Mücadeleyle Kazanalım!
- Isınma, elektrik, su, iletişim
kamulaştırılsın, ücretsiz olsun!
- Eğitim, sağlık, ulaşım
kamulaştırılsın, ücretsiz olsun! - Temel gıda maddeleri
ücretsiz karşılansın! - Herkese nitelikli ve sağlıklı koşullarda
ücretsiz barınma hakkı sağlansın! - Maaşlar alım gücü esas alınarak halkın enflasyonuna göre her ay güncellensin!
- En düşük ücret işçi sendikalarının
açıkladığı yoksulluk sınırının üstünde olsun!
Asgarî ücrete “tarihî zam” deniyor. Daha elimize geçmeden buhar oldu. Var mı bu ay eline 4253 lira geçen? Ama işe gitmek için aylık akbilimizi 430 liraya doldurduk, elektrik faturamız 150 TL’yse, 300 TL geldi, eli titremeden kombiyi açabilen kalmadı. Yumurtanın tanesi 2 TL olmuş, çocuğa hazırlanacak beslenme çantasında beslenecek bir gıdım şey kalmamış ama pek sayın bilirkişiler “gerekirse simit yenecek” demiş.
“Bekleyin” diyorlar dört bir yandan, aman “sokağa çıkmayın”, aman “isyan etmeyin”, “şükredin”…
Aklımızla, açlığımızla, öfkemizle dalga geçiyorlar!
Bizi o kadar çok yalanla beslediler, aklımızla o kadar dalga geçtiler ki, bu istekler, bazılarımıza “bu kadarına da hakkımız yoktur” diye düşündürtüyor. Hayır, var! Onlar şatafat içinde yaşayıp, aksıra tıksıra yiyebiliyorlarsa, onların çocukları özel eğitimler alabiliyorsa, onlar hasta olmasınlar diye evlerinde hemşireler, doktorlar varsa, bizim de, çocuklarımızın da, öyle şatafatlı filan da değil, insanca ve onurlu yaşama hakkımız var.
Dönüp baktığında “zor bunların yapılması” mı diyorsun? Açlık sınırının altında 10 saat çalışmak ne kadar kolay? Çocuğuna peynir alırken 3 kere düşünmek mi kolay? 2 lira daha ucuz diye soğukta, sokakta ekmek kuyruğunda beklemek mi kolay? Aslında bizlerin yarınları için hiçbir şey demeyenlerin yalanlarını izleyip geceleri rahat uyumak mı kolay?
Gerçekten yaşamak, insanca, onurlu, başı dik yaşamak, sen istersen mümkün.
Artık, her molada birbirimize artan fiyatları anlatıp serzenişte bulunmak, TV’de karşımıza suratları çıkınca küfrü basıp kanalı değiştirmek, TikTok’ta ayçiçek yağıyla komikli video çekmek, dayanamayıp “istifa” diye tweet atmak, yetmez!
İstemek, değiştirmekle başlar.
Bu bildiri karşına nerede çıktıysa; küfrederek gittiğin işe yürürken, pazarda geçen haftaya göre ne zamlanmış diye bakınırken ya da daha gün ışımadan bir servise binerken…
Henüz uzaklaşmadıysan dön bir tane de arkadaşın için al.
Katla, cebine koy, akşam yemekten sonra sofrada bir daha oku.
Nerede işçi-emekçiler için gerçekten bir şey yapılıyorsa gösterilmiyor biliyoruz, ancak onlarca şey yapılıyor! Gazetemizi, dergimizi, sosyal medya hesaplarımızı takip etmeye başla, bir kişiye daha gönder. O direnişlerden öğreneceklerimiz vardır, umudumuz o direnişlerden gelecektir.
“Bugünü de atlattık” diyerek beklemekle geçmeyecek bu buhran.
Sorunlarımız, dertlerimiz ortak, çözümü de ancak bir araya gelmekten, örgütlenmekten geçmekte.
Haklarımızı ve yaşamlarımızı kazanmamızın yolu direnişleri büyütüp, yan yana getirmekten geçiyor.
Sorunlarımız aşikârdır. Çözümleri için birlikte mücadele etmek için fabrikalarımızda, işyerlerimizde, okullarımızda, mahallelerimizde meclisler kuralım. Adım adım yapacaklarımızı belirleyip haklarımıza alalım.
Mahallende, işyerinde, okulunda, Kaldıraç Hareketi’ne katıl!
Katıl, insanca, onurlu bir yaşamı ellerimizle yaratmaya başlayalım!
Katıl, geceleri aç yatmadığımız gündüzleri sömürülmediğimiz bir hayat kuralım!
Bizleri kurtaracak olan kendi kollarımızdır!
12 Ocak 2021
Kaldıraç Büroları
İstanbul Avrupa Yakası:
Akdoğan Sk. No:34-36 D:5 / Beşiktaş
İstanbul Anadolu Yakası:
Serasker Caddesi No:35 D:14 / Kadıköy
Ankara:
Selanik Cad. No: 48/10 / Kızılay
İzmir:
1469 Sokak No:128 Daire:4 Alsancak / İzmir
WhatsApp İletişim:
0212 258 6861