Eski defterleri karıştırmaya bakalım. Yerli ve milli, eski sayılmalıdır. Hele ki, AK Parti iktidarı için, hele ki, Erdoğan’ın iktidarı için.
Erdoğan, birçok kere, bizzat kendisi, farklı ifadelerle olsa da, bu “yerli ve milli” vurgularının tam tersini söylemiştir. Uygulamaları da böyledir.
Sadece ve sadece özelleştirme uygulamalarına bakın. Bu özelleştirmeler, acaba milli ve yerli mi idi?
Demek ki, eski defterleri karıştırmak da duruma uymaktadır.
Şimdi, bu demode elbisenin, gardıroptan çıkartılarak, sahneye sunulması vesilesi ile, milli ve yerli denilen şeye daha yakından bakalım.
Bakanlar kurulunda, İngiliz vatandaşı olduğu söylenen kişi varlığı acaba yerli midir? Ekonomi yönetimini, uluslararası sermayenin taleplerine uygun ayarlamak, acaba milli midir?
Rüşvet, emin olabilirsiniz ki, son derece milli ve son derece yerlidir. Bir banka müdürünün evinde ayakkabı kutularının içinde para çıkması, milyon dolarlar çıkması da son derece yerlidir, hatta biraz da otantik olacak kadar millidir.
Ama yine de, Zarrab’ın önünde yatmak, her ne kadar yerli ise de, milli midir?
Bir saygın din adamının, rüşvet iddiaları karşısında, fetva vererek, halife de %10 alırdı demesi, sadece yerli ve miili olarak anılamaz, aynı zamanda çaresizlik içinde dinin kullanımında ileri bir yeni adımdır. Bu açıdan, yeni milli ve yeni yerli olarak ele alınabilir.
Gezi sürecinde ortaya konan devlet şiddeti, son derece milli ve son derece yerlidir. Klasik denecek kadar. Ama Kabataş ve Dolmabahçe yalanları, olsa olsa, ileri yerli, ileri milli uygulamalar olarak anılabilir.
Cizre’de ortaya konan uygulamalar, son derece yerli ve son derece millidir.
Araplara yapılan satışlar, acaba bunlar yerli midir, milli midir?
Suriye’ye ve tüm bölgeye dönük saldırılar ne kadar yerlidir, ne kadar millidir? Buna karar veremiyor olanlar için, ABD’nin planları ile ne adımlar atıldığına bakmak iyi bir başlangıç olabilir.
NATO, Kore Savaşı’na gönderilen mehmetçiklerden dolayı milli ilan edildi, o zaman İncirlik üssünün kullanımı da son derece yerli, son derece millidir.
İç güvenlik yasası, son derece millidir. TOMA’lar yeni milli unsurlardır. Gaz fişekleri yerli midir bilmiyoruz, ama Berkin Elvan’ın öldürülmesi son derece yerlidir, eski, alışılmıştır.
IŞİD, El Nusra acaba yerli midir, ne kadar yerlidir? Ama onlara giden silâhlar son derece yerli olarak görünmektedir. ÖSO, acaba yerli midir? Ya Fetih Ordusu? Ama öğlen namazını Şam’da kılacağız söylemi son derece yerlidir.
İsviçre bankalarındaki paralar acaba yerli midir?
Havuz medyası yerlidir, Aydın Doğan Hilton pazarlıklarına kadar yerlidir, ama Sabah gazetesine benzemezse yerli midir? Doğuş Yayın Grubu tam olarak yerli, tam olarak milli olmayı hak etmektedir. Ama DİHA, ama Evrensel, ama Birgün, kısacası muhalif basın, sol basın, doğrudan anti-miili ve asla yerli olmayandır.
Fabrikalarda işçilerin sigortasız çalıştırılması, tamı tamına millidir, üstelik yerlidir.
Maden ocaklarında ölümler yerlidir ve 300’den fazla işçinin ölümünün fıtratlarından gelmesi ise tamamen millidir. Hatta, Cuma hutbesinde, “işyerlerinde aşırı güvenlik önlemi almak allaha şerh koymaktır” demek tamamen yerlidir.
Milyonlarca aç muhtemelen dış güçlerin işidir, milyonlarca işsiz muhtemelen gayrı milli güçlerin işidir, ama AVM yapımı, talan ve yağma tamamen yerli ve %100 millidir.
Bir gencin, sokakta linç edilmesi milli ve yerlidir. Gösteride Ethem Sarısülük’ün polis kurşunu ile öldürülmesi millidir ve onu öldüren polisin taktir edilmesi yerlidir.
Kadınların eşleri, sevgilileri tarafından öldürülmesi yerlidir ve buna karşı çıkan kadınlar, kesinlikle, mutlaka ve mutlaka, gayrı millidir. Tecavüzcüler yerlidir, tecavüzcülerin mahkemede iyi hâl indirimi alması millidir. Buna karşı gösteri yapan kadınlar kesinlikle kökü dışarıdadır, finans lobisinin kollarıdır, ama onlara TOMA ve gaz ile müdahale edenler kesinlikle millidir.
Fabrikaların kapatılması, satılması millidir. Ama başbakanın “benim görevim rant yaratmaktır” sözleri tamamen milli, tam anlamı ile yerlidir.
Demiryolu ağı, kesinlikle gayrı millidir, kökü dışarıdadır. Ama trafik kazalarında binlerce kişinin her yıl ölmesi ise, tam anlamı ile milli ve yerlidir.
Grev, tamamen gayri millidir, hak arama ise tamamen tamamen kökü dışarıdadır. Kanıt mı, bakın dünyaya her yerde grev ve hak arama eylemleri var. Demek ki kökü dışarıdadır. Ama fabrikalarda işçi kanı emilmesi, işçi ölümleri tam anlamı ile millidir. Hele bu ölümler karşısında devletin tutumu, tamamen yerlidir.
HDP’ye oy vermek kökü dışarıda bir davranış, tamamen gayrı millidir. Ama AK Parti’ye oy vermek, tam milli bir davranış olmalıdır. Hele hele, sandıkları taşımak, oy avcılığı için her türlü hileye başvurmak, köylüleri 5 km ötedeki köylere oy kullandırmak, tamamen yerli, mutlaka millidir. En millisi ise, eğer bu sefer olmazsa, allahın hakkı üçtür düsturuna sarılmaktır.
Sahi kim yerlidir, sahi ne millidir?
Bana hizmet ediyorsa, benim iktidarıma yarıyorsa, yerlidir. Benden yana ise millidir. Benim kasam doluyorsa yerlidir ve millidir.
Peki o zaman neden milli neden yerli diyorsunuz? Buyurun bana yarayan, buyurun benden yana olan deyin.
Neden süslü millilere, neden süslü yerlilere başvuruyorsunuz? Derdinizi, neden açık söylemiyorsunuz?
Egemenler, ne zaman kendi iktidarlarını, kendi geleceklerini, kendi düzenlerini tehlikede görürlerse, ne zaman halkın demokrasi ve hak arama eylemleri sahneye çıkarsa, işte o zaman “milli”, “yerli”, “vatan” edebiyatına başvururlar. Bu eski, bilinen, kesinlikle yerli ve sadece bize özgü olmasa da millidir.