16. yılında yine Hrant Ahparig’i anmak için vurulduğu yerdeyiz. Hrant’ın yoldaşı olmaktan onur duyuyoruz.
Halkların eşit, özgür, kardeşçe yaşaması için tarihle yüzleşmek gerekliydi. Dün de bugün de. Hrant bunu en ciddi, samimi ve yürekli biçimde savundu. Ve tarihin üzerini betonlayarak karanlıkta kalmasını sağlamak isteyen, halkların düşmanı egemenlerin hedefi oldu. Alçakça aramızdan aldılar.
Halklara bir ders vereceklerdi. Özgürlük arayışının, tarihle yüzleşmenin önüne geçeceklerdi, yeni katliamlar planlayacaklardı. Amaçları buydu.
İstedikleri olmadı. İki yüz bini aşkın insan caddeleri doldurduk. Hrant’ın savunduğu değerleri, gerçekleri söyleme cesaretini, insanca, özgür yaşama isteğini sahiplenen yüz binler olarak sloganlarımız yankılandı sokaklarda. “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz” sloganı, bu toprakların halkları olarak, ortak bir mücadelenin büyük bir güç doğuracağının işaretiydi.
Bu güç öyle ilginçtir ki, ne zaman yüz binler olup sokaklara taşar, o zaman kendine de kendi gibi olanlara da inanır. Ne zaman sokaktaki kalabalıklar azalır, o zaman “biz azız, kaç kişi kaldık şurada” demeye ve kendi gücüne güvenmemeye başlar. Bir kurtarıcıyı aramanın, bir “kötünün iyisi”ni beklemenin fikri gelişir. Böyle düşünmenin tek nedeni örgütsüzlüktür.
Bu topraklarda işçiler emekçiler, halklar, kadınlar, gençler gücünü örgütlü biçimde ortaya koyana kadar bu böyle olacak. Hrant’ın arkasından yürüyen iki yüz bin kişi de biziz. Gezi’de sokakları dolduran milyonlar da. Ve bilmeliyiz ki, o kalabalıkları yan yana görmediğimiz anlarda da kazan alttan alta kaynamaktadır. Örgütsüz olduğu için bir umutlu, bir umutsuz; bir kalabalık, bir seyrektir. Ama yok olmamıştır, saf değiştirmemiştir. Örgütlü olduğunda ise bu yüz binler gerçek gücünün farkına varacaktır.
Bizim gücümüz sadece verdiğimiz oyda değil, Hrant’ın ve hepimizin savunduğu özgür bir dünya için yürüttüğümüz mücadelededir.
Biz bu topraklarda emeğiyle ve kültürüyle yarının sahipleriyiz. Bugün ne yaptığımız yarın ne yapacağımız her şeyi belirleyecek.
Halkların katledilmesinin planlarını yapanlar, bu topraklardaki tüm zenginliğe el koyanlardır. Tarihin aydınlanmasından büyük bir korku duyanlar da onlardır.
Onlar bir sınıftır ve bize savaş açmışlardır. Örgütlüler ve sınıf bilincine sahipler. Biz işçiler emekçiler, halklar, kadınlar, gençler daha örgütlü olmadan tarihle yüzleşemez, egemenlerle hesaplaşamayız. Egemenlerin halklar hapishanesine çevirdiği bu toprakları, halklar mozaiğine çevirmek için örgütlü güce ihtiyaç vardır. Hrant’ın “esas define toprağın üstünde” deyişinde de bu toprakların insanlarına olan büyük bir inanç vardır.
Bugün burada yan yanayız.
16 yıldır nasıl ki burada buluştuğumuzda yalnızlığımız, korkularımız azalıyor, öfkemiz ve gücümüz artıyorsa sadece acımızda değil tüm dünya halklarının yaptığı gibi isyanımızda da buluşabiliriz.
Tarihimizde onur duyduğumuz insanlar var ve hep olacak. Onları bizden alamadılar, mücadelemizden alamadılar, yaşıyorlar. Biz bu yüzden Hrant olmaktan, Hrant’ın yoldaşı olmaktan onur duyuyoruz. Bu topraklarda özgürlük isteği nasıl bitirilemezse, Hrant da öyle var olacak. Bu mücadeleyi Hrant’la, tarihe iz bırakan nice yoldaşlarımızla kazanacağız. Sesleri sesimize karışmıştır artık.
HEPİMİZ HRANT’IZ, HEPİMİZ ERMENİYİZ!
ADALET HALKLARIN ELLERİYLE GELECEK!
19 Ocak 2023
*: 19 Ocak 2023’te, Hrant’ın vurulduğu yerde yapılan anmada dağıtılan bildiridir.