15-16 Haziran yol gösteriyor metal işçilerinin direnişi büyüyor

  • Birleşik Metal-İş’e bağlı metal işçileri Ocak ayında bir greve çıktılar. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve toplu sözleşme haklarının gaspının ortadan kaldırılmasına ilişkin… 10 farklı kentte ve 22 farklı fabrikada başlayan 15.000 işçinin katıldığı grev 29 Ocak tarihinde Bakanlar kurulunun aldığı kararla ertelendi.

Bakanlar kurulu grevin “milli güvenliği tehdit edici nitelikte” olduğuna karar vermiş, Birleşik Metal-İş önce kararı tanımıyoruz demiş sonrasında ise “yasa dışı bir greve dönmeden biz işçileri fabrikalara sokarız” demişti.

Bakanlar kurulu haklıydı “milli” güvenlik tehlikedeydi, işçilerin güvenliği zaten genelde tehlikededir. Birleşik Metal-İş de haklıydı, sendikaların asli görevi işçileri fabrikalara geri sokmaktır en nihayetinde…

  • Mayıs ayında imzalanan TİS (Toplu İş Sözleşmesi)’te ücretlere ilk altı ay yüzde 7 artı 70 kuruş, ikinci altı ay yüzde 7 artı 20 kuruş, üçüncü altı ay enflasyon artı 15 kuruş, dördüncü altı ay için ise enflasyon artı 15 kuruş zam yapıldı. İmzalanan sözleşmeyle Bosch işçilerinin ücretleri MESS (Metal Sanayicileri Sendikası) sözleşmesi kapsamında olan diğer fabrikaların ücretlerini geçti.

Bursa’da Renault, Coşkunöz, Mako, Delphi fabrikalarında çalışan metal işçileri; Bosch’ta kendileri gibi Türk-Metal’e mensup olan işçilere daha yüksek ücret verilmesine karşın kendileri için de daha iyi sözleşme talebiyle eylemlere başladı. Yürüyüşler, yemek boykotları ve sendika önünde protestolarla devam etti.

Coşkunöz, Renault, ve Mako fabrikalarından öncü işçilerin oluşturduğu ‘Fabrikalar Arası Kurul’ bu tepki ve arayışı koordineli hale getirerek ortak talepler etrafında bir dizi karar aldı.

İşçiler taleplerini üç başlıkta topladı:

  1. MESS ile imzalanan yürürlükteki sözleşme Bosch ile imzalanan sözleşmeyle yenilenecek.
  2. Sözleşme görüşmeleri sendikanın belirlediği temsilcilerle değil, sendikadan bağımsız, işçilerin seçtiği temsilcilerle yürütülecek.
  3. Hiçbir işçi işten çıkartılmayacak

“Taleplerimizi kabul edeceksiniz, polise haber verirseniz fabrikanızı kaybedersiniz!”

Bu talepler için işçiler patrona ve Türk Metal sendikasına 5 Mayıs’a kadar süre tanıdı. Tarihler 5 Mayıs’ı gösterdiğinde hiçbir değişiklik yapılmadı. İşçiler Türk Metal’den toplu istifa için buluştu. Türk Metal mafyası, işçilere saldırdı. İstifa dilekçelerinin alınacağı bilgisayarlar parçalandı.

16 işçi işten atıldı.

Renault işçileri kararlı: “Arkadaşlarımız işe geri alınmazsa üretim falan yok!” dediler. Patron görüşme istedi, temsilciler gitti, görüştü. Geriye kalan talepler için 21 Mayıs’a kadar süre istedi ve işçileri işe geri almak zorunda kaldı. Renault işçileri, iş başı yaptı.

“Dönmek yok! Ölmek? O bizim ‘fıtrat’ımızda var”

  • 15 Mayıs’ta patronun ek zam talebini reddetmesi üzerine sabah 08.00 civarında fabrika önünde 4 bin 500 işçi toplandı. İşçiler ‘olumlu bir sonuç çıkmazsa direnişe devam edeceğiz’ dedi.

16 Mayıs’ta binlerce metal işçisi Renault önünde direnişini sürdürürken Tofaş ve Coşkunöz Fabrikalarında da işçiler üretimi durdurup direnişe geçti. İşveren yaptığınız eylem ‘yasadışıdır’ diyerek işçileri tehdit etti. Tofaş ve Renault yönetimi pazartesiye kadar tatil kararı aldığını açıklarken, Coşkunöz’de ise yönetim pazartesiye kadar üretimin devam etmesini istedi. İşçiler yönetimin talebine “Ölmek var dönmek yok!” sloganıyla yanıt verdi.

“Söz uçar yazı kalır, üretimden metali alın geri neyi kalır…”

17 Mayıs’ta Vali, fabrikaların insan kaynaklarından, MESS ve Türk Metal Sendikası’ndan yetkililerle görüşüp uzlaşma sağlamaya çalışacağını belirtti. “Kimse işten atılmayacak” sözleri üzerine işçiler “imza istiyoruz” “sözle hareket etmeyeceğiz” karşılığını verdiler.

 

Üretimin durduğu üç fabrikaya 18 Mayıs’ta Mako, 19 Mayıs’ta ise Valeo katıldı.

Renault marka arabası olan insanlar, markanın üzerine kağıtla “diren” yazarak Renault direnişine destek olmaya başladı. Destek bununla da sınırlı kalmadı, İstanbul’da, Ankara’da İzmir’de Metal İşçisine destek eylemleri yapıldı.

Bu arada TOFAŞ’ın patronu tarihi bir karar aldı. Belki de dünya üzerinde ilk defa bir patron üretimi durdurma kararı aldı, ilk olan kısmı ise fabrikada işçiler üretimi durdurduğu halde üretimi durdurması… Ambulansın arkasına takılıp trafiğin önünde açıldığını düşünmek gibi yani… Ambulansın içinde yatan sermayesinin derdiyle hem de…

Bursa KESK şubeler platformu metal işçilerine destek için basın açıklaması yaptı, işçilerin talepleri derhal karşılanmalıdır dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği ise yazılı bir açıklama yaptı, metal işçilerine destek olmak için… Akademisyenler de imza topladı. “Yaptığınız insan haklarına aykırıdır” dedi.

“Soru bir sendika nedir? Soru iki sendika kimin hakkını savunur? Soru üç Türk Metal bir sendika mıdır?”

21 Mayıs’ta Ankara’da Koç Holding’e bağlı Türk Traktör fabrikası içinde yürüyüş yapan işçiler, fabrika yöneticileriyle yaptıkları görüşmenin ardından mesaiye kalmayarak fabrikadan ayrıldı. Türk Metal sorgu işleri daire başkanlığı tamamen duygusal sebeplerle işçilerin yanına giderek masumane sorularını sordu “Neyden memnun değilsiniz? Buralarda Müslüm denen bir hıyar varmış?”

  • Coşkunöz işçileri, direnişlerini sürdürürken temsilciler yerine takım liderlerini görüşmeye çağıran patron direnişin gerisinde kalan takım liderlerini işe geri dönmeye ikna etti. Coşkunöz işçisi işe dönmeyi reddetse de ertesi gün yayılan ‘çok insan işe geri döndü’ söylentisiyle direniş kırıldı. İşçiler diğer fabrikaları uyardı: Kendi temsilcilerinizden vazgeçmeyin!

“e-artık yeter, e-bu da sendika mı, e-biz de insanız”

Kocaeli’de, Türk Metal’den toplu halde istifa edeceklerini açıklayan Ford Otosan işçileri, Sabri Yalım Parkı’nda bin 500 işçinin bir araya gelmesiyle e-devlet üzerinden istifalarını gerçekleştirdi. İstifanın ardından bir basın açıklaması yapan işçiler daha önce açıkladıkları taleplerinin karşılanmasını istedi.

  • 22 Mayıs’ta 6 saat süren toplantı sonunda Renault işçilerinin talepleri önce fabrika yönetimi tarafından kabul edildi. Kabul edilen protokolün işçi temsilcileri tarafından imzalandığını da belirten işçiler daha sonra MESS’in fabrika yönetimiyle ayrı toplantı talep ettiğini ve 2 saat sonrasında imzalanan protokolün yok sayılıp yeni ve bilindik dayatmayla gelindiğini söylediler. MESS işçilerin taleplerini tabi ki reddetti.

Sendikaysa sendika, üyesinin hakkını savunan sendika MESS!

Sabah saatlerinde patron fabrikada çalışan memurlara işçi kıyafeti giydirip üşenmeden basını çağırıp fotoğraf çektirip “işçiler iş başı yaptı” diye son dakika yalan haber servis etti. Bu kadar uğraşı işçiler için verseydi, işçiler gerçekten iş başı yapabilirdi…

  • Tofaş’ta bir işçi bebeğini kaybetti. Eşi düşük yaptı, haberi gelince ağlayarak ‘direnişi bırakamam’ dedi. İşçi sınıfının kararlılığı, ölüm karşısında yaşamın nasıl bir inançla savunulacağını bir kez daha gösterdi.

Kocaeli Spor taraftar grubu Hodri Meydan, ‪Ford‪ ‎Otosan direniş alanına geldi, işçileri ziyaret etti. Ford işçileri, gece yarısı servislerle kapıya gelerek “hadi gidelim” diyen patrona da kulak asmadı. Sonuçta işçi sınıfı geceleri eğlenmeye pek vakit bulabilen bir sınıf değil. İşçilerin patronun gündüz böyle bir teklifle gelmesi durumunda teklifi değerlendirebilecekleri düşünülüyor.

25 Mayıs’ta Türk Traktör, Türk Metal sendikasının gitmesi, yemek ve servislerinin iyileştirilmesi, Cumartesi izinlerinin geri verilmesi, ücretlerin saat ücreti üzerinden BOSCH’da imzalan sözleşmeyle aynı oranda olması ve eylemlerden dolayı kimsenin işten atılmamasını talepleriyle direnişe geçti.

  • Direnişe Bekaert, Baysan Kazan, Çelikord, Manga Otomotiv’den sonra UNİLEVER fabrikası işçileri destek vermeye başladı.

Ford Otosan firmasının Eskişehir’in İnönü ilçesindeki fabrikasında çalışan işçiler,’ücretlerinde iyileştirme yapılması’ ve ’Türk Metal Sendikası’nın Ford fabrikasından çıkması’ talepleriyle fabrika bahçesinde iş bırakma eylemine başladı.

  • Renault’ta işçi temsilcileriyle patronlar arasında yapılan görüşme yaklaşık 7 saat sürdü. İşçilerin kimsenin işten atılmaması ve işçi temsilcilerinin muhatap alınması talepleri kabul edilirken, avans, pirim ve banka promosyonu verileceğini ancak saat ücretlerine zam yapılmayacağının bunun için bir ay süre istendiği patronlar tarafından dile getirilmesinin ardından işçilerden “Teklifiniz sizin olsun, biz direnmeye devam ediyoruz” kararı çıktı.

26 Mayıs’ta Ford Otosan direnişinin temsilciler kurulunda yer alan iki işçi işten atıldı.

  • Kartal ve Gölcük’te bulunan fabrikalardaki İşçiler ile iletişime geçmeye çalışan Eskişehir Ford işçileri Türk-Metal tabelalarını söküp diğer illerdeki arkadaşları ile birlikte birlik sağlanırsa yeni bir sendika kurmaya hazırlanıyor.

Bolu’daki Arçelik fabrikasında çalışan yaklaşık 600 işçi, Ford fabrikasında eylemlerini sürdüren işçilere destek vererek yetkili sendika Türk Metal Sendikası’nı alkış ve ıslıklarla protesto etti.

  • Gebze Organize Sanayi’de kurulu bulunan Türk Metal’in örgütlü olduğu Arçelik LG fabrikasında işçiler yarın sabahtan itibaren eyleme geçme kararı aldı. Ancak bu haberi duyan patron, işçileri ücretli izne çıkardı. Patronun işçileri bu kadar çok düşünüyor olması göz yaşartıcı…

Polatlı’da bulunan ORS işçileri 500’e yakın işçi, “Türk Metal istifa” sloganları atarak sendikaya tepki gösterdi.

  • İzmir Çiğli’de Kurulu CMS fabrikasında işçiler fabrika içerisinde eylem yaptı. “Türk Metal istifa”, “Türk Metal gidecek dertler bitecek”, “Türk Metal defol CMS bizimdir” sloganları ile yürüyen işçiler daha sonra fabrika dışında açıklama yaptılar.

Metal işçilerinin direnişi devam ediyor. Direniş yayılıyor, her toplu sözleşme döneminde işçileri yüz üstü bırakan Türk Metal’den, Bakanlar Kurulu kararını alın yazısı olarak kabul eden Birleşik Metal-İş’ten, tabela sendikacılığı yapan Çelik-İş’ten haliyle ümidi kesen işçiler kendi sendikalarını kurmak için kollarını sıvadı.

 

METAL İŞÇİSİ

KENDİ GELECEĞİNİ

KENDİ ELLERİNE ALMALI

Bu yazıda birbirine bağlı üç başlık var;

  1. Temsilcilerin seçimi
  2. Yeni bir sendikanın kuruluş süreci
  3. Nasıl bir sendika?

Meselenin özü, işçilerin kendi geleceğini kendi ellerine almasıdır. Türk Metal gibi bir sendika mafyasını fabrikalardan silmeyi başardıysak – ki bu, 12 Eylül sendikacılığının ruhuna fatiha demektir- kendi sendikamızı da kurabiliriz.

İşçi Gazetesi olarak bu konudaki görüşlerimizi; belki bazı soru işaretlerine açıklık getirmek, belki bazı tartışmalara katkı yapmak amacıyla işçi arkadaşlarımızla paylaşıyoruz.

Renault fabrikası, ilk ateşin yakıldığı yerdir.

Hala devam eden mücadele sürecinde kritik rol oynamaya devam ediyor. Mücadelenin kalıcı bir örgütlülüğe dönüşmesinde Reno işçilerinin atacağı adım diğer yerleri etkileyecektir.

Görüşlerimizi Reno fabrikasını baz alarak ifade edeceğiz.

TEMSİLCİLERİN SEÇİMİ

Esas olan tüm üretim birimlerinin temsiliyetini sağlamaktır.

  • Mevcut direniş süreci temsilcileri seçimin ön hazırlıklarını yürütmeli. Görev almak istemeyenlerin yerine işçilerin önerdikleri yeni arkadaşlar geçmeli.
  • Fabrika yönetimi ile imzalanan protokol gereği seçim için gerekli zaman ve ortam ayarlanmalı, evrak, sandık vb. gibi teknik ihtiyaçlar temin edilmeli.
  • Her depatman/birim hiçbir baskı ve dayatma olmadan kendi temsilcilerini gizli oy-açık sayım esasına göre seçmeli… (Fabrika yönetiminin öne sürdüğü ya da Türk Metal atıklarının araya sokmak isteyeceği ikili oynayan kişiler açıkça uyarılıp devre dışı bırakılmalı)
  • Seçilen temsilciler tüm vardiya çalışanları önünde açıklanarak sonuç deklere edilmeli… Tüm vardiyaların temsilcilerinin listesi Türk Metal’in kovulduğu işçi temsilciliği odasına asılmalıdır.
  • Her vardiya seçimde aldığı oy oranına göre 3 kişiden oluşan “Vardiya Temsilcisi” seçmeli. (3 vardiya temsilcisi kendi arasında dönüşümlü olarak 1 kişiyi “Vardiya Sözcüsü” olarak belirleyebilir.)
  • Üç vardiya ve artı 08/5 vardiyası ile birlikte 3’er kişiden 12 kişi, Reno’nun “Fabrika İşçi Kurulu”nu teşkil etmiş olacak.
  • Bu 12 kişilik Fabrika İşçi Kurulu kendi arasında en az 3 kişilik bir “Yürütme Kurulu” seçmeli.
  • 12 kişilik kurul tüm fabrika işçilerinin tam temsiliyetinden sorumlu oluyor. Bu kurulun seçtiği 3 kişilik yürütme ise şu anın acil ihtiyacı olan yeni bir sendikanın kuruluş sürecini üstlenmeleri gerekiyor.

Her kurulun neler yapacağı, nasıl bir işleyişinin olacağı daha ayrıntılı ele alınabilir. Bunu her fabrika kendisi tartışıp belirleyebilir, ya da boza-yapa öğrenilir…

Mesele isim koymak değildir, doğru ve işleyen bir sistem kurmaktır. Doğru ve işleyen sistem işçinin; “bunu ben-biz kurduk, artık söz ve karar bize aittir” duygusuyla kendi eliyle kurduğuna sahip çıkmasıdır.

“Seçtik, bitti!” deyip sormadan sorgulamadan eski halimize dönersek, yarın; “bunlar da bizi sattı!” deme hakkımız olamaz…

YENİ BİR SENDİKANIN KURULUŞ SÜRECİ

Metal işçisi arkadaşlar şu anda yeni bir sendika kurma hazırlığı yapıyor. Türk Metal belasından kurtuldular. “Şuna üye olalım” diyebilecekleri güvenilecek bir seçenek de göremiyorlar. “Öyleyse kendi sendikamızı kendimiz kuralım” diyorlar. Ağır basan eğilim budur.

Bu konudaki önerilerimizi üstte yazdığımız satırlardan devamla şöyle özetleyebiliriz;

  • Reno’da 12 kişilik “Fabrika İşçi Kurulu”nun seçtiği en az 3 kişiden oluşan “Renault Fabrikası Yürütme Kurulu” seçim sürecini hızla tamamladıktan sonra, mücadeleye atılan fabrikalar başta olmak üzere tüm metal fabrikalarına çağrıda bulunacak.
  • Çağrının özeti şudur; “Kendi sendikamızı kuruyoruz.. Her fabrika, işçilerin onayını aldığını belgeleyerek (her fabrika göndereceği temsilcileri kamuoyu önünde deklere etmeli) sendikamızın kuruluşunu gerçekleştirmek üzere temsilcilerini belirlesin. (Toplantı tarihi, yeri, saati verilip netleştirilmeli.)
  • Her fabrikanın süreci, sıkıntıları farklı olduğu için tam katılım beklenemez, başlangıçta şart da değildir. Ancak, işkolunun; Ford, Türk Traktör, Tofaş, Arçelik, Mako, Coşkunöz, Ototrim, ORS, CMS ve daha sayamadığımız kritik fabrikalarını sürece katmak gözetilmelidir.
  • Sendika kuruluşunda, emek mücadelesinde güvenilirliği tartışılmayan, bu konuya hakim hukukçu dostlarımızdan destek talep edilmelidir.
  • Sendikanın ismi konusunda oraya buraya çekiştirme olacaksa düz ve net; “Metal İşçileri Sendikası” (MİS –gibi!) olabilir.
  • Sendikanın kuruluşu teknik olarak herhangi bir köy derneği kurmak gibidir. Asıl olan “Nasıl bir sendika” sorusuna verilecek yanıttır.

Bu konuda mesele geç kalmamaktır… Geç kalındıkça birlik ruhu zayıflar, her yerden ayrı sesler çıkmaya başlar. Tam da patronların ve fısat kollayan Türk Metal’in istediği ortam oluşur.

Metal işçilerinin üç-beş tane yeni sendikaya ihtiyaç yok! İşçileri birleştiren, işçilere ait olan, gerçek bir işçi sendikası gereklidir.

Ayrışmak kaçınılmaz hale gelmiyorsa, şu anki ilkemiz; “Tek yumruk, tek sendika!” olmalıdır.

NASIL BİR SENDİKA?

Basitçe şudur; Bize gerçek bir işçisi sendikası lazım;

  • İşçiler tarafından yönetilen, işçilerin ücretlerini ve fabrika içindeki çalışma şartlarını iyileştiren, işçilerin sosyal haklarına sahip çıkan ve tüm sosyal haklarını isteyen bir sendika istiyoruz…
  • Sendika işçilere kendi hakkı-hukuku konusunda eğitim verecek, işçiye bilinç taşıyacak; Bu boktan kapitalist sistem nasıl işliyor, nasıl bir sömürü düzeneği var, düzenin tüm gizli ve açık biçimlerini anlatacak… Bu amaçla beleşten para yiyen göstermelik uzmanlar değil işçi sınıfının davasına inanan, işçileri örgütleyebilen eğitimciler istihdam edecek.
  • Sendikanın kapıları ardına kadar açık olacak, işçiler kendi evine girer gibi girecek… Sendika ticari işletme değildir; “kızım üç çay” devri kapanacak. Her işçi kendi çayını alacak, her kes kendi bardağını yıkayacak.
  • Sendika şeffah olacak… Geliri nedir, harcamalar nereye gidiyor, her işçi bu bilgilere ulaşabilecek, her ay panolara asılacak…
  • Gerçek bir işçi sendikası kendinden menkul olamaz… Petkim işçisi eyleme geçiyorsa, ‘bana ne ben metal sektörüne bakarım’ diyemez, tersine öbürü de ‘bana ne’ diyemez. İşçiler bir bütündür, bir sınıftır. Dünya işçileri de onun sınıf kardeşidir. Gerçek bir işçi sendikası, işçilerin birliğini ve dayanışmasını, halkların kardeşliğini savunacak, bu gerçeği üyeleriyle tartışarak benimsetecek.
  • Gerçek bir işçi sendikası toplumsal sorunlara duyarlı olacak… Soma’da yüzlerce işçi katledildi, Türk-İş 3 dakikalık eylem kararı aldı! Bu mudur duyarlılık? Memleket ayağı kalktı. Bu onursuzların insanlığı bile yok. Böyle işçi sendikası olamaz!
  • Tepedeki yöneticiler emperyalist devletlerin tetikçiliğini yapıyor. Açıkça IŞİD denilen katiller çetesini destekliyor, çeteler hergün Suriye’de, Irak’ta insan kafası kesiyor, ülke savaşa sürükleniyor, sendika buna sessiz kalabilir mi?

Nasıl bir işçi sendikası meselesi için daha çok şey söylenebilir. Temel noktaları itibariyle ifade etmeye çalıştık.

İşçi Gazetesi /1 Haziran 2015