Devrimci tarihimizde maalesef az bildiğimiz bir önderi anlatmaya çalışacağım. Thomas Sankara Fransız kolonisi Yukarı Volta’nın yıkıcısı, ‘Onurlu insanlar ülkesi’ Burkina Faso’nun kurucusu, emperyalizme karşı Afrika’nın birliğinin savunucusu, Marksist-Leninist, radikal, romantik, gerçekçi, cesur, lider ve yoldaş…
21 Aralık Sankara’nın doğum günü. Bu vesileyle geç tanıdığım bir yoldaşı anlatmaya çabalayacağım. Afrika halkları için bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin ikonu olan ve genç ömrüne on yılları sığdıran Thomas İsidor Noel Sankara, 4 yıl gibi kısa bir süre için yönettiği Burkina Faso ve Kıta Afrikası için unutulmaz bir tarih ve inanç bıraktı.
O zamanki adıyla Yukarı Volta’nın kuzeyindeki Yako şehrinde doğdu. Yukarı Volta bir Fransız sömürgesiydi. İlk gençliğinde papaz okulunda eğitim alırken büyük bir papaz olacağı düşünülüyordu. Çok iyi notlar alan, parlak bir öğrenciydi.
Katıldığı bir seminer sonrası beklenenin tam aksine orduya katılmaya karar verdi. Karar verdiği gibi yapıp akademiye girdi. Orada, ilerici fikirleriyle akademideki en başarılı öğrencileri toplayıp gayrı resmi dersler veren Adama Toure ile, komünizm, Sovyet devrimi ve Çin devrimiyle tanıştı.
Akademideki eğitimi sırasında Madagaskar’da geçen günleri Marx ve Lenin okumasının önünü açmıştı. Eğitimini tamamlayıp askerî görevine başlayınca, sonrasında devrimin gelişiminde rol alacak olan askerlerle tanıştı. Aralarında en yakın olduğu kişi Blaise Compaore’ydi. Birlikte gizli bir hücre şeklinde örgütledikleri Komünist Subaylar Grubunu kurdular.
Asker î darbeye katılan Sankara, hükümette görev alırken, hükümetin yapısı ve yönetme biçiminden rahatsız olunca istifa etti. İstifa sonrası 1983 başında bazı yoldaşları ile ev hapsinde tutuluyorlardı. İlerleyen günlerde bu sefer kendi gerçekleştirdikleri darbeyle hükümeti devirdiler. 10 Ocak’ta henüz 33 yaşındayken devlet başkanlığına getirildi. O günden hayatını kaybettiği 1987’ye kadar ülkeyi yönetti.
Emperyalizme karşı Afrika’nın birliği
Emperyalizmin Afrika’yı sömürmesine karşı Afrika’nın birlik olması gerektiğini savunuyordu. Kıta içinde, kıtaya yetecek kadar üretimin, dağıtımın ve düzenlemenin yapılabileceğini belirtiyor hem ülkesinde hem de kıtada bunun başarılamamasının nedeninin örgütsüzlük olduğunu belirtiyordu. Başkanlığa gelmesine destek de veren Libya’nın o dönemdeki lideri Kaddafi ile ısrarlı çalışmalara giriştiler.
Bugün tamamen pasifize olup, emperyalizmin hizmetine giren Afrika Birliği’nin zamanında kuruluşunda önemli pay sahibi oldu. Şu an Sankara’nın hayal ettiğinin fersah fersah uzağında olan bu kuruluş, o dönem için bir kurtuluş, bağımsızlık ve özgürlük hayali olarak büyütülmeye çabalanıyordu.
‘Sizi kim besliyorsa, sizi o yönetir’ diyen Sankara, emperyalist güçlerden yardım alınmasına karşı çıkıyordu. Ancak bugün Afrika Birliği sadece toplantısını yapmak için bile Çin’den, Fransa’dan veya başka bir uluslararası güçten destek alıyor. Bugün, her şeye rağmen sömürgeciliğe karşı kıtanın birliğini savunanlar, Sankara’nın o gün attığı tohumu yeşertmeye çalışıyorlar.
Bir Fransız kolonisinden ‘onurlu insanlar ülkesi’ne
Sankara’nın devlet başkanlığına geldiği 1983’ün ilk kararlarından biri, ülkenin adını değiştirmek oldu. Yukarı Volta olan ismi; ülkenin iki yerli dilinde ‘onurlu (dik duran) insanlar ülkesi’ anlamına gelen Burkina Faso olarak değiştirdi. Bundan sonra 7 milyon Burkinable (onurlu insanın)’nin ülkesi kolonyalizmin kanlı tarihinden sıyrılmak için dümen kırmıştı.
Asker olmasının yanında, devrimci bir sanatçı da olan ve gitar çalan Sankara, ülkeye yeni bir marş yazdı, onu besteledi. Ve yeni bir bayrak tasarlandı.
Yazdığı marşta Küba devriminin açık etkisi görülecektir: “Bin yılın aşağılayıcı esaretine karşı/ Açgözlülük onlara boyun eğdirmek için yüz yıl boyunca uzaklardan geldi/ Neo-kolonyalizmin ve küçük yerel işbirlikçilerinin/ alaycı kötülüğüne karşı/ Birçok kişi pes ederken bazıları direndi/ Ama hayal kırıklıkları, başarılar, ter ve kan…/ Cesur halkımızı güçlendirdi ve kahramanca mücadelesinin tohumunu attı.
“Ve bütün bir halkın tarihi/ bir tek gecede bir araya geldi/ Ve bir tek gece zafer yürüyüşünü başlattı/ Şansın ufkuna doğru/ tek bir gece halkımızı bir araya getirdi/ Özgürlük ve ilerleme için/ dünyanın tüm halkları ile /Ya vatan ya ölüm, fethedeceğiz.”
Ütopyasını kurmaya çabalayan, her bir Burkinable’ye uğruna mücadele edecekleri bir hayal veren bir liderdi. İyi bir sanatçıydı. Ustanın deyişiyle ‘münadi’lerden biriydi: “…sükûn yok, hareket var/ bugün yarına çıkar,/ yarın bugünü yıkar/ ve bu durmadan akar/ akar/ akar/ biz bugünün kahramanı,/ yarının münadisiyiz./ bu durmadan akan,/ yıkıp yapan/ akışın /çizgilenmiş sesiyiz. /biz, /adımlarını tarihin akışına uyduran/ temelleri çöken emperyalizme vuran,/ yarını kuranlarız/ o duvar /o duvarınız,/ vız gelir bize vız!..”
Ülkede hızlı bir değişim yaşanıyor
Thomas Sankara ve yoldaşlarının iktidara gelmesi en yoksul insanlar arasında sevinçle karşılandı. Bu bir başlangıçtı ve ülkede her şey hızla değişmeye başladı. Devlet yönetimi, eğitim, sağlık, hukuk ve kadın hakları konusunda hızlı bir ilerleme yaşandı.
Küba Devrimi, Fidel Castro ve Ernesto Guevara’dan ciddi biçimde etkilenen yeni yönetim bunu Burkina Faso’da uygulamaya çalıştı:
– Menenjit, sarı humma ve kızamık hastalıklarına karşı birkaç haftada 2,5 milyon çocuk aşılandı.
– Ulusal çapta okur-yazarlık kampanyası başlatılarak 4 yılda okur-yazarlık oranı %13’ten %73’e çıkarıldı.
– Çölleşmenin engellenmesi için 10 milyon ağaç dikildi.
– Yabancı yardım olmadan demiryolları ve inşa edilen yeni yollarla ülke bir ulaşım ağına kavuşturuldu.
– Kadınlar hükümette önemli pozisyonlar edinirken, yönetimde ve orduda görev ve sorumluluk almaları için teşvik edildi.
– Kadın sünneti, zorla evlilikler ve çok eşlilik yasaklanırken, doğum izni getirildi.
– Mercedes makam aracı filosu satılıp, bakanlara en ucuz olan Renault 5 kullanılmaya başlandı.
– Sankara, başta kendisi bütün yöneticilerin maaşını çok büyük bir oranda düşürdü ve şoför ve birinci sınıf uçak biletlerini yasakladı.
– Büyük toprak sahiplerinin toprakları doğrudan çiftçilere bölüştürüldü. Bununla hektar başına 1700 kg olan üretim 3800 kg’a çıktı ve ülke buğday üretiminde kendine yeter hâle geldi.
– Sankara, dış yardımların bağımsızlığa tehdit olacağını belirterek başta dünya bankası ve IMF olmak üzere tüm önerileri reddetti.
– Orduya ait mülklere ucuz marketler kuruldu.
– Yöneticilerin en az bir maaşının toplumsal projelere ayrılmasına karar verildi.
– Sankara, Burkinableler (Burkina Faso’da yaşayanlara Burkinable deniliyor) aynı lükse sahip olmadığı için makam odasındaki klimayı söktürdü. Kendi maaşını da 450 dolara düşürdü. Devlet dairelerine portrelerinin konulmasını “7 milyon Thomas Sankara var” diyerek yasakladı.
Bu gerçekleştirilenler Burkina Faso için marjinal bir değişim demekti. Yeni devlet başkanı ise bunu yapabilecek radikallikte idi.
Sankara devrimci ve ısrarcı bir liderdi
Fransız sömürüsü altında can çekişen, gericileştirilen Burkina Faso için o dönemde hayali kurulamayacak değişimlere öncülük eden bu genç devlet başkanı fikirlerinden taviz vermiyordu.
İktidara geldiğinde kadınların sünnet edildiği bir Yukarı Volta’dan kadın hakları için önemli bir programa sahip bir ülke yaratılmasına öncü oldu. Verdiği röportajlardan birinde “Devrim ve kadın kurtuluş mücadelesi birlikte ilerler. Kadınların özgürlüğünü onlara verilecek bir sadaka gibi görmüyoruz. Bu devrimin zaferinin temel bir prensibidir. Kadınlar gökyüzünün bir yarısıdır.” derken 1987’nin 8 Mart etkinliğinde yaptığı konuşmada “Eşitsizliğin yok edilmesi yeni bir toplum yaratma mücadelesidir. Bu yüzden kadınların statüsü yalnızca onları yok eden sistemin ortadan kalkmasıyla sağlanır… Patriyarkal aile yapısı babanın ailenin başı olması, şahsı ve şahsi mülkiyeti üzerine kurulmuştur.” demişti.
“Devrimciler bireysel olarak öldürülebilirler ama fikirleri öldüremezsiniz” onun sözüydü. “Borç, Afrika’nın başka bir biçimde yeniden fethidir. Her birimizi finansal köleye dönüştüren yeni bir fetih” diyen de oydu, “Belli bir miktar delilik olmadan köklü bir değişiklik yapamazsınız. Bu, eski formüllere sırtını dönme cesaretinden geleceği icat etme cesaretinden gelir.” diyen de…
Kendisinin nasıl hatırlanması gerektiğini onun sözlerinden duyarsak Sankara, “İnsanların beni, insanlığa yardımcı olmuş biri olarak hatırlamasını isterim.” demişti.
Küba Devrimi, Fidel ve Che’nin takipçisi
Küba Devrimi’nin önderlerinden olan ve Bolivya’da ölümsüzleşen, Arjantinli devrimci Ernesto Guevara’dan çok etkilenen, her konuşmasında ondan bahseden Sankara; Fidel Castro liderliğindeki Küba Devrimi’ni kendi fikrine yakın değerlendirmiş, devlet yönetimi ve devrimci sürecin ilerlemesinde deneyimlerinden faydalanmıştı.
Öldürülmeden bir hafta önce de Che’yi anmak için bir etkinlikte konuşmuştu.
Bu yüzden çokça, Afrika’nın Che’si olarak adlandırılsa da, kıtada yarattığı gelişim, mücadeleye verdiği katkı, onun değerini belirtmek için kendi isminin yeterli olduğunu da ortaya koyuyor. O, Ernesto’nun takipçisi ve yoldaşıyken, dünya devrimci tarihini değiştiren yoldaşlardan oldu.
Eğitim, sağlık vb. alanlarda bu deneyimleri hayata geçiren Sankara aynı zamanda Küba’daki deneyimi andıracak şekilde ‘Devrimi Savunma Komiteleri’ni kurdu.
Halka açık mahkemeler kurarak eski halk düşmanı rejimlerin üyelerinin burada yargılanmasını sağladı. Bu mahkemeler eleştiri alsa da, Sankara yönetimine yöneltilen eleştirilerin tamamının ABD’li “düşünce” kuruluşu Oxfam kaynaklı olması bu durumun kara propaganda olduğuna dair işaretti.
Ölümü: Bir ihanet, bir suikast, emperyalizmin intikamı…
4 yıllık iktidarından sonra 1987’de 12 yöneticiyle birlikte suikaste uğrayan devrimci, katledildi. Cesedi parçalandı, yakıldı ve bilinmeyen bir yerde defnedildi. Sınıflı toplumlar tarihinin tümünde olduğu gibi onun da cesedinden korktular. Bir mezarının bile olmamasının onun adını ve ideallerini yok edeceğini umdular.
Sankara’ya darbe yapan ve onu suikastle katleden ihanetçi ise onunla yola çıkan, en yakın arkadaşı ve sağ kolu Compaore’ydi. Sonrasında darbe ve suikastte ABD, Frasa ve diğer istihbarat örgütlerinin payı ortaya çıktı.
Katledildikten sonra evinde bir araba, 4 bisiklet, 3 gitar, 1 buzdolabı ve bir bozuk dondurucu bulundu.
Onurlu insanların lideri, yaşadığı gibi ölmüş, miras olarak bir kıtaya hayal ve onur bırakmıştı. Onu darbeyle deviren Compaore, 27 yıllık iktidardan sonra 2014’te kitlesel bir isyanla devrildi. Bu isyandan sonra hem Burkina Faso’da, hem kıtada ve dünyada onlarca ülkede, onlarca şehirde anılmaya devam ediyor. İhanetçiler ise lanetle anılıyor.
Onurlu insanlar ülkesi ütopyası
33 yaşında devlet başkanı olup 37’sinde ölümsüzleşen komünist, devrimci, sanatçı ve serüvenci Sankara, kara kıtayla birlikte bize ilham ve moral katan bir miras bıraktı. Onun gözleriyle gördüğümüzden, beyniyle düşündüğümüzden, diliyle konuştuğumuzdan biliyoruz: Bu tersine dönmüş dünyayı, aşağılık düzeni yıkıp onurlu insanlar ülkesini, onurlu insanlar dünyasını kuracağız.
Bu mücadelede yaşayacak onlar.
Buralara da bakabilirsiniz: