“Özgür düşünce susturulamaz” şiarı ve tutsak gazetecilerin özgürlüğüne kavuşması hedefiyle başlatılan nöbet, pazartesi ve Cuma günleri 16.00-18.00 saatleri arasında tutuluyor.
Aralarında Murathan Mungan, Banu Güven, Esra Mungan’ın da olduğu onlarca aydın ve sanatçıya, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Barış için akademisyenler’in de olduğu emek ve meslek örgütlerine, Kaldıraç’ın da olduğu devrimci kurumlara siyasi parti ve milletvekiline ev sahipliği yapan cezaevi önündeki nöbet alanında her hafta dayanışma ziyaretleri devam ediyor.
Öte yandan toplumsal meşruiyeti hâkim siyasal iktidarınkinden fazla olan ve bunun göstergelerini de dayanışmada ortaya koymasına rağmen; emekten, gerçekten yana gazeteci ve aydınların tutukluluğu düzmece dava dosyalarıyla, tutsak tutulmaya devam ediyor.
Erdoğan’ın annesi: Daha cesur, daha kararlı olarak yazmaya devam edecek
23 Ağustos’taki ilk nöbette konuşan Aslı Erdoğan’ın annesi Mine Aydoslu ise “Hepinize teşekkür ederim. Kızımı destekliyorsunuz. Onun şahsında düşünce ve ifade özgürlüğü de destekleniyor. Ben kızımla her zaman gurur duydum. Çünkü kızım hiçbir zaman insan haklarına aykırı bir şey gördüğü zaman arkasını dönmedi. Devamlı mücadele etti. Düşündü, derinliğini hissetti, gözlemledi ve yazdı. O nedenle cezalandırılıyor. Ama ben Aslı’yı gözaltına alındığından bu yana sadece 2-3 dakika gördüm. Fakat daha cesur, daha başı dik, daha azimli gördüm. Ve Aslı inşallah bir an önce çıkacak. Öyle ümit ediyorum. Ve aynı şekilde de hatta daha cesur, daha kararlı olarak yazmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
26 Eylül’de tutulan nöbette konuşan Necmiye Alpay’ın avukatı Adil Demirci, Alpay’ın cezaevinden gönderdiği mesajı iletti. Alpay’ın sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Demirci, Alpay’ın barış ve demokrasi mücadelesinin el ele yürümesi gerektiğini ve siyasal durumun da bunu gerektirdiğini belirttiğini söyledi.
“İnsani değerlerin yılmaz savunucusu onlar”
Musa Anter Onur Ödülü’ne layık görülen gazeteci Banu Güven ise, Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay için aldığı ödülü “Özgürlük Nöbeti”ne teslim ederek, “Onlar birçok şeyi, vicdanı barışı temsil ediyorlar. İnsani değerlerin yılmaz savunucusu onlar. Onları cezaevinde tutarak onlar gibi düşünen herkese mesaj gönderiyorlar. Onlar karanlık günleri aydınlatmaya devam ediyorlar. Hepimizin kaostan çıkmasının tek yolu sesimizi yükseltmek” dedi.
“Mahpusluktan kurtulmanın tek yolu toplumsal barışı sağlamaktır”
Barış İçin Akademisyenler’den Prof. Dr. Esra Mungan da, dışarıda kalanların da aslında birer tutsak olduğunu ifade ederek, “Bu kitlesel mahpusluktan kurtulmanın tek yolu toplumsal barışı sağlamaktır. Kolombiya bunu şu an başardı. İnatla barış sözünü çoğaltmaya devam edeceğiz. Çoğala çoğala barışı getireceğiz” dedi.
Not: Özgürlük nöbetleri her hafta pazartesi ve Cuma günü saat 16.00-18.00 arasında Bakırköy kadın kapalı cezaevi önünde tutulmaya devam ediyor.