Geçen hafta, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 500 Büyük Sanayi Firması istatistikleri, sessiz sedasız yayınlandı. İstatistikler, Türkiye işçi sınıfının en örgütlü, en vasıflı kesiminin vaziyetini (toplam 684 bin) ortaya koymamıza elveriyor. 17 milyon gibi bir sayıya ulaşan ücretli işçi sınıfının bu “azınlık kesimi” harekete geçmeden, işçi hareketinin yükselmesi, egemen sınıfların ve AKP iktidarının geriletilmesi mümkün değil.
Hiç kuşkusuz iktisadi ve sosyal veriler, işçi sınıfının vaziyetinin tümünü ortaya koyamaz. Sınıfın öfkesi, ideolojik konumu, siyasi eğilimi, örgütlenme kapasitesi vb. gibi etkenleri dikkate almaksızın, sınıfın gerçek vaziyeti ortaya konulamaz. Biz genel bir değerlendirme yerine bu analizde sınıfın en ileri kesiminin iktisadi konumu, ücret ve verimlilik düzeyini saptayarak, sömürünün boyutlarını ortaya koymakla yetineceğiz.
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 500 büyük sanayi firması istatistiklerine göre 2015 yılında, büyük sanayi işçilerinin ortalama reel ücreti, (yani enflasyondan arındırılmış sabit fiyatlarla) ücreti arttı. Artış yüzde 1,3 gibi küçük bir oranda gerçekleşmiştir.
Ücret artışının arka planında geçen yıl sendikalı sanayi işçilerinin mücadelesi (büyük kısmı 500 firmada çalışıyor) ve bunun belli ölçüde toplu sözleşmelere yansıması var. 2014 ve 2015’te metal işçilerinin yükselen mücadelesinin ücret artışında etkisi olduğu muhakkak. 2015 yılının seçim yılı olmasının sendika taleplerinin belli ölçülerde kabul edilmesine yol açtığını belirtmek gerekir.
Bir bakıma bu küçük oran ihmal edilebilir. Fakat, 2009’dan (kriz yılı) beri sanayi sektöründe ücretlerin her yıl düştüğü dikkate alınırsa, 2015 yılındaki bu küçük oranlı artışın, anlamı daha iyi anlaşılır. Hemen belirtelim, sanayi işçisi ücreti, 10 yıl öncesine, yani 2005 yılına göre yüzde 13 oranında daha düşük düzeyde. Bir başka anlatımla 2005 yılında 500 firma sanayi işçisinin ortalama reel ücreti 100 olarak alınırsa, 2015 yılındaki seviyesi 87 düzeyinde. 500 firma sanayi işçisi ücreti 2015’ten itibaren artış eğilimine mi girmiştir? Bunu 2016 yılının mücadelesi belirleyecek.
500 büyük firmadaki sanayi işçilerinin (toplam 648 bin) ücret artışının çok küçük oranda olması, sanayinin diğer sektörlerindeki işçilerin ücretlerinin yükselmesini sağlayacak bir sonuca da yol açmamıştır. (500 büyük firma dışında kalan yaklaşık 5 milyon işçinin ücreti 2015 yılında yüzde 2 oranında gerilemişti.)
Öyle anlaşılıyor ki sanayinin bütününde ücretlerin artış eğilimine girmesi için, daha kitlesel bir mücadelenin örgütlenmesi gerekiyor.
Ücret düzeyi ve sömürü
500 firma istatistiklerinden yaptığımız hesaplamalara göre, 2015 yılında büyük sanayi işçisinin eline geçen aylık net ücret 2.301’TL’dir.
500 büyük sanayi işletmelerinde işçi başına ele geçen aylık ortalama ücretler
(2015 yılı-TL)
Kamu+özel ortalaması 2.301
Özel sektör 2.245
Kamu 3.015
İşçi başına düşen aylık kâr, yani patronların eline geçen değer ise ücretlerin 6 katı. 2015 yılında 500 büyük sanayi firmasında, işçi başına 12.713 TL oldu. Muhasebe oyunları, amortisman ve stok değerlemedeki “hatalar”, profesyonel yöneticilerin (CEO denilen şirket kahyaları, genel müdürler vb) kar dışında gösterilen gelirleri dikkate alındığında rahatlıkla bu rakamın 14 bine ulaştığını söyleyebilirim. Fakat yine de resmi istatistikler yüksek bir tutarı ifade ediyor. Geçen yıla göre artış oranı ise (enflasyondan arındırılmış sabit fiyatlarla) yüzde 11,6 gibi yüksek oldu. Ücret artışının yüzde 1,3 olduğunu dikkate alınırsa, kar hacmindeki artışın boyutları daha iyi anlaşılır.
2015 yılında çalışan başına aylık kar düzeyi cari fiyatlarla şöyle:
500 büyük sanayi işletmelerinde işçi başına ele geçen aylık kâr
(2015 yılı-TL)
Kamu+özel ortalaması 12.713
Özel sektör 13.358
Kamu 4.407
Buna göre, sömürü oranı 2015 yılında (artı-değer oranı) 2015 yılında % 552 gibi yüksek bir düzeyde gerçekleşti. Özel sektördeki sömürü oranı ise % 595 olmuştur. Bu yüksek sömürü oranı, AKP iktidarının sermaye sınıfının çıkarlarını nasıl sıkı sıkıya gözetmiş olduğunu gösteriyor. Şöyle ki, bu sömürünün arka planında siyasi baskıların, sendikasızlaştırmanın, taşeronlaştırmanın ve böylece emek-yoğunluğunun ağır çalışma şartlarının tesis edilmiş olması vardır. Sermaye sınıfının, AKP iktidarına karşı (pasif veya aktif) verdiği desteğin maddi (iktisadi) cevabını da bu tablo ortaya koyuyor.
Ücretler ve verimlilik
Kapitalizmin hakim olduğu bir ekonomide, “rekabet yasaları” ücret artışlarının belli bir düzeyi aşmamasını gerektirir. Eğer üretkenlikteki artış, ücretlerdeki yükselişten daha fazla ise, ücret artışlarının yol açtığı kârdaki gerileme, üretkenliğin büyümesi nedeniyle telafi edilmiş olacaktır.
2015 yılında işçilerin üretkenlik artışı, ücretlerdeki yükselişi kat ve kat aştığı için telafi edilebilmiştir. 2015 için net ele geçen ortalama (500 büyük) sanayi işçisi ücretinin 2.300 TL olduğunu yukarıda belirtmiştik. Vergiler, SSK primleri ve diğer ödemelerle bu rakam ortalama 3.700 TL’ye yükselir ve brüt ücret halini alır.
Ele geçen Brüt Aylık 2015’te işçinin eline geçen 2015’te aylık brüt
ortalama ücret TL Ücret TL Aylık ücret zam miktarı TL ücret zam miktarı
2014 2.110 3.460 – –
2015 2.301 3.700 191 240
2015 yılında net ele geçen ücret zammı: aylık 164 TL
2015 yılında net ele geçen ücret zammı: aylık 164 TL
Şimdi 2015 yılında (cari fiyatlarla) ücrete ne kadar ek zam yapıldığını görelim: Her ay için net ücrete 190 TL, vergilere, SSK primine ve diğer kesintilere de yine 2014’e göre 50 TL daha fazla ödemişler. Yani (2015 yılı fiyatlarıyla) 500 büyük sanayi firma patronlarının kasasından her işçi için 2014’e göre ek olarak ayda brüt 240 TL fazladan ödeme (ücret artışı karşılığı olarak) çıkmış.
İşçilerin 2015’te 1 ay içinde yarattığı ek değerin “paylaşımı”?
Halbuki, 2015 yılında 500 firmada çalışan ortalama bir işçinin üretkenliği sabit fiyatlarla yüzde 8,5 oranında artmış. Yani ücret artışından 6 kat fazla bir verimlilik artışı sözkonusu. Bu artışın 2015 yılında aylık ortalama cari (2015 fiyatlarıyla) değeri 2.512 TL.
İşçiler, bu ek değerin yüzde 7,5’ine denk gelen 190 TL’yi, ücret zammı olarak geri aldılar. Patronlar, 240 TL’yi de Maliye ve SSK’ye vergi ve sigorta payı olarak ödediler. Böylece 2015’te yaratılan yeni değerin 430 TL’si, işçiler için ödendi. Bu ödeme 2015’te yaratılan yeni değerin, yüzde 17’sine karşılık geliyor.
Yeni yaratılan aylık değerin Geriye kalan 2.216 TL’nin büyük kısmı ise patronların eline kâr (artı-değer) olarak geçmiş bulunuyor. Patronların kâr ve faiz olarak ne kadar almışlar? 2015’te ortalama bir işçinin yarattığı değerin yüzde 46,5’ini 1.181 TL’yi almışlar.
Ortalama bir sanayi işçisinin 2015 yılında, önceki yıla göre fazladan yarattığı 2.512 TL’nin kar-ücret-amortisman-vergi olarak dağılımı şöyle:
Ortalama işçi başına 2015’te her ay yaratılan yeni-değerin paylaşımı (TL)
Aylık ortalama yaratılan yeni değer TL yeni dağılım değer
Ele geçen ücret net 190 7,5
Ücret vergisi-SSK primleri 240 9,4
Amortisman 195 7,7
Vergiler 790 31,1
Sanayi Karı 832 38,4
Faiz 205 8,1
(Kar+faiz) toplamı 1.181 46,5
Toplam değer 2.542 100,0
Veriler sömürünün aşırı yüksekliğini ortaya koyarken, sanayi işçilerinin çok daha yüksek düzeyde ücret artışı elde etmeleri önünde, işveren ve hükümetin ileri süreceği bir bahane olmadığını da ortaya koymaktadır.
Erhan Bilgin – 19 Haziran 2016