Ya Sosyalizm Ya Ölüm!

Son iki yılda 243 yeni yaptırımla abluka altına alınan Küba’ya dair emperyalizm yine “eski” hayallerle saldırdı.

Pandemiyle birlikte, ABD tarafından uygulanan abluka ve ambargo ağırlaştırılmış, Küba halkına, Küba Devrimi’ne yönelik insanlık dışı saldırılara yenisi eklenmiştir.

Küba, 11,3 milyonluk nüfusunun yüzde 20’si 60 yaş üstü olmasına rağmen pandeminin nasıl yönetebileceğine, insana yaklaşıma dair sayısız örnekler yaratarak bu süreci yürütmektedir.

Temaslıların tamamının yakınmaksızın test edildiği, birinci basamak sağlık hizmeti çalışanlarının düzenli olarak ev ev gezdiği, aşı çalışmalarının yapıldı, zorunlu olanlar dışında üretimin durdurulduğu Küba’da tüm bunlar ABD tarafından adaya gönderilen koruyucu malzemelere el konulduğu, şirketlerin Küba’ya tanı kiti satmasını engellendiği bir ablukada yapıldı.

Yeni yaptırımlarla ve ülkenin önemli gelir kalemlerinden biri olan turizmin de pandemi nedeniyle olmadığı, üretim sürecinden ürün geliştirmeye ve halka hizmet sağlamaya kadar büyük çapta bir kesinti yaşandığı Küba’da Devlet Başkanı Diaz Canel “Halka gerçekleri açıklamak, devrimimizin görevi, biz tüm süreci böyle yürüttük” diyerek, tüm sorunlara rağmen parti, devlet ve halk arasındaki güçlü bağa ilişkin emperyalistlerin saldırılarına vurgu da yaptı.

Diaz Canel’in “Bu kişiler, Küba hükümetinin bu durumdan çıkacak yetisi olmadığı iddiasını güçlendirme çabası içerisindeler, halkımızın sağlığını çok dert ediyormuşçasına. Halkı dert etmek istiyorsanız, ablukayı kaldırın ve nasıl katılım sağlıyoruz görün. Neden yapmıyorsunuz? “Küba’da sokaklar devrimcilerindir, sokağın kime ait olduğunu göstereceğiz. Devrimi yok etmek için cesetlerimizi çiğnemeleri gerekir.” çağrısından sonra emperyalistlerin saldırılarına karşı binlerce Kübalı sokağa çıktı.

Sosyalizm Kazanacak!

Kendini dünyanın imparatoru gören ABD’nin dibinde, sosyalizmin ışık saçtığı Küba’ya saldırılar yeni değil.

Her fırsatta, boğulmaya çalışılan Küba Devrimi yanıtını hep daha güçlü verdi, veriyor.

Fidel’in “Emperyalistlere teslim etmektense adayı batırırım” açıklaması ya da devrimden hemen sonra “Bu tarihimiz için çok belirleyici bir an. Tiranlık devrildi ama daha yapılması gereken çok şey var. Kendimizi geleceğin daha kolay olacağıyla kandırmayalım. Aksine belki de gelecekte her şey daha da zor olacak.” açıklaması Küba’nın bugününü de göstermektedir.

Kapitalistlerin tüm dünyada insanlığa savaş açarak yürüttüğü düzenleri açlık, sefalet, onursuzluk dışında bir şey vermiyorken, Kübalı devrimcilerin Küba Devrimi’nin her sorunu karşısında “bu defa batacaklar” hezeyanına kapılanlara en iyi cevabı vereceğinden şüphemiz yoktur.

Tüm dünyada kapitalizmin sorgulandığı, isyanların içinden sosyalizm fikrinin mayalandığı bugünlerde, Küba’ya saldırı sadece ABD’nin değil kapitalist-emperyalist düzenin sosyalizme saldırısıdır.

Anadolu’nun devrimci sosyalistleri olarak, emperyalizme direnen Küba’nın yanındayız.

Komutan Fidel’in sözleriyle bitirelim “Küba, ‘Ya sosyalizm, ya ölüm’ sloganıyla yönetilecektir. Bazıları akılları sıra ticaret yaparak bizi değiştireceklerini sanıyorlar. Hay hay, buyurup gelsinler. Gelenlerin başımızın üstünde yeri var. Biz böyle meydan okumalardan korkmayız. Bu devrim, kafa tutuyorlar diye korkmaz.

La calle es de los revolucionarios!
Sokaklar devrimcilerindir!

Socialismo o muerte!
Ya sosyalizm ya ölüm!

KALDIRAÇ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz