Eğitim, sağlık, ulaşım, barınma, ısınma, beslenme… Temel ihtiyaçları karşılamak için bile insanüstü bir çaba gerekiyor. Modern kapitalizmdeki bir işçinin bir köleden en büyük farkı, bir kölenin tüm bunları dert etmiyor olması olsa gerek.
Biz bu geleceksizliğin çözümünü biliyoruz. Her sorun karşısında örgütlenmek, taleplerimizi belirleyip, bu talepler etrafında harekete geçmek. Ama konumuz bu değil.
Dünyayı işçi sınıfına dar eden, bugününü cehenneme çevirip, yarınını bir koca soru işaretine çeviren kapitalizm, kendisi için cenneti yeryüzüne indirmiştir. Çeşmelerinden bal akan, ne istesen anında önüne geldiği, hurilerin dört döndüğü cenneti yaşıyorlar, biz işçi ve emekçilere kutsal kitaplarda tasviri bulunmayan bir cehennemi yaşatıyorlar.
Buna karşın, son zamanlarda bazı sermaye sahiplerinin, gelecek kaygısından söz açtığı konuşmaları gündemden düşmüyor. Ülkemizde bu sözcülerin öne çıkanı Ali Koç’tur. Kendisi Koç Holding patronlarındandır. Sendikalı oldukları için işten atılan Divan işçilerinin, Türk Metal İş’ten istifa ettiği için işten atılan Tofaş, Ford, Türk Traktör vb. fabrikaların, polis zoruyla fabrikadan yaka paça atılan Arçelik – LG işçilerinin patronudur. Ama sarmış bir gelecek korkusu. Elbette kaybedeceği asgari ücretli bir maaş ve cehennem azabı yaşam değildir. İşçi ve emekçilerin teriyle, kanıyla kurdukları cenneti kaybetmenin korkusudur.
Biz tarihin ve toplumun yasalarını bilimle anlamaya çalışan sosyalistleriz. Tarihin ilerletici gücünün çelişkiler olduğunu biliriz. Biliriz ki, emek sermaye çelişkisi bütün çelişki ve sorunların kaynağıdır. Bir kere bu çelişki çözüldü mü, ayaklar baş oldu mu, gel de cenneti gör. Bırak yarınım ne olacak korkusunu, ölümden gayrı ne derdin olur insanın insana kulluğunu bitince.
Patronların da burnu iyi koku alır. Bilirler alttan gelecekdalganın onlara neler yapacağını. Bir kere işçinin çamurlu ayakkabısı onların yumuşak poposuna inerse işte bu korku onları uyutmaz. Bu korkuyla ordular, polis teşkilatları, yalancı medyalar kurarlar. Bu korkuyla fetva salacak din adamları yetiştirirler. Cehennemi yaşayan işçiye öldükten sonraki cenneti anlatırlar. Emin olun, anlattıkları cenneti, sürdükleri yaşamdan biliyorlar.
Galip Yolaşan