İnsanın insana kulluğunun sonuna geliyoruz… Uykusuz gecelerin sonuna, yarın çocuklarımın karnını doyurabilecek miyim diye düşünmenin sonuna… Günde 10 saat çalışarak patronun kesesini doldurmanın sonuna… İşsiz kalmanın, aşağılanmanın sonuna geliyoruz.
Bu fazladan ömür süren çürümüş düzen artık yama tutmaz. Egemenler; bizden çaldıklarıyla zenginliklerine zenginlik katan sermaye sınıfı ve onlar adına yönetenler istiyor ki, cennetleri sürsün. Var güçleriyle çırpınıyorlar, meclislerinde tiyatro oynuyorlar. İktidarı sopa gösteriyor, muhalefeti “aman sokağa çıkmayın” diyor, dört bir koldan bu sömürü düzeni sürsün diye cebelleşiyorlar.
Ama yama tutmuyor artık bu düzen. Tüm dünyada kapitalist-emperyalist sistem krize girmiştir. Savaşlarla ayakta kalmaya çalışıyor. Dünya kriz ve direnişlerle sarsılıyor. Dünya halkları, sömürüye, baskıya, aşağılanmaya, geleceksizliğe karşı direniyor. Bu düzen çürüyor, çözülüyor. Ve gelen biziz. Gelmekte olan devrimdir! Yarın dünyada, yarın Anadolu’da insanca, onurlu bir yaşam hüküm sürecektir.
Yarın Anadolu’da fabrikalar, üretim araçları herkesin olacak. Tüm insanlık için, hep birlikte, sömürülmeden üreteceğiz.
Yarın Anadolu’da kimse evsiz kalmayacak, kimse aç kalmayacak, kimse sağlık hizmetinden yoksun kalmayacak. Biz böyle bir ülke için mücadele ediyoruz.
Yarın Anadolu’da halkların imhası, inkârı ve asimilasyonu son bulacak. Halkların tüm zenginliğiyle kültürler yeşerecek.
Yarın Anadolu’da 6 yaşında kız çocukları ve hiçbir çocuk istismar edilemeyecek. Buna kalkışanlar en ağır şekilde cezalandırılacak. Biz bunun için mücadele ediyoruz.
Yarın Anadolu’da kadın cinayetleri olmayacak. Hiçbir erkek kendini kadının yaşamı üzerinde hak sahibi göremeyecek.
Yarın Anadolu’da herkes özgürce eğitim alabilecek, bilim üretebilecek, sanat üretebilecek. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Bu düzen sosyalizmdir.
Bize inanmayanlar; içinde yaşadığınız akıl almaz dünyaya bakın! Böylesi aşağılık bir düzenin var olması mümkün de insanca ve onurumuzla, özgürce yaşamak mı imkânsız? Değişimden, iyiye güzele doğru değişirken zorlukları göze almaktan korkanlar; her gün geçinememek, geleceksiz ve mutsuz olmak yeğ midir?
Bu çürümüş düzende bir gelecek yoktur. Gelecek sosyalizmdedir.
Biz sosyalistler, onurdan ve emek vermekten, özgürlüğü istemekten vazgeçmeyen sıradan insanlarız. Bir de ölümsüz olanlar var aramızda, yoldaşlarımız…
Burhanettin Akdoğdu (Bekir Kilerci), 13 Aralık 1997’de Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde işkencede katledilen yoldaşımızdır. Ölümsüzdür. Adı, emeği, şiirleri, “Bir işçi çocuğu olarak doğdum/Bir işçi olarak yaşadım/Ve sınıfımın savaşçısı olarak öleceğim” dizeleri; adımlarımızda, emeğimizde çoğalıyor. Biz yürüyoruz, o yürüyor.
Ali Serkan Eroğlu, 24 Aralık 1997’de, okuduğu Ege Üniversitesi’nin tuvaletinde asılarak katledilen yoldaşımızdır. Ölümsüzdür. Adı, yoldaşlarını satmamanın adıdır. İnsan olmanın çığlığıdır. Bizimle nefes alıyor. Sesi sesimize karışıyor.
Tarihimizde ölümsüzler vardır onlar gibi. Spartaküs’ler, Şeyh Bedrettinler, Börklüceler, Mahir, İbo, Deniz… Hepsi bu sokaklara, bu fabrikalara, mahallelere bizim gözlerimizle bakıyor.
Ölümsüz olan; onurdur. Başkaldırmak ve zafere kadar kavgadır ölümsüz olan.
Bir adım attığında korkularından sıyrılan, özgürleşen ve ayağa kalkan insanı teslim almanın yolunu bulamadı sermaye sınıfı. Bizse kazanmanın yolunu biliyoruz. Devrim için örgütlenmek. Devrimi örgütlemek. Onurdan emek; emekten bilinç; bilinçten yeni ve özgür bir dünya yaratmak. Yürümek isteyene yol bellidir. Zordur, engebelidir, çelme takanı çoktur. Yürüdükçe aydınlanır. Üzerinde, adımlarımızın yanında ölümsüzlerin adımları vardır.
Yarın özgür bir dünyada yaşamak için, bizler bu mücadeleye dört elle sarılıyoruz. İnsanca, onurlu bir yaşamdan yana olanlar; geleceği kurmaya, Kaldıraç saflarında mücadeleye katılın. Emeğinizi ve aklınızı mücadeleye katın! Değişin, değiştirin, özgürleşin!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Devrim için ileri; ya sosyalizm ya ölüm!
13 Aralık 2022