“Ya sosyalizm ya barbarlık” süreçlerindeyiz; sosyalizm kazanacak! / Deniz Tepeli

Değerli dostlar, merhaba.

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, iyi olmanızı diliyoruz.

31 Mart’ta gönderdiğiniz Kaldıraç’ın Şubat ve Mart sayıları ile mektubunuz, geçtiğimiz günlerde de Nisan sayısı elimize ulaştı. İlginiz ve emekleriniz için çok teşekkürler.

Abonelik formu için de teşekkürler. Burada “hatalı IBAN no’su” gibi bir sorun yaşamadık. Formu başka arkadaşlarla da paylaştık.

Deprem sırası ve sonrasında ezenlerin halkımıza yaptıkları ve yapmadıkları hepimizi çok üzdü ve öfkelendirdi. Depremin değil kapitalizmin, şovenizmin, mezhepçiliğin, cinsiyetçiliğin öldürdüğü bir gerçekliktir söz konusu olan. Çok acı duyduk, hâlâ da halkımız en kötü, insanlık dışı koşullarda ve baskı altında. Depreme dair örülen dayanışma, devrimci birleşik güçlerin çalışmaları, gelişmeleri, bu kadar ayrıntılı olarak da Kaldıraç’tan okuyabildik. Çok teşekkürler.

“Ya sosyalizm ya barbarlık” süreçlerindeyiz; sosyalizm kazanacak! Hepimize çok daha güçlü, örgütlü, birleşik, inatçı olarak mücadele etmek düşüyor. Bunca ölümün içinden yeni bir hayat, yeni bir dünya yaratacağız; yaratmak zorundayız. Yaraları sarmanın, psikolojik olarak iyi olmanın, acıların tek çözümü, ilacı da sadece ve sadece mücadele, örgütlü mücadeledir. Bu yüzden devrimcilerin yaptığı tüm çalışmalar engellenmeye çalışılıyor. Ama umudu ısrarla halkımıza taşıyan, birlikte mücadele etmenin araçlarını hızlıca yaratan tüm dostlarımız, yoldaşlarımız bizim için de büyük umut ve moral…. Bizler burada sınırlı olarak da olsa, depremden etkilenen halkımızın yanında olduğumuzu ifade etmek, acılarını paylaşmak ve umudu çoğaltmak için el ürünleri, kitap vb. yaptık, gönderdik. Ben, Resmiye ve Bahar arkadaş da çocuklar için bez bebekler yapmıştık, çocukların yüzünde bir gülümseyiş oluşturmayı umarak. Onların bir fotoğrafını da sizinle paylaşıyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu süreçte zaten sistematik olarak süren hapishanelerdeki baskılar, keyfiyetler katlanarak arttı… Bunların bir sonucu da ne yazık ki, hayatına son vermeye sürüklenmek oluyor. Bulunduğumuz hapishanede 20 veya 21 Mart’ta Duygu adında genç adli bir kadının hayatına son verdiğini öğrendik. Detayları bilemiyoruz fakat şizofreni hastası olduğu ve buraya kısa süre önce sürgün olarak getirildiği, tek tutulup ve de ailesinden uzakta, birçok yoğun baskıya maruz bırakılan adliler, aynı zamanda “iyi hâl”, “puanlama” gibi yöntemlerle infazının yakılması gibi baskılar da yaşatılarak iyice yalnızlaşmaya, birbirini şikayete, güvensizliğe itiliyorlar. Ayrıca şizofren hastasının burada tutulması, üstelik tek tutulması da amacı belli ediyor. Hasta tutukluların acilen tahliyesi şartken, daha da ağır koşullarda tutularak bu son hazırlanıyor. Üstelik sürekli kameralar ile, insanlık dışı bir şekilde hayatımızın gözetim altında tutulmasına karşılık, ciddi sağlık sorunu olan bir tutuklunun hayatına son vermesi, bunun engellenmemiş olması birçok şey anlatıyor aslında. Duygu, bu hapishanedeki bildiğimiz ikinci kadın intiharıdır. Ayrıca, Kibar adlı ağır fiziksel ve ruhsal hastalıkları olan bir adli kadın tutuklu da hastalık nedeniyle, üstelik “ölüyorum” diye çığlıklar atarak hayatını kaybetmişti. Garibe arkadaşımıza yapılanların tümüne ise birebir şahidiz. Hapishanelerde artan kadın intiharları durumun ciddiyetini ve acil çözüm yetersizliğini gösteriyor. İnfaz yakmalar, baskılar, tecrit, cinsiyetçi saldırıları da hep beraber durduracağız. Konuya dair kurumlara mektup ve dilekçeler ilettik.

Değerli arkadaşlar, beraber kaldığım Bahar ve Resmiye arkadaşların da selam ve sevgilerini sizlere iletiyorum, 1 Mayıs’ımız kutlu olsun.

Sevgi ve saygılarımızla. Venceremos!

23 Nisan 2023

Kocaeli 1 No’lu F Tipi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz