Depremden 18 saat sonra 18 vinç yola çıkabilmiş, milyonların sokaklarda gecelediği bölgede henüz 300 bin kişiye konaklama imkanı sağlanabilmiş, 7 bine yakın enkazın olduğu bölgede 18 saatte 7 bine yakın insan kurtarılabilmiştir ve dahası..
Bunun devamı vatandaşın üç kuruşluk maaşına göz koymak, deprem vergileri alınmıyormuş gibi muktedirin SMS ile 20 lira bağış istemesidir. Cenazelere katılıp “acınıza ortağız”, “deprem konutu yapacağız”, “bir daha yıkılmayacağız” masalı anlatmaktır. Yangında olan budur, selde olan budur, depremde de bu olacaktır.
Devlet bir kere daha yönetememiştir, yönetemeyecektir.
Bırakalım arama-kurtarmayı an itibari ile temiz su, battaniye, yiyecek temin edemeyen bir afet “yönetimi” devrededir.
Tüm bu rezilliği izleyip ekranlardan devletin tüm olanaklarını seferber ettiklerini söyleyenlere küfredenler, ekranlara yansıyan enkaz görüntülerine bakıp elinden bir şey gelmediğini düşünenler, felaket görüntülerine bakıp yas tutanlar, bir adım atmalı, yarından tezi yok çalıştıkları iş yerleri, yaşadıkları mahallelerden bir araya gelerek, toparladıkları temel ihtiyaç ve erzaklar ile birlikte yola koyulmalıdır.
Aynî ya da maddî yardım toplamaya çalışan on binlerce insan, arama-kurtarma çalışmalarına katılmak için hazır bekleyen doktorundan madencisine, öğretmeninden üniversite öğrencisine yüzlerce gönüllü, bir adım öne çıkmalı ve şu an mevcut tüm engelleri aşacak bir irade ile hareket etmelidir.
Böylesi bir durumda gelişmeleri izleyerek karar vermek, bir an bile boşluk bırakmak, milyonlarca insanı çaresizlikle baş başa bırakmak demektir.
Sol-sosyalist örgütler, sendikalar, meslek odaları, gönüllü yapılan bu çalışmalara önderlik ederek koordinasyonunu sağlamalı, gönüllülerin deprem bölgesine ulaşımını sağlamak üzere inisiyatif geliştirmelidir.
Beklemeyin devlet budur, bu kadardır.
Birbirimizi ancak biz kurtarabiliriz.
Kaldıraç
7 Şubat 2023
03.25