Bir tarafta egemenlerin kimyasını bozan Gezi Direnişi, bir tarafta emperyalist efendi ve uşakların beslemesi IŞİD vb. çetelerine karşı Kobanê’de toprağını, yaşamını savunan Kürt halkının mücadelesi…
Gezi Direnişi’nin görkemli günlerinde, burjuva medyanın yalanlarını yaşayarak görenler, 40 yıldır Kürt illerinde yaşananlara ilişkin direnişin gözünden bakmaya başladılar. Lice’de kalekol yapımına karşı direnişte ölümsüzleşen Medeni Yıldırım, Gezi Direnişçileri tarafından Anadolu’nun tüm illerinde on binlerin yürüyüşleriyle sahiplenildi.
Gezi Direnişi ile Kobanê Direnişi’nin aynı kanaldan akmaya başlaması, TC Devleti’nin çözülüşünü hızlandırırken, bu direnişlerden aldığı güç ile milyonlar, 2015 7 Haziran seçimlerinde de kendini ortaya koyunca egemenlerin kabusu oldu. Özgür, eşit, kardeşçe bir yaşamanın kurulabileceğine dair umutların yeşerdiği bir hava tüm toplumsal dinamiklere hâkim oldu.
Buna karşı, 20 Temmuz’da Suruç Katliamı ile başlayan saldırı dalgası, 10 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirilen katliamla umut, boğulmak istendi. Egemenler, 10 Ekim Katliamı ile kendi kabuslarını, korkularını, işçi emekçilere, halklara, direnenlere bulaştırmak istedi.
7 yıl geçti üzerinden, onlar korkuları büyüyerek saldırmaya devam ediyor ama onların karşısında, direniş de korkularını gerçeğe çevirmek üzere sürüyor.
Çözülüşü durdurmak üzere kurdukları Saray Rejimi de dertlerine derman olmadı. Her yerden yükselen çürüme kokusuyla çözülüş sürüyor.
Bu toprakların, eşit, özgür, kardeşçe, sömürülmeden yaşamak isteyen işçileri, kadınları, gençleri, halkları, tüm emekçileri, direnmeye devam ediyor.
Çözülüşünüzü yaşıyoruz, öfkemizi örgütledikçe yıkılışınızı da ellerimizle gerçekleştireceğiz. Göreceksiniz, göreceğiz.
Katledenler kaybedecek!
Asla unutmayacağız,
Asla affetmeyeceğiz!
8 Ekim 2022