Ortadoğu’daki gelişmeleri Rus uçağının düşürülmesinin öncesi ve sonrası olarak iki ayrı zaman diliminde değerlendirmek gerektiğini söyledi. Peköz; Rusya uçağının düşürülmesinin Suriye’deki askeri ve politik dengeleri tamamen değiştirdiğini, Türkiye’nin bu hamleyle Ortadoğu politikasının sıfırladığını, NATO’nun de Türkiye’ye destek olmadığını aktardı.
Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’nın Suriye hava sahasını kontrol altına aldığını, Türkiye’nin sınırına nükleer silahlar yerleştirdiğini aktardı. Bu gelişmeler ışığında Mart-Nisan aylarında, Esad ordusunun ilerleyeceğini, Rojava’ya kadar olan bölgeyi kontrol altına alacağını, PYD’nin de Cerablus’a girerek Türkiye sınırını kontrol edeceğini düşündüğünü aktardı. Yine ilerleyen süreçte federative Suriye, Özerk Rojava ve Cerablus’un oluşacağını, Sur’da, Cizre’de sürdürülen savaşın da Ortadoğu’daki vekalet savaşına göre sonuçlanacağını paylaştı.
Savaşın kazananın PYD ve Kürtler olacağı, TC devletinin yeniden müzakere masasına oturmak zorunda kalacağı, TC devletinin bunu bildiği için şiddetle saldırarak masaya oturduğunda karşı tarafı ne kadar güçsüzleştirirsem o kadar iyi dediğini ifade etti. Ülkedeki ekonomik verilerin de bu durumu teyit ettiğini, birçok emperyalist şirketin ülkeden zarar ederek ayrıldığını söyledi. Son olarak Türkiye’deki iç dinamiklerin de yeni bir patlamaya gebe olduğunu, TC devletinin çözülüşünün hızlanacağını, AB’nin göçmen politikasından kaynaklı toleransının biteceğini, NewYork Times’da çıkan haberlerin de hükümetin uluslararası ceza mahkemesinde yargılanabileceğine işaret ettiğini aktardı. Sosyalistlerin bu gelişmeler karşısında yeni politikalar ve örgütlenme metotları üretmesi gerektiğini belirterek konuşmasını noktaladı. Söyleşi katılımcıların sorularının cevaplanması ve katkıları ile sona erdi.