İranlı Sol ve Komünist Güçler Koordinasyon Konseyinin açıklaması: İsrail ile İslami rejimin gerici savaşına hayır

13 Haziran Cuma günü gerçekleşen İsrail saldırısı, İran İslam rejimini hazırlıksız yakaladı. Bu saldırı, rejimin pazar günü Umman’ın Muskat kentinde ABD ile yapılacak nükleer görüşmelerin altıncı turuna katılmaya hazırlandığı bir anda gerçekleşti. Yüz milyarlarca dolara ve on milyonlarca İranlının ekonomik sefaletine mal olan rejimin temelsiz “nükleer caydırıcılık” stratejisi çöktü. Saldırının ardından, rejimin tamamını sarsan ve üst düzey Devrim Muhafızları (IRGC) ile nükleer komutanların kaybıyla sonuçlanan ilk şokun ardından, İslamcı yöneticiler dün geceden bu yana İsrail’e füze saldırıları düzenlemeye başladı.

Ancak bu savaşın nasıl sona ereceği -özellikle İslamcı egemen sınıfın, meşruiyetini başından beri İsrail’in yok edilmesine bağladığı düşünülürse- ve nükleer meselenin nihaî çözümü (ki bu sürecin geri sayımı, kısa süre önce toplanan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı [IAEA] Yönetim Kurulu toplantısıyla başladı), rejim içerisinde ciddi iç çatışmaların ve büyük ayrışmaların ekseni hâline gelebilir.

İsrail’in saldırılarından önce de, dün başlayan bombardımandan sonra da bir kez daha görüldü ki, İran halkının büyük çoğunluğu hiçbir savaşta İslamî rejimin yanında yer almayacaktır. İran halkının gerçek savaşı, tüm İslamcı rejime karşı verilen ve onu devrimci yollarla devirmeyi amaçlayan mücadeledir. Bu mücadele Aralık 2017’de başladı ve Mahsa Amini’nin öldürülmesiyle birlikte 2022’deki devrimci hareketle devam etti. Rejimin perspektifine göre, varlığını tehdit eden esas unsur İsrail değil, İran halkının kendisidir. Bu nedenle İslamcı rejim, İsrail’in saldırısını, İsrail saldırısından önce de süren çeşitli sosyal ve sınıf hareketlerini bastırmak için kendi lehine kullanmaya çalışacaktır.

Gazze’de milyonlarca insana gıda, ilaç ve temel yaşam gereksinimlerini reddeden, Başbakanı Netanyahu hakkında soykırımdan uluslararası tutuklama kararı bulunan ırkçı İsrail rejiminin, İran halkının değil, monarşist faşistlerin ve Rıza Pehlevi’nin müttefiki ve dostu olduğu artık bir sır değildir. Faşist İsrail rejimi ile İslamcı rejim, varlıklarını birbirlerine dayandırarak meşrulaştırmakta, birbirlerine göstererek suç düzenlerini sürdürmektedir. Her iki rejim de işçilerin, emekçi kitlelerin, bölgedeki her türlü ilerleme ve özgürlüğün düşmanıdır.

Hiç şüphe yok ki bu savaş, tamamen yozlaşmış ve kriminal İslamcı rejimden kurtulmaya kararlı İran halk kitlelerini pasifize etmeyecektir. İran’daki sosyal ve sınıf hareketleri, solcu ve komünist güçler ile ilerici örgütlerin iş birliğiyle İslamcı rejime, İsrail’e ve onun monarşist müttefiklerine karşı mücadelelerini sürdürmenin yollarını bulacaktır.

Kahrolsun Kapitalist İslam Cumhuriyeti!

Yaşasın özgürlük – Yaşasın sosyalizm!

İranlı Sol ve Komünist Güçler Koordinasyon Konseyi

14 Haziran 2025

İmzacılar:

Sosyalist İşçiler Birliği, 

İran Komünist Partisi,

İran İşçi-Komünist Partisi – Hekmatist,

İşçilerin Yolu Örgütü,

Halkın Fedaileri Örgütü(Azınlık),

Azınlık Çekirdeği

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz