Ekim Ankara katliamının 11. ayı: Unutturmayacağız!

1 senedir, devlet davada bir adım dahi atmayarak katliamı sahiplenirken; işçiler, halklar ve devrimciler bu bir sene boyunca, her ayın 10’unda katledilen 100 insanımızı unutturmamak, katillerden hesap sormak için sokağa çıktı.

Katliamın 11. ayında İstanbul Emek ve Demok­rasi Koordinasyonu’nun çağrısı ile Kadıköy Rıh­tım’da toplanan kitle, katliamda hayatını kaybedenle­ri andı. Anmada 10 Ekim’de hayatını kaybedenlerin isimlerini tek tek haykıran kitle, “Ankara katliamını unutmadık unutturmayacağız”, “Katili tanıyoruz” ve “Katliamların hesabını soracağız” yazılı pankart açtı.

Basın açıklaması öncesinde CHP Milletveki­li Ali Şeker, HDP Milletvekili Hüda Kaya ve 10 Ekim’de yitirdiğimiz Dicle Deli’nin babası konuşma yaptı. Yapılan basın açıklaması ile eylem son buldu.

Şeker konuşmasında: “Hükümetin ağzından ba­rış lafı çıkmıyor. Yetmiyor barış diyenlere saldırmak­tan geri durmuyor” diyerek Saray iktidarını eleştirdi.

Şeker’den sonra söz alan Kaya ise: “11 ay sonra yine buradayız, yine barışı haykırıyoruz. Bizi sustura­mayacaklar” dedi.

Fayik Deli: Katliamın 1. yılında Ankara Garı’na!

Son olarak söz alan 10 Ekim’de Ankara’da kay­bettiğimiz Dicle Deli’nin babası Fayik Deli: “IŞİD terör örgütüne bu katliamı yapması için bütün yollar açıldı. İktidar katliamları engellemek yerine katli­amlara çanak tutuyor” derken, emekten yana güçleri katliamın birinci yılında Ankara Garı’na çağırdı.

Eylemde Gezi direnişi sırasında Hatay’da polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın resmi de dövizlerle taşındı.

10 Ekim Şehitleri Ankara Garı önünde anıldı

Ankara’da Gar önünde yapılan 11. ay anmasına ise, hayatını kaybedenlerin yakınları ve katliamda yaralananlar ile devrimci kurumlar katıldı. Katliamın yaşandığı saat olan 10.04’te yapılan saygı duruşunun ardından ilk konuşmayı 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği adına Mehtap Sakinci Coşgun yaptı. Coşgun konuşmasında şunları söyledi:

“Arkadaşlar, bugün on birinci ayda, Ankara Kat­liamının yaşandığı yerde yine hep birlikteyiz. 11 ay geçti. Dört mevsim geçirdik. Yaklaşık 340 gün geçti ömrümüzden. Biz, ömrümüzden acıyla geçen bu 11 ayda sadece gözyaşı dökmedik, evlerimizde ayrış­tırılıp, acılarımızla baş başa kalmadık, dernek çatısı altında toplandık. Bu 11 ayda gitgide gelişen dostluk­lar kurup adalet mücadelesinde hep birlikte olmanın, bir nevi artısını yaşadık. Buna artı mı demeli, buna iyi bir şey mi demeli açıkçası bilmiyorum ama ülkemiz artık katliamlar coğrafyası. Daha geçen gün Amtep’te onlarca çocuğun katline şahitlik ettik.

Biz maalesef bu 11 ayda sadece kendi acımaza yanamadık. Biz her katliamda gözyaşı döktük. Bu ülkedeki her kötü süreçte maalesef kendi acımızı dahi unuttuk. Kendi acısı ile yanıp tutuşan insanlar değil­dik çünkü. Biz toplumdaki bütün süreçleri, özellikle “Barış” derken öldürülen yakınlarımız varken, yarala­nan canlarımız varken, katliamın bizzat şahitleri iken başka katliamlara da bu ülkenin ev sahipliği yapması, başka katliamlara da dur denilmemesi maalesef bizim yüreklerimizdeki acıyı daha da arttırdı. Hiçbirimiz normal değiliz. Hiçbirimizin psikolojisi yerinde değil. Hiçbirimiz artık iyi olamayacağız. Biliyoruz ki, bu­gün buraya gelen herkes 11 aydır bizimleydi. 10 Ekim 2015′den beri kalpleri bizimle attı, bizim acımızı paylaştılar. Biraz önce de söyledim; bu çok değerli bir şeydir. Bu çok kıymetli bir şeydir. Biz bunun farkın­dayız arkadaşlar, ama bu daha başlangıç, bu büyük bir hukuk mücadelesinin, bu daha önümüzdeki belki

de bilinmeyen yılların başında olduğumuzu gösteriyor bize. Nasıl mı?

9 ayda adalet mücadelesinde belli bir noktaya nasıl geldik? Biz her gün alanlarda bağıra bağıra, biz her gün başımıza ne gelir diye düşünerek, biz her gün çocuklarımızı sabah evden çıkarken öpüp, belki de akşam eve gidemeyeceğimizin düşüncesiyle bu noktalara geldik. Şimdi biz, bu kadar güçlü, bu kadar iradeliyiz derken; önümüzde 10 Ekim Katliamı’nın birinci yıldönümü var. Yaklaşık on bir ay sonra yine bu alanda, sesimizi şimdi bir çıkarıyorsak, önümüzdeki ay 5 çıkaracak, 10 çıkaracak şekilde burada olmalıyız. Arkadaşlar, hepinizin malumu biliyorum; 7 Kasım’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmalarımız başlayacak. Biz bu sembolik yargılamanın maalesef bir parçası olup, o gün o duruşmaya katılıp, müşteki sıfatımızla ‘Biz suçluların yargılanmasını istiyoruz’ diyeceğiz. ‘Bize adaleti tesis edin’ diyeceğiz. Sonuç alacak mıyız? Hayır, alamayacağız. Tatmin olacak mıyız? Hayır, kesinlikle olmayacağız, ama biz o gün oraya gideceğiz. ‘Bir sürü kişiyiz. Biz mağdur edildik. Bizim canımızdan can gitti. Bunu bilin!’ diyeceğiz. O yüzden arkadaşlar, en kalbi duygularımla söylüyorum; bu bir ajitasyon değil. Yeni katliamların önüne geçmek için bir çağrıdır.

Ne olursunuz 7 Kasım’da, ne olursunuz 10 Ekim’de burada olun, bizimle olun. Arkadaşlar, bu çok zor değil. Herkes sınanıyor. Bütün kurumlar, kuruluş­lar, insanlar, dostlarımız, akrabalarımız, arkadaşlarımız sınanacak. 10 Ekim 2016′da yanımızda olacaklar mı? 7 Kasım 2016′da, duruşmada yanımızda olacaklar mı? Bu bir insanlık sınavıdır arkadaşlar. O yüzden ben on birinci ayda bu megafonun başında şunu söylüyorum; bizim bizden başka destek olacak kimsemiz yok. Bize gelmeyecek adalet, kimseye gelmeyecek. Yarın çocuklarımızın öldürülmeyeceğini bilmiyoruz. O yüz­den bugün herkes birbirine destek olmak zorunda. O yüzden bugün herkes bizim adalet mücadelemize katkı sağlamak zorunda. Bunu haykırıyoruz. 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin başka bir amacı yok. O yüzden dernek olarak, ben bugün derneğin sesi olarak çağırıcı oluyorum. Sözlerimi bitirirken şunu söylüyo­rum; çok kısa bir zaman sonra yine bu alanda gümbür gümbür, sesimizi en yüksek şekilde duyurmak için bir arada olmalıyız. Bir sonraki ay görüşmek üzere diyo­rum. Herkes getirebildiği kadar kişiyi buraya getirsin. Bu çok kıymetlidir. Bu, birinci yıl dönümünde katliam için insanlık sınavıdır. ”

Bir kişi kalsak bile barış demeye devam edeceğiz

Katliamda yaşamını yitiren Güney Doğan’ın babası Mutafa Doğan ise “Güney, barış umuduyla barış sevdasıyla çıktığı yolda katledildi. Gerici faşist diktalar barış istemelerini hazmedemediler. Oğlumu ve 101 arkadaşını katlettiler. Bu ülkeyi, barış için, özgür­lük için, halkların kardeşliği için emperyalist güçlere gericilere teslim etmeyeceğiz. Bir kişi kalsak bile barış demeye devam edeceğiz. Mutlaka bir gün devrim için mücadele ederlerken şehit düşenler için barış gelecek­tir” dedi.

Konuşmaların ardından 10 Ekim Anıtı’na karan­filler bırakıldı.

İzmir 10 Ekim Anması

İzmir’de 7 Eylül günü 10 Ekim katliamının aydö­nümü dolayısıyla Emek Demokrasi Güçleri katliamda yitirdiklerimiz için anıt mezar yapılması amacıyla İsmet İnönü Kültür Merkezinde dayanışma konseri organize etti ancak valilik tarafından gerçekleştirilen sabote etme girişimlerinden kaynaklı etkinlik yeri ve saati değiştirilerek Kıbrıs Şehitleri Caddesinde sokak konseri yapıldı.

direnişteyiz.org