Direnişin dünyası… Demokrasiniz diktatörlük, ekonominiz köleliktir; yiyin efendiler yiyin geleceğiniz çöplüktür!

“Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir.” Ve burjuvazi ile işçi sınıfı arasındaki sınıf savaşımı tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmaktadır. Derinleşen ekonomik krizle birlikte her geçen gün artarak gelişen kitle eylemleri ile işçiler bir sınıf olarak hem kendi gücünü görmekte hem de egemenleri görüp tanımaktadır. Emperyalist merkezlerin demokrasi şalları işçilerin direnişi ile ortadan kalkıyor. Tabii bir de “ulusal çıkarlar” şalı var. Hani şu uluslararası holdinglerin, şirketlerin kârları olunca rafa kalkan ama söz konusu işçilerin hak ve talepleri olunca polisiyle, kanunuyla işçilerin karşısına dikilen “ulusal çıkarlar”. Almaya, İngiltere gibi “ulusal çıkarlara” pek önem veren devletler büyüyen grev dalgası karşısında grevlerin gücünü azaltmak için her yolu deniyor.  

İşçiler ise bütün saldırılara, baskılara, “şallara” rağmen kendi sınıfsal çıkarları için dünyanın her yerinde mücadeleyi büyütüyor. Temmuz ayında dünyanın pek çok yerinde grevler ve kitlesel sokak eylemleri gerçekleşti. Derleyebildiğimiz kadarıyla temmuz ayında gelişen grev ve sokak eylemleri:   

Demokrasi abidesi (!) İngiltere devleti grev kırıcılığına soyundu

İngiltere’de büyüyen grev dalgası karşısında devlet grevlerin gücünü azaltmak için her yolu deniyor. 

Demiryolu, Denizcilik ve Taşımacılık Sendikasının (RMT) Haziran ayındaki üç günlük grevi büyük dayanışmayla karşılanmış ve devamında aralarında makinistler, telekom işçileri, posta işçileri, eğitimciler ve sağlıkçıların da bulunduğu kamu ve özel sektördeki birçok iş kolunda yüz binlerce işçinin grev hazırlığı gündeme gelmişti. İşçilerin özellikle artan enflasyon nedeniyle ücret artışı ve iş güvencesi için çıktığı grevlere karşı İngiltere devleti grev kırıcılık rolüne soyundu. 

İngiltere, İskoçya ve Galler’de patronların grevlerde geçici işçi istihdam etmesine izin veren bir yasa yürürlüğe girdi. Yasa, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sendikal örgütlenmeyi güvence altına alan 87 No’lu sözleşmesi başta olmak üzere çalışma koşullarını düzenleyen bağlayıcı uluslararası anlaşmaların ihlali olarak yorumlanıyor.

İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng, Muhafazakâr Parti hükümetinin işçilerin en temel haklarını çiğneyerek yaptığı “yasal” düzenlemeyi “Ceza gerektiren bir suç olan yasal düzenlemeyi değiştirdik. Sendikaların ekonomimizi durdurmasına izin vermeyeceğiz” açıklamasıyla duyurdu.

Devlet, grev dalgasının önünü kesebilmek için aynı yasal düzenleme içinde ayrıca sendikaların ödemek zorunda kalabileceği tazminat miktarını da artırdı.

Yeni düzenleme, grevin “yasa dışı” olduğunun tespit edilmesi hâlinde, mahkemelerin bir sendika aleyhine verebileceği maksimum tazminat miktarını değiştiriyor. Bu da yasal bir grev için hâlihazırda oldukça yüksek bir grev oylama barajının yürürlükte olduğu İngiltere’de üye sayısı milyonları geçen en büyük sendikalar için azamî cezanın 250 bin sterlinden 1 milyon sterline yükseleceği anlamına geliyor.

İngiltere işçi sınıfı ayağa kalkıyor, grevler dalga dalga büyüyor

İngiltere işçi sınıfı, egemenlere karşı mücadele hattına girdi. Birçok iş kolunda bu ay sonunda büyük grevler gerçekleştirilecek.

41 bin demir yolu işçisi, 6 bin makinist ve 40 bin telekom işçisi greve çıkıyor. 115 bin posta işçisi, 500 binden fazla eğitimci, 170 bin kamu işçisi ve birçok iş kolunda yüz binlerce işçi grev hazırlığı yapıyor. 

Birçok iş yerinde 30 yıl sonra ilk defa yapılacak grevlerde, başta ücret artışı olmak üzere çeşitli talepler dile getirilecek. İş güvencesi, emeklilik haklarına saldırıların son bulması ve iş koşullarının iyileştirilmesi işçilerin öne çıkan talepleri arasında.

Demiryolları yine duracak

Demiryolu İşçileri Sendikası RMT, 21, 23 ve 25 Haziran’daki üç günlük grevinin ardından, yeni grev tarihlerini açıkladı. Üç günlük grev sonrası demiryollarını işleten toplam 14 şirketle görüşmeleri sürdüren RMT, bu görüşmelerden sonuç alamayınca yeniden grev ilan etti. Buna göre, 27 Temmuz, ile 18 ve 20 Ağustos tarihlerinde iş durdurulacak. Greve 41 bin işçi katılacak.

Tren makinistleri de grev dedi

Toplam 8 ayrı şirkete bağlı çalışan makinistler de grev gününü açıkladı. 6 bin makinistin greve çıkması, ulaşımda hayatın felç olacağı anlamına geliyor. 30 Temmuz’da trenleri durduracak Tren Sürücüleri Sendikası ASLEF Genel Sekreteri Mick Whelan, “2019 yılından bu yana doğru dürüst bir ücret artışı alamadık. Hükümetin desteğini arkasına alan bu şirketler, gerçek hayatta aslında ücretlerimizi düşürmüş durumda. Buna daha fazla sessiz kalamazdık” dedi.

BT’de 35 yıl sonra ilk grev

İletişim İşçileri Sendikası da (CWU) grev tarihlerini açıkladı. Ücretlere zam ve iş koşullarının iyileştirilmesini isteyen 40 bin British Telecom (BT) işçisi 29 Temmuz ve 1 Ağustos günlerinde 2 günlük grev gerçekleştirecek. 1987 yılından bu yana ilk kez greve çıkacak olan işçiler, kriz ve salgının yükünü daha fazla yüklenmeyeceklerini ve hayat pahalılığı karşısında sessiz kalmayacaklarını açıkladılar.

İngiltere’deki en zengin 350 şirketin kârlarında yüzde 73 artış olmasına ve enflasyonun yüzde 10’a dayanmasına rağmen işçilerin maaşlarında sadece yüzde 1 ya da 2 dayatması karşısında işçiler, grev oylamasını da yüzde 95’le geçti. 350 şirket arasında olan BT, geçtiğimiz yıl 1.3 milyar sterlin kâr yaptı. BT’nin CEO’su yılda 3.5 milyon sterlin maaş alırken, işçilere yüzde 2 önermesi işçileri daha da öfkelendirdi.

Grev dalga dalga yayılıyor

Ulusal Eğitim Sendikası (NEU) 510 bin üyesine grev oylamasına başladı. Ücretlere zam talebinin yanı sıra, eğitim müfredatı ile yöntemleri belirlenirken sendikanın görüşüne de başvurulmasını talep ediyor.

Başta bakanlıklar olmak üzere pasaport dairesi, iş ve işçi bulma kurumu, sürücü sınavları yapan memurlar ve sosyal servislerde çalışan işçilerin üye olduğu PCS sendikası da grev oylamasına başlayacak. 170 bin işçinin üye olduğu PCS, devletin 91 bin işçiyi işten atma planına karşı da eylemlere hazırlanıyor.

UNITE sendikasına üye otobüs şoförleri, belediye işçileri ve havaalanı işçileri de grevlere hazırlanıyor.

İngiltere’de işçiler ücret artışı, iş güvencesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için art arda grev kararları alıyor. Demiryolları, British Telecom ve tren sürücülerinin ardından 115 bin Kraliyet Postası işçisi de grev kararı aldı.

İletişim İşçileri Sendikası (CWU) tarafından yapılan açıklamada, toplam 115 bin posta işçisini ilgilendiren grev oylamasına yüzde 77 katılım olduğu ve bu işçilerin yüzde 97,6’sının greve “evet” dediği belirtildi. 87 bin 325 işçinin katıldığı oylamada 85 bin 184 işçi grevden yana oy kullandı.

Grev günlerini henüz açıklamayan sendika, üyelerinin artık saldırı karşısında sessiz kalmayacaklarını ve sokağa inerek emeğinin karşılığını alacaklarını söyledi.

Norveç devletinden enerji işçileri grevine yasak!

Norveç devleti, açık denizdeki petrol ve gaz platformlarında çalışan sondaj işçilerinin başlattıkları grevi yasakladı.

İşçiler yükselen enflasyon nedeniyle ücret zammı istedikleri için 5 Temmuz Salı günü greve başlamışlardı. Norveç Çalışma Bakanlığı, grevin Avrupa’daki enerji krizini kötüleştireceği endişeleri gerekçesiyle grevi sona erdirdiklerini açıkladı.

Ülkedeki enerji işçilerinin büyük kısmını temsil eden sendikalar, maaşlarında artış istemek için greve çıkmıştı.

Grev İngiltere’ye ve Avrupa kıtasının çoğuna giden gaz arzını azaltırken, gaz fiyatları dört ayın en yüksek seviyesine çıktı.

Financial Times’ın haberine göre, grevin, Norveç’in gaz üretimini hafta sonuna kadar yaklaşık yüzde 60 oranında azaltacağı tahmin ediliyordu.

Almanya’da liman işçilerinin grevi yasaklandı, işçiler yasağa karşı grev dedi

Alman deniz limanlarında devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde işçilerin uyarı grevi yapması yasaklandı. Grevin yasaklanmasına öfkeyle yanıt veren Hamburg liman işçileri şehir merkezini eylem alanına dönüştürdü.

Farklı fabrikalardan yüzlerce işçi liman işçilerinin mücadelesine destek vermek üzere dayanışma grevine çıkarak eyleme katıldılar. Uyarı grevi ve eylemler, 16 Temmuz Cumartesi sabah 06.00’ya kadar devam etti.

15 Temmuz Cuma günü sabah erken saatlerde işyerlerinin önünde buluşan işçiler saat 10 gibi Birleşik Hizmet Sendikası Verdi’nin çağrısı ile merkezî tren garının yanındaki Heidi-Kabel-Platz alanını doldurdu. Burada yapılan konuşmalarda işçiler ve farklı işletmelerden temsilciler işçilerin haklı taleplerinin karşılanmasını ve grev yasağının kabul edilemez olduğunun altını çizerek tepki gösterdiler.

Grev yasağına karşı grev!

Yapılan kısa mitingin ardından yürüyüşe geçen işçiler liman HAPAG – LLOYD tekelinin binasının önüne gelindiğinde işçilerin tepkisi daha da yoğunlaştı. Burada uzun süre yapılan protestonun ardından işçiler yürüyüşe devam ettiler. Eylem boyunca grev yasağına “grev, grev” diyerek cevap verdiler.

Hamburg DGB binasının önüne kadar yürüyen işçiler burada polisin havai fişek patlatan bir işçiyi gözaltına almasına tepki gösterdi. İşçilerin “defolun”, “serbest bırakın” gibi sloganlarına polis gaz sıkarak saldırdı. Bunun üzerine işçiler hep birlikte polisin üstüne yürüyerek polisi miting alanının dışına çıkardı. Polisin alandan çıkmasından sonra işçiler mitinge devam ettiler.

Almanya’da G7 protestoları: Dünyanın talan edilmesine hayır!

Münih’te gerçekleştirilen G7 ülkeleri zirvesi protesto edildi. Polis saldırısına rağmen barikatı aşanlar “Daha adil ve barış içinde bir dünya” için seslerini yükselttiler.

G7 zirvesinin yapılacağı otel ve çevresi binlerce polisin koruması altına alındı. ABD, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Japonya, Kanada ve Almanya’nın katıldığı G7 zirvesinde pandemi sonrası ekonomi ve Ukrayna meselesi gündemiyle bir araya gelen “zengin ülkeler” bir kez daha ekonomik ve siyasi paylaşımı ele aldılar.

Polis ablukasına rağmen alana girildi

G7 zirvesinin yapılacağı Garmisch Patenkirchen (Elmau) şehrinde binlerce kişinin haklı talepleri için katıldığı yürüyüşte polis alana gelenlere saldırdı. Onlarca kişi gözaltına alındı, yaralananlar da oldu.

Yürüyüşte ısrar edilmesi üzerine polis ablukası kaldırıldı ve kitle alana “Yaşasın enternasyonal dayanışma” sloganıyla girdi.

Yunanistan’da kamuda çalışan gazeteciler greve çıktı

Yunanistan devlet medyası kuruluşları, sendika üyesi gazeteciler için daha yüksek ücret talebiyle 24 saatlik grev yaptı. Greve Yunan Radyo Televizyonu ERT, Atina-Makedon Haber Ajansı AMNA, belediye radyoları ve televizyon kanalları, devlet dairelerinin basın servisleri, bilgi ve iletişim genel sekreterliği katıldı.

Yunanistan Gazeteciler Birliği açıklamasında “Sendikalarımızın kamu medyasındaki üyeleri olan gazetecilerin ve çalışanların mali taleplerinin derhal karşılanmasını talep ediyoruz. Müzakere kapısını kapatmıyoruz ve gerçek artışlar konusunda ısrar ediyoruz. Ücret dışı yan haklar, reel artışların tamamlayıcısıdır. Hepimiz birleştik, kamu medya çalışanları olarak grevdeyiz ve insanca muamele talep ediyoruz.” dedi.

Şili’de 50 bin bakır işçisinden ulusal boyutta grev

Dünyanın en büyük bakır üreticisi olan Şili’de devlete ait bakır şirketi Codelco’nun Ventanas döküm tesisini kapatma kararına karşı işçiler greve gitti. Bakır İşçileri Federasyonu (FTC) Başkanı Amador Pantoja, yaptığı açıklamada ülke genelinde 50 bin civarında işçinin greve gittiğini bildirdi.

FTC, yaptığı açıklamada Codelco’nun tüm üretiminin durduğu, eyleme 40-50 bin arasında işçinin katıldığını belirtti. Günün ilerleyen saatlerinde El Teniente’deki eylem sırasında işçilerin gözaltına alınmasından dolayı Codelco’nun üst yönetimiyle görüşme girişimlerini askıya aldıklarını ve ulusal greve aktif olarak devam ettiklerini belirtti.

Zimbabve’de sağlık emekçileri enflasyon altında kalan %100 zam taleplerinin reddedilmesi üzerine greve çıktı

Zimbabveli sağlık emekçilerinin %100 ücret zammı teklifi reddedildi. Yerel para birimindeki düşüşle birlikte ABD Doları cinsinden ödeme taleplerinin baskılanmasının ardından sağlık emekçileri 20 Haziran Pazartesi günü greve gitti.

Zimbabve’nin hemşireler birliği, devleti müzakereye çağırdı ve anlaşmazlığın hızlı bir şekilde çözülmemesi hâlinde hayatların tehlikede olacağı konusunda uyardı.

Sağlık emekçileri Mayıs ayında enflasyonun %131,7’ye yükselmesiyle krizden fazlasıyla etkilenmekte. Devlete enflasyonun altında kalan %100’lük ücret zammı teklif eden emekçilerin talebi ise geri çevrildi.

Taleplerinin reddedilmesi üzerine emekçiler greve gitme kararı aldı.

Zimbabve Hemşireler Derneği Başkanı Enock Dongo ülkenin dört bir yanındaki sağlık emekçilerinin, yerel para birimi düşmeden önce 2018’de aldıkları maaş olan ayda 540 ABD Doları ödenene kadar grev yapmaya karar verdiğini söyledi.

Zimbabve devleti Afrika ülkesini saran ekonomik rahatsızlıklardan 2001’den bu yana ABD ve Avrupa Birliği tarafından uygulanan yaptırımları sorumlu tutuyor.

Panama’da hayat pahalılığı protestoları sürüyor

Orta Amerika ülkesi Panama’da yakıt ve gıda fiyatlarının yüksekliğine karşı eylemler sürüyor. Yaşam için Birleşenler İttifakı, Örgütlü Halkın Hakları için Ulusal İttifak (ANADEPO) ve İnşaat İşçileri Sendikası (SUNTRACS), sokaklarda ve otoyollarda protestolara devam edeceklerini duyurdu. 

6 Temmuz’dan bu yana Panamalılar, yakıt ve gıda fiyatlarını, yoksulluğu, işsizliği, konut sıkıntısını ve yolsuzluğu azaltmakta başarısız olmakla suçladıkları Başkan Laurentino Cortizo’yu protesto ediyor. 

Hâlihazırda başkent Panama City’de ve Colon, Chiriqui ve Veraguas gibi eyaletlerde birçok yol protestolarla ulaşıma kapatıldı. Yerli örgütler ve çiftçiler de Bocas del Toro, Veraguas, Azuero ve Pacora gibi bölgelerde Pan-Amerikan otoyolunu kapattı.

Bir hafta içinde öğretmenler, öğrenciler ve nakliyeciler; sermaye çevreleri ve neoliberal hükümete karşı yükselen protestolara giderek daha fazla katılıyor.

Aylar önce yoğun protestoların kaydedildiği Colon’dan Panamalı işçiler, halkın gerçek temsilcileriyle yapılacak ulusal bir diyalog talep ettiler. Cortizo yönetiminin başlaması beklenen müzakere masalarına en önemli işçi örgütlerini davet etmediği belirtiliyor.

11 Temmuz Pazartesi günü tencere tavalarla “Halk aç” sloganları eşliğinde binlerce kişi Panama Ulusal Meclisi’ne yürümüştü.

Tunus’ta referandum eylemi: Devrimin kazanımlarından ödün verilmesine hayır

Tunus’ta yüzlerce kişi, yeni anayasa taslağının oylanacağı 25 Temmuz’daki referandumu protesto etmek için sokağa döküldü.

Protestoya katılanlar, “Devrimin kazanımlarından ödün verilmesine hayır” ve “Anayasa taslağını halk yazmadı” şeklinde pankartlar açtı. Habib Burgiba Caddesi’nde bulunan İçişleri Bakanlığına yürümeye çalışan halka polis göz yaşartıcı gaz bombası ile saldırdı. 

Macaristan’da vergi artışlarına karşı halk sokakta

Macaristan’da Viktor Orban hükümetinin vergi oranlarını artıran yasayı mecliste kabul etmesi üzerine 13 Temmuz Çarşamba günü binlerce kişi sokağa çıkarak yasaya hayır dedi.

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Viktor Orban hükümetinin yüz binlerce küçük işletmenin vergi oranlarını artıran yasayı mecliste kabul etmesi üzerine çarşamba günü başlayan gösteriler devam etti. 14 Temmuz Perşembe günü de binlerce kişi bütün gün şehrin merkezindeki ana caddeleri ve bazı köprüleri trafiğe kapattı. Gösterilere, çoğunluğu küçük işletme sahipleri ve işçilerinden oluşan binlerce kişinin katıldığı belirtiliyor.

Arjantin ve Haiti’de yüksek akaryakıt fiyatlarına karşı eylemler

Arjantin’in çiftçi temsilcileri Mesa de Enlace’nin çağrısıyla 24 saatlik greve giden çiftçiler eyleme traktörleriyle katılırken yüksek vergi oranları ve dizel krizi gibi nedenlerle hükümeti protesto etti.

Haiti’nin başkenti Port Au Prince’de de akaryakıt fiyatlarındaki artış nedeniyle halk sokağa çıktı. Halk başkent sokaklarına barikat kurdu.

İtalya’da taksicilerden protesto

İtalya’da taksiciler, sektörü rekabete ve çokuluslu şirketlerin erişimine açmayı öngören kamuoyunda “rekabet” yasası olarak bilinen tasarı dolayısıyla 13 Temmuz Çarşamba günü yol kapatma eylemi yaptı.

Başkent Roma’nın merkezinde başbakanlık sarayı Chigi’ye çıkan Corso caddesini trafiğe kapatan taksiciler, hükümete ve “Uber” gibi uygulamalara tepki gösterdi.

Sudan halkı başkanlık sarayına yürüdü

Sudan halkı askerî darbe hükümetine direnmeye devam ediyor. 19 Temmuz’da başkent Hartum’da toplanan halk, “İç savaşı durdur” ve “Mavi Nil kanıyor” yazılı dövizlerle başkanlık sarayına yürüdü. Yürüyüşü engellemeye çalışan polis, halka biber gazı ve plastik mermilerle saldırdı. Polis saldırısına direnen halk, tuğlalarla yol üzerine koyduğu lastikleri ateşe vererek barikatlar ördü.

Sudan halkı, farklı kabileler arasında bir haftada yaşanan çatışmalarda 30’dan fazla insanın katledildiğini ve 100 kişinin yaralandığını söyleyerek, darbe hükümetinin kabileler arası çatışmaları kışkırttığının ve sivilleri korumadığının altını çizdi. Sudan halkı, darbe hükümeti devam ettikçe ölümlerin artacağını vurguladı. 

Gana’da halk yoksulluğa karşı sokaklarda

Gana’da kendilerine Arise Ghana “Ayağa Kalk Gana” adını veren grup, yüksek yaşam maliyetlerine karşı iki gün sürecek eylem çağrısında bulunmuştu. Başkent Akra’da gerçekleştirilen eylemlere çok sayıda kişi katılırken, 29 kişi gözaltına alındı.

28-29 Haziran’da Arise Ghana tarafından yüksek yaşam maliyetleri, akaryakıt fiyatları, artan enflasyon rakamları, tartışmalı E-levy (bir elektronik ödeme sistemi) dayatması, belirsiz Covid-19 harcamaları ve Achimota Ormanı’nın satışa çıkarılması iddialarına karşı halk sokaklara çıktı.

“Yaşam pahalılığı bizi öldürecek”, “Akaryakıt ücretlerini karşılayamıyoruz”, “E-levy nasıl bir vergi”, “Covid-19 harcamaları hemen araştırılsın”, “Achimota Ormanı satılık değildir”, “Yağmalamayı bırakın” dövizleri ile sokaklarda tepkilerini dile getiren halka polis plastik mermi ve biber gazı ile saldırdı. 29 kişi gözaltın alındı.

Ekvador’da direniş devlete geri adım attırdı

Zamlara, özelleştirmelere ve kamu harcamalarındaki kısıntılara karşı 18 gün direnen Ekvadorlular, devlete geri adım attırdı. Ekvador devleti, akaryakıt fiyatlarının düşürülmesi dâhil halkın taleplerini kabul ettiğini ilan edince 1 Temmuz’da eylemler sonlandırıldı

Ekvador’da Yerli Uluslar Konfederasyonu’nun (CONAIE) çağrısıyla başlatılan direnişte devletle halk arasında yapılan görüşmelerde anlaşmaya varıldı. 18 günlük direnişin ardından IMF programı dayatan Guillermo Lasso geri adım atmak zorunda kaldı. Varılan anlaşma sonrasında CONAIE, eylemlere son verdiğini açıkladı.

Başkent Quito’da düzenlenen bir basın toplantısında devletle halk arasında anlaşmaya varıldığı ilan edilen maddeler şöyle:

• Tüm valiler fiyat spekülasyonunu önlemek için kontrolü yoğunlaştıracak.

• Hükümet sağlık sisteminin krizde olduğunu ilan edecek.

• Benzin fiyatı galon başına 15 sent düşürüldü. Bu indirimle birlikte benzin fiyatı 2,40 dolar, motorin fiyatı ise 1,75 dolar olacak.

• Kentsel ve kırsal alanlar için kamusal telafi politikaları hayata geçirilecek.

• Devletin petrol piyasasına katılımını azaltan ve petrol sahaları için uluslararası ihale süreçlerini teşvik eden 95 sayılı kararname yürürlükten kaldırılacak.

• OHAL ilan edilen kentlerde OHAL kaldırılacak.

CONAIE, yaptığı açıklamada herhangi bir mutabakat metni imzalamadıklarını özellikle vurguladı. Vaatlerin takipçisi olacağını ifade eden CONAIE, karşılanmaması durumunda direnişe devam edeceklerini ilan etti.

Sri Lanka başbakanı ülkede OHAL ilan etti: Halk başbakanlık binasını bastı

Halkın ekonomik krize karşı sokağa çıktığı Sri Lanka’da devlet başkanı Rajapaksa ülkeden kaçtı, Başbakan Wickremesinghe OHAL ilan etti. Halk başbakanlık ofisini bastı.

Tarihinin en büyük ekonomik krizine karşı protestoların yükseldiği ve halkın başkanlık sarayına akın ettiği Sri Lanka’da Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın ülkeden kaçtığı doğrulandı. Sri Lanka Başbakanı Ranil Wickremesinghe ise başkan vekili olarak atandı, ardından olağanüstü hâl ilan ettiğini açıkladı. İstifası istenen Başkanvekili Wickremesinghe, televizyondan yayınlanan konuşmasında asker ve polise “ülkede düzeni sağlamaları” emri verdi.

Halk başbakanlık binasını bastı

İstifa kararını açıklaması beklenen Rajapaksa’nın ülkeyi terk etmesinin ardından, Ranil Wickremesinghe’nin başkan vekili olarak atandığı belirtildi. Wickremesinghe’nin medya sekreteri Dinouk Colombage Reuters’e yaptığı açıklamada, “Başbakan başkan vekili olarak (ülke çapında) olağanüstü hâl ilan etti ve batı eyaletinde sokağa çıkma yasağı getirdi” dedi.

OHAL’in açıklanmasının ardından binlerce kişi başkent Kolombo’da yer alan Sri Lanka Başbakanı’nın ofisini basarken polis göz yaşartıcı gaz kullandı. BBC’nin haberine göre, Başbakan Ranil Wickremesinghe’nin baskın sırasında başbakanlık ofisinde bulunmadığı bildirildi. Eyleme katılanların Başbakan’ın konutunu ateşe vermesinden bu yana Wickremesinghe’nin gizlendiği kaydedildi.

Halk, Ranil Wickremesinghe’nin Maldivler’e kaçan Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa ile birlikte istifa etmesini talep ediyor.

Zaho kaymakamı: TSK’nin bombalı saldırısında çok sayıda sivil hayatını kaybetti

Güney Kürdistan Bölgesi’nde Zaho’ya bağlı Perex köyünde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırı nedeniyle 2’si çocuk 9 sivilin yaşamını yitirdiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı bildirildi. Saldırının ardından Irak’ın birçok kentinde eylemler yapıldı. Irak Başbakanı inceleme yapmak üzere bölgeye giderken, BM saldırıya ilişkin soruşturma başlatılmasını istedi.

Rûdaw’a konuşan Zaho Kaymakamı Muşir Beşir, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Derkar kasabası Perex köyünde pikniğe giden turistlerin bulunduğu bölgeyi bombaladığını söyledi.

Kaymakam Muşir Beşir, “Bombardıman nedeniyle ilk belirlemelere göre 8 kişi hayatını kaybetti, 23 kişi de ağır yaralandı” dedi. Perex köyünün bölgede turistler tarafından piknik amacı ile sık kullanıldığını belirten Muşir Beşir, hayatını kaybeden kişiler Irak’ın orta ve güney kesiminden gelen turistler olduğu bilgisini paylaştı.

KaynakKaldıraç Dergisi // Sayı: 253

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz