halep’te çok zor durumda.”
BBC habercisinin “IŞİD Suriye’nin kuzeyinde zayıflarsa Türkiye içinde eylemlerini arttır mı?” sorusuna ise “Elbette arttırır” diye yanıt veren Taştekin şöyle devam etti:
“Türkiye sınırlarına ihtiyacı olduğu ve Ankara’nın laçka politikasından istifade ettiği için Türkiye’deki eylemlerini üstlenmiyordu. Artık düşmanlık doğrudan ve aleni hale gelebilir.”
Taştekin, Türkiye’nin Cerablus saldırısıyla neyi amaçladığını ise şöyle belirtti:
“Resmi açıklamaya göre Cerablus’u IŞİD’den temizlemeyi ve PYD/YPG ile mücadeleyi. Ama asıl hedef tabi ki Kürtlerin kontrol alanını sınırlamak. SDG’yi (Suriye Demokratik Güçleri) Cerablus’tan uzak tutabilirler ama Menbic’ten çıkartamazlar ve El Bab’a yönelmekten alıkoyamaz.”
29 Sivil Katledildi 3 Bin Cerabluslu Minbic’e Sığındı
TSK ait savaş uçakları 29 sivili katlederken işgalinden kaçan 3 bin sivil yurttaş ise Minbic’e sığındı. Cerabluslu halkın Cerablus Askeri Meclisi’nden yardım istedikleri öğrenildi.
Sivillerin olduğu alanlar yoğun bir şekilde bombalanırken, Cerablus kasabasının % 60’ı viraneye dönmüş durumda. Bombalanan yerlerin büyük oranda Kürtlerin yaşadıkları yerler olması dikkat çekiyor. Aynı kaynaklar çetelerin Türk askerlerinin gözleri önünde araçlarla kentin güneyine doğru hareket ettiğini kaydetti. Cerablusa Jêrîn’de AKP devlet güçleri ve çetelerinin top saldırıları sonucunda 25 sivil yaşamını yitirdi. Saldırılarda ayrıca Dirbas ailesinden 4 sivil katledilmişti.
Çetelere SDG’ye saldırı talimatı
Öte yandan Cerablus’taki yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Ceyş-ül Hür’e (Özgür Suriye Ordusu/ÖSO) bağlı güçlerin Cerablus’ta kalmak istemediği, ancak kalan Nurettin Zengi, Sultan Murat, Ehrar El Şam, El Nusra ve Ceyş El Fetih güçlerine ise Türk yetkililerinin “Hazırlanın Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) karşıda savaşacaksınız” dedikleri öğrenildi.
Fisk: IŞİD aylardır Cerablus’ta ; Erdoğan’ı endişelendiren şey YPG
Türkiye’nin koalisyon ve ÖSO ile birlikte Cerablus’a yönelik operasyonunu değerlendiren gazeteci Robert Fisk, Türkiye’nin asıl endişesinin YPG olduğunu söyledi. Fisk, “IŞİD aylardır Cerablus’ta oturuyordu; Sultan Erdoğan’ı endişelendiren şey, YPG’nin ilerleyişi” dedi.
Makalesinde operasyonun zamanına dikkat çeken Robert Fisk, “IŞİD aylardır Cerablus’ta oturuyordu; Sultan Erdoğan’ı endişelendiren şey, ABD’nin silahlandırdığı Kürt YPG milislerinin Türkiye sınırında Cerablus’a doğru ilerliyor olması” ifadelerini kullandı.
Fisk makalesinde, YPG’yi Suriye’de bazı ‘egemen’ noktaları ele geçirmeye çalışmakla da suçlarken, “Suriye içinde, Türkiye sınırında kendisine küçük bir vatan oluşturmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Karayılan: DAİŞ bahane esas hedef Kürtler
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Cerablus’un anlaşmalı olarak T.C’ye bağlı gruplara devredildiğini ve bu operasyonun hedefinde ise Rojava ve Demokratik Suriye Güçleri olduğunu belirtti.
Karayılan, bu anlaşmanın en fazla dokunacağı yerin Avrupa olacağını, çünkü IŞİD’in artık rahatlıkla İstanbul üzerinden Avrupa’ya gidebileceğini söyledi.
Karayılan, Barzani’nin Cerablus saldırısıyla nasıl bir ilişkisi olduğu sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Bu kadar Kürt düşmanlığıyla öne çıkmış, açıkça, “ben Suriye’de bir Kürt koridorunun oluşturulmasının karşısındayım” diyerek Kürt karşıtlığını beyan eden, yine “biz Irak’ta yaptığımız hatayı Suriye’de tekrar etmeyeceğiz; hatamız sonucu Irak’ta Kürtler federasyon sistemine ulaştı; Suriye’de buna müsaade etmeyeceğiz” diyen AKP anlayışıyla dostluk içerisinde bulunmak bir Kürt siyasetçisi için talihsiz bir şeydir…”
Cerablus’taki ÖSO çeteleri birbirine girdi:
80 Kişi yaşamını yitirdi
Cerablus’a çeteler ve TC ordusunun başlattığı işgalin ikinci gününde, TC’nin hedefi IŞİD’in yanında Kürtler olarak belirlemesi ardından Ceyş-ül Hür (Özgür Suriye Ordusu/ÖSO) grupları olan Siwar Minbic ve Siwar Cerablus Tugayları’nın işgal harekâtından çekilme talebi sonrası, El Nusra, Ehrar El Şam, Nureddin Zengi ve Sultan Murat Tugayları arasında çatışma çıktığı öğrenildi.
Çeteler arasında çıkan çatışmanın sonucunda 15’i sivil 80 kişinin yaşamını yitirdiği, cenazelerin yerde olduğu ve çok sayıda evin de yandığı belirtildi.
TSK’nın tankları vuruldu, askerlerden ölü ve yaralılar var
Cerablus Askeri Meclisi’nin açıklamasına göre toplamda 5 tank imha edildi, 1 asker öldü, 3 asker yaralandı. Savaşçıların tankların ikisini vururken çektiği görüntüler internet üzerinde de yayınlandı. Görüntülerde füzeyle vurulan tankın patlamasının etkisiyle yakındaki cephaneliğin de havaya uçtuğu görülüyor.
Cerablus’un bir El-Kûsa köyünde katliam gerçekleşti
Bölgedeki ANHA muhabirlerinin verdiği bilgiye göre, işgalci Türk ordusu, Cerablus’un 13 km güneyinde ve Sacur Suyu’nun 6 km kuzeyinde bulunan Bir El-Kûsa köyünde katliam gerçekleştirdi.
Demokratik Suriye Güçleri’ne bağlı Cerablus Askeri Meclisi komutanı Cudi Cerablus, köyde tamamen sivillerin yaşadığını belirtip bombardıman nedeniyle köyün kullanılamaz hale geldiğini söyledi.
Cudi, şöyle devam etti: “ÖSO ve Türk askeri bizim elimizdeki köylere ağır silahlarla saldırıyor. Dünden beri yaşanan şiddetli çatışmalarda ÖSO’dan 29 kişi öldü. 2 Türk askeri de hayatını kaybetti, 4 Türk askeri yaralandı. 3 Türk tankını imha ettik. Çatışmalar devam ediyor. Güçlerimiz mevzilerinde. Sonuna kadar direneceğiz.”
Tank ve savaş uçakları ile vurulan köyün tüm sakinlerinin katledildiği belirtildi.
TC ordusu ve çetelerin SDG savaşçılarına işkence görüntüleri de yayınlandı. Görüntülerde savaşçıların nakledilmek üzere araca bağlanarak bindirildiği ve sürekli olarak darpedildiği görülüyor.
Kaynak: direnisteyiz3.org, DİHA, ANHA