Asgarî ücret değil, kamulaştırma

Saray Rejimi, işçi ve halk düşmanı, emekçi düşmanı bir rejimdir. TC devleti, burjuvaların, parababalarının, rantiyelerin, inşaat çetelerinin, faiz lobilerinin, enerji çetelerinin, uyuşturucu çetelerinin, dinî çetelerin, tekellerin, uluslararası sermayenin devletidir, işçi ve emekçilerin devleti değildir.

Saray Rejimi, egemenlerin devletidir.

Egemenler, düzenlerini sürdürmek için, sömürü çarklarını daim kılabilmek için, rant-yağma ve savaş ekonomisini ayakta tutabilmek için, Saray Rejimi’ni organize etmişlerdir.

Saray Rejimi, en küçük bir demokratik hakkı yasaklayan, anayasayı rafa kaldıran bir rejimdir. Saray Rejimi, işçi ve emekçilerin, kadınların ve gençlerin taleplerine karşı, devletin tüm organları ile saldırıya geçmesi demektir.

Saray Rejimi, dini ve milliyetçiliği kullanarak, işçi ve emekçileri modern köleliğe razı etme uygulamasıdır.

Ama Saray Rejimi, çözülmektedir.

Baskı, şiddet, zulmün binbir çeşidi, artık toplumsal direnişi durdurmaya yetmiyor. İşçi ve emekçiler, kadınlar ve gençler, artık susmak ve kaderlerine razı olmak tutumunu terk ediyorlar. Gezi ile başlayan direniş, parça parça, küçük küçük, adım adım tüm ülkeye ve hayatın her alanına yayılmaya başladı.

Toplumda direniş mayası tutmaktadır.

Saray Rejimi, işçi ve emekçileri, karanlıkta yaşamaya, yalanla uyutmaya çalışıyor. Yalan ve karanlık yırtılmaya başlamıştır.

Saray Rejimi bunu gördüğü için, asgarî ücreti 4253 TL yaptılar.

Yaşamları perişan olan işçiler, bu %50 zam haberlerine sevindiler. En çok da örgütsüz işçiler sevindi. Örgütlü işçiler, bu %50’nin yetersiz olduğunu biliyorlar.

Hesap basittir. Geçen sene Aralık 15’te (asgarî ücret o zaman açıklandı), 1 USD, ne kadar TL ediyordu? Dolar %110 artmıştır. Ocak 2022 sonunda, yani asgarî ücretin elimize geçeceği zaman, bu artış daha da fazla olacaktır.

Devlet, Saray Rejimi, enflasyonu %21,9 olarak açıklıyor. Ama geçen bir yıl içinde en az zam gören ürün %100. Doğalgaza, elektriğe, suya ne kadar zam yaptılar?

İşçilere diyorlar ki, %22 enflasyon var, ama biz size %50 zam verdik. İyi ama, aslında gerçek şöyledir: %76 enflasyon var, siz asgarî ücreti %50 artırdınız. Asgarî ücret, 2021 yılının başına göre, şimdiden dolar bazında %30 azalmıştır.

Ama pek çok işçi, “bir nefes” alabilmek umuduyla, sevinç duymaktadır.

Saray Rejimi, emekli aylıklarını da artıracaktır. 1500 TL emekli aylığı alan bir insanın, intihar etmek ya da sokaklara çıkmak dışında seçeneği yoktur. Ölmeyi beklemek yerine barikata çıkma ihtimali daha da yüksektir. Saray Rejimi, bu nedenle, sürekli Gezi kâbusları görmektedir. Bir sosyal patlamayı önlemek için, elbette emekli maaşları da artırılacaktır.

Saray Rejimi, “gelir yanılsaması” yaratmak istiyor. 2825 TL yerine, 4250 TL ücret alacak bir işçi, elbette “buna da şükür” der, diye düşünüyorlar.

Saray Rejimi, halkın tepkisini bastırmak için, şiddetin yetmediğini, milliyetçiliğin artık işe yaramadığını, dinin hiçbir anlamının kalmadığını görüyor. Bu nedenle, gerçekte ücretler azalsa da, onları artırmış görünüyor. İşçi ve emekçilerin aklı ile oynamaya karar verdiler.

İşçi ve emekçilerin aklı ile oynuyorlar.

Al şu kadar parayı, ver oyunu iktidara. Ölümler, işyeri cinayetleri, kadın cinayetleri, şiddet ve baskılar, hepsini unut. Ölümü gösterip sıtmaya razı etme siyasetidir bu.

Türk-İş buna çoktan hazırdır. Türk-İş bir işçi sendikası değildir, sendika mafyasının denetimindedir. DİSK ise, eylemsizliği seçmiştir. Gelenek olduğu üzere DİSK’ten CHP milletvekili olarak devlete transfer olma süreci işlemektedir. İşçilerin gelişen direnişini kontrol altına almak için, CHP mitingler düzenliyor, DİSK tepkiyi söndürmek için mitingler düzenliyor.

Aman eller şaltere gitmesin!

Aman işçiler sokaklara taşmasın!

Aman Çerkezköy-Çorlu hattı ve Kocaeli-Gebze hattı İstanbul’a doğru yürüyüşe geçmesin! İşte korkuları budur ve bu konuda, CHP, Saray Rejimi ile aynı fikirdedir. Görevleri, işçi ve emekçilerin tepkisini söndürmektir.

Devrimci işçiler, 24 Ekim’de eylemlere başlamıştır. Fabrikalarda birçok yerde üretim durdurulmuştur. İşçilerin artan öfkesi, emekçilerin artan tepkisi, iktidarı, 3500 TL asgarî ücretten, 4250 TL asgarî ücrete getirmiştir.

Olacak olanlar şunlardır:

1- Daha birkaç ay geçmeden, asgarî ücret eriyecektir. Zamlar peş peşe gelmektedir. Daha zamların yarısını bile görmüş değiliz. Zaten gerçek anlamda düşmüş olan asgarî ücret, daha da düşecektir. Kış koşulları hayatı daha da çekilmez hâle getirecektir.

2- Birçok işçi işini kaybedecektir.

3- Kayıtsız çalışma daha da artacaktır.

4- Elektrik, su, doğalgaz, eğitim, sağlık faturaları artacaktır.

Tüm bu operasyonlar, işçi sınıfı sesini kessin, direniş yayılmasın diyedir.

Açıktır ki, bir bölüm işçi, bu gelir yanılsamasına düşecektir. Böylece direnişe yönelmeyecek, sokaklara taşmayacaktır. Bu yolla direnişi kırmak isteyeceklerdir. Direnişlere saldırılar artacaktır.

Kısacası sınıf savaşımı daha da sertleşecektir.

Diyorlar ki, bu yolla, Saray Rejimi, ani bir seçime gidecek ve işçi ve emekçilerin oylarını geri alacaktır. Böylece seçim hayali kurmamızı, seçime kadar sesimizi kısmamızı, direnişleri durdurmamızı istiyorlar.

Oysa Saray Rejimi, seçimle yıkılmaz. İşçilerin direnişi ile yıkılacaktır.

Bu hayal boşa çıkartılmalıdır. İşçiler, bunca yağmanın, rant ve soygunun, savaş ekonomisinin, zenginlere para aktarılmasının hesabını soracaktır.

İşçiler, öncelikle şu önlemleri almalıdırlar.

1- Direnişlere asla ve asla ara verilmemelidir.

2- İşçiler, sendikaları geri almalı ve sendikalar işçi sendikaları hâline gelmelidir.

3- Bu süreç içinde işçiler BİK çatısı altında toplanmalıdır.

4- Her fabrikada, her işyerinde, işyeri komiteleri, işyeri meclisleri kurulmalıdır. TBMM işlevsizdir. Öyle ise işçiler kendi meclislerini kurmak zorundadırlar; fabrika fabrika, işyeri işyeri, okul okul, mahalle mahalle.

5- İşçi sınıfının talepleri açıktır.

– Doğalgaz kamulaştırılmalı, ücretsiz olmalıdır.

– Elektrik kamulaştırılmalı, ücretsiz olmalıdır.

– Su kamulaştırılmalı, ücretsiz olmalıdır.

– Tüm iletişim, telefon ve internet ücretsiz olmalı, kamulaştırılmalıdır.

– Tüm hastahaneler ve sağlık hizmetleri kamulaştırılmalı, sağlık hizmetleri ve ilaçlar ücretsiz olmalıdır.

– Tüm okullar kamulaştırılmalı, okullar ve okul malzemeleri ücretsiz olmalıdır.

İşçi sınıfı, bir kamulaştırma programı ortaya koymalı ve sendikalar, açık ve net olarak bu konuda tutum almaya zorlanmalıdır.

Başka bir yolla, işçi ve emekçiler, kriz ve enflasyonun altında ezilmekten kurtulmazlar.

Bu talepler, asgarî taleplerdir.

Açık ve bellidir ki, sınıf mücadelesi sertleşmektedir, daha da sertleşecektir.

İşçiler, kendi içlerinde, bu gerçekliği, asgarî ücret yalanını açıkça sınıf kardeşlerine anlatmalıdırlar. Bu talepler tüm işçilerin talepleri olmalıdır.

Bu talepleri elde edebilmek, gerçekleştirebilmek için, işçiler, bir genel greve, genel direnişe hazırlanmak zorundadırlar.

İşçi sınıfı, tüm toplumsal muhalefeti, Birleşik Emek Cephesi’nde bir araya getirmelidirler.

Birleşik Emek Cephesi, direnişi büyütmenin, direnişi örgütlü hâle getirmenin, işçi sınıfının ve kitlelerin bir kere daha aldatılmasını önlemenin tek yoludur.

İşçi ve emekçiler, işçi sınıfı, kendini daha büyük bir direnişe hazırlamalıdırlar.

Biz istedik diye onlar vermeyecektir. Onların her eylemde karşımıza diktikleri barikatlarını yerle bir etmeye hazırlanmak gereklidir. Her koldan bir direniş, ancak böylesi bir genel direniş, bu ülkede milyonların taleplerini gerçekleştirmenin yolu olabilir.

İşçi sınıfı, devrimcileştikçe, devrimci saflarda örgütlendikçe, kendi sınıf çıkarlarını, toplumun çıkarlarını koruyabilecek bir güç hâline gelebilir.

Saray Rejimi’ni yıkmanın tek yolu budur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz