Yaşadığımız topraklarda burjuvazi ve onun devleti, ortaya çıkış ve kuruluş sürecinden bu yana tarihini hep imha, inkâr, asimilasyon, yalan, katliam, cinayet ve kanla yazmıştır. Neredeyse takvimin her gününe bunlardan birini-ikisini sığdırmıştır.
Bu, yalnızca Anadolu topraklarında değil tüm dünyada aynıdır.
Ve tüm dünyada olduğu gibi yaşadığımız topraklarda da bu ilişki biçimine “hayır” diyen, bu ilişki biçimini reddedenler, “bu sömürü düzenini değiştirmek gerek, örgütlenelim, yeni bir dünya kuralım” diyenler çıkar… Devrimciler!
Tüm dünyada, emek ve sermaye sınıfları arasındaki ilişkide burjuva sınıfı, devleti ve kolluk güçleriyle, sömürüsünün devamı için bu düzene karşı mücadele eden devrimcileri, işçileri, halkları, öğrencileri, kadınları velhasıl muhalefet eden herkesi daha fazla baskıyla, şiddetle korkutmaya, sindirmeye çalışıyor. Kendi korkularını bize bulaştırmak istiyorlar. Nafile bir çabadır!
Taciz, tecavüz, işçi cinayetleri, kadın cinayetleri, doğanın yağmalanması, savaş, işsizlik, yoksulluk, geleceksizlik dışında bu topluma, insanlığa vaat edeceği hiçbir şeyi kalmamış kapitalist düzenin sahipleri ne yaparlarsa yapsınlar, kendilerini kurtaramayacaklar.
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi, Kaldıraç dergisi okuru ortağımız Oğuzhan Kul, sivil polislerce baskı ve tehditlerle karşılaşmaktadır.
20 Mayıs Cumartesi günü saat 15.30 sularında Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda 2 sivil polis tarafından “rutin GBT kontrolü” denilerek önü kesilen dergi okuru ortağımız tehdit edilmiş, ajanlaştırma saldırısına maruz bırakılmıştır.
Ortağımız, bir yandan “Maddi olarak zor durumdasın, sana yardımcı olabiliriz”, “Evini özel harekâtla da basabilirdik, güzelce konuşmak istedik”, “Toplumsal olaylara karışmışsın, ailene haber vereceğiz” gibi bilindik cümlelerle korkutulmaya çalışılırken, diğer taraftan “Biz seni zaten takip ediyoruz, o pankart asılırken sen de Beşiktaş’taydın, astığını kabul et”, “Seninle tekrar görüşmek istiyoruz, bize sinyal ver biz alırız” denilerek muhbirlik dayatılmıştır.
18 Mayıs’ta İstanbul’un 10 bölgesine asılan “Mahir, İbo, Deniz yolunuzdayız” pankartı gerekçe gösterilerek “Bundan sonra bu kadar rahat hareket edemeyeceksiniz. … İçinizde terör örgütleriyle irtibatı olanlar var.” denilerek dergimiz kriminalize edilmek istenmiştir.
Bu saldırıdan dört gün sonra, 24 Mayıs Çarşamba günü saat 15.00 sularında evinin önünde 2 farklı şahıs tarafından izlenmiş ardından önceki 2 şahıs tarafından ara sokakta yolu kesilmeye çalışılmıştır. “Tekrar görüşmek istediğimizi söylemiştik” denilerek yolu kesilen ortağımız görüşmek istemediğini belirterek avukatını aramaya yeltendiğinde polisler hızlıca uzaklaşmıştır.
Biliyoruz; bu tehdit ve saldırılar ne ilktir ne de son. Biz bu saldırılardan korkmuyoruz. Biz, 97’de ajanlık dayatmasını kabul etmediği için fakültesinde öldürülen Ali Serkan Eroğlu’nun, Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde işkencede katledilen Burhanettin Akdoğdu’nun yoldaşlarıyız. Biz bu saldırılardan korkmuyoruz çünkü bu saldırıların devletin kendi korkusunun yansıması olduğunu görüyoruz.
Baskılarınız, işkenceleriniz, ajanlık dayatmalarınız bizi yıldıramayacak. Bu abluka dağıtılacak. İşçi sınıfı kazanacak.
Okurumuz, ortağımız Oğuzhan Kul’un başına gelecek her şeyden İstanbul Emniyeti, valilik ve bu devleti yönetenler sorumludur.
Okurumuza yönelik baskı ve tehditlerinize son verin!
KALDIRAÇ
30 Mayıs 2023