İzmir’de 83 gündür direnen S&F işçileri, 15-16 Haziran nedeniyle Kaldıraç, AKA-DER ve İşçi Gazetesi tarafından ziyaret edildi. İşçilerin bulunduğu Gaziemir Organize Sanayi Bölgesi girişine sloganlar ve daha önce “Mulberry”adlı markanın adını lekelediği için yasaklanan dövizle giren kurumlar “S&F İşçisi Yalnız Değildir”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganları attılar. İşçiler, büyük bir coşkuyla karşıladı.
Deriteks Sendikası İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz’le ve işçilerle birlikte oturan kurumlar, Alagöz’ün ağzından süreci tekrar dinledi. Alagöz fabrikada çalışma koşullarının nasıl olduğundan bahsederek “insanları zorunlu mesaiye bırakıyorlar ve 25 kuruşluk iki dillim kek veriyorlar” dedi.
Sendikalı oldukları için işten atılan işçilere ilişkin ise “Mulberry’ye çanta üretiyor bu insanlar. Mulberry diyor ki sendikalı olma hakkına saygı gösterilmelidir. Ama buradaki işletme bunu dikkate almaksızın 14 arkadaşımızı işten çıkardı. Sonrasında da 40 civarında arkadaşımız zorla istifa ettirildi. Bununla da kalmadı, Mulberry ismini lekelediği gerekçesiyle pankartımızı gözaltına aldılar. Dövizimizi yasakladılar. Hepimize 2911 sayılı kanundan önce soruşturma açtılar, sonra da şirket ‘haksız rekabet’ bu diyerek dava açtı. Hangi rekabet? Rekabet dediğiniz iki firma arasında olur. Biz sendikayız. En son da yayın yasağı getirdiler. Facebooktan bile paylaşamazmışız fotoğraflarımızı.” dedi. Mulberry’nin bir çanta fiyatının 8000 TL olduğunu kaydeden Alagöz, işçilerin aldığı ücretin 1020 TL olduğunu söyledi.
Alagöz, tekstil sektöründe çok az sendikalının olmasından bahsetti. Hem marka ismi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan pankart, hem yayın yasağı nedeniyle “Bu direniş hepimizin. Bugün marka adını kullanmayın demek, bunu yasallaştırmak yarın öbür gün başka bir fabrikada da karşımıza çıkacak. CMS’de grev var yazamayacak basın. Veya biz pankarta ‘Bu iş yerinde grev var’ yazamayacağız.” dedi. S&F işçilerinin kazanımlarının, tüm işçilerin kazanımı olacağına değinen Alagöz, “yapmamız gereken işçilere her şeyi anlatabilmek. İçeride hala çalışan arkadaşlarımız var. Resmen eziyet görüyorlar içeride. Bu fabrikaya sendikanın girmesi gerek” dedi. Ayrıca internet üzerinden de bir imza kampanyasının başladığını belirtti.
Nergiz Öztürk fabrikadaki kazanımlardan bahsederek “Siyasi simge olduğu için başını kapatanların başı açtırılıyordu. Geçtiğimiz gün patron inip diyor ki ‘artık takabilirsiniz, bundan sonra mesaiye kalmak zorunlu değil. Ama sakın bunları sendika yüzünden verdiğimizi zannetmeyin’. Sonra bir arkadaş gidip ‘beni de atın’ diyor patrona, patron da ‘valla şu aralar kımıldayacak durumda değilim. Kimseyi çıkarmayı göze alamam’ diyor. E biz daha sendika olarak girmeden bu kadar kazanım sayabiliyoruz. Bir de girdiğimizde nasıl olacak biliyorlar. Bu yüzden korkuyorlar. Bugün S&F Tekstile sendikanın girmesi demek bu bölgede çalışan bütün tekstil işçilerinin sendikalı olabilmesi demek” dedi. İşçilerle yapılan sohbetin ardından ziyaret son buldu.