“Mali sorumluluk” adı altında, Brezilya’da darbeci Temer hükümeti, devlet destekli program ve hizmetlerin kökünü kazımak adına tasarladığı kampanyayı yürürlüğe koydu. Temer hükümeti, darbeyle devirdiği Dilma Rousseff’in İşçi Partisi’nin iktidarda olduğu yıllarda işçi sınıfı ve ülkedeki siyahi halkların faydalandığı programların karşısında neoliberal politikaları devreye koyuyor.
Temer’in kemer sıkma politikaları ve PEC55 adıyla bilinen anayasal teklifi ise başta siyahi halkları karşısına alıyor. PEC55’in kamu harcamalarını sınırlandıracağı kaydedilirken, kamu harcamaları enflasyon oranlarıyla sınırlı tutulacak ve GYSİH büyümesiyle orantılı olarak gerçekleştirilmeyecek. PEC55’e dayalı olarak önümüzdeki yirmi yıl boyunca kilit toplumsal alanlarda hizmetlerin önü kesilecek. Bu bağlamda ülkedeki eşitsizliğin derinleşeceği; sosyo-ekonomik adaletsizliğin, ırka dayalı uçurumun keskinleşeceği kaydediliyor.
Polis MST’ye saldırdı, dayanışma galip geldi
Brezilya’daki Topraksız İşçiler Hareketi (MST) için köşetaşı niteliğinde olan, toprak mücadelesinin örgütlenmesinde ve militanların yetiştirilmesinde büyük öneme sahip Florestan Fernandes Ulusal Okulu (ENFF) 4 Kasım Cuma günü polis tarafından basıldı. Toplumsal muhalefet ve halk hareketleri üzerindeki artan devlet baskısının son ayağı, MST okuluna yapılan baskın oldu. On araçla okula saldıran polis, gerçek silahlarla ateş açtı, okuldakileri tehdit etti ve sekiz militanı tutuklamaya kalkıştı.
MST ise polis saldırısının ardından şu açıklamada bulundu:
‘MST, São Paulo polisinin saldırılarını kınıyor ve hükümetten derhal gerekli adımları atmasını talep ediyor. Bizler, ülkede toprak hakkının demokratikleşmesi için mücadele veren bir hareketiz, suç örgütü değiliz.’
Dilma Rousseff’in devrilmesi sürecine öncülük eden Temer liderliğindeki darbe hükümeti iktidara geldiğinden beri ülke genelinde en az 9 MST üyesi tutuklandı. MST tüm politik tutsakların salıverilmesini talep ediyor.
Halk hareketlerinin bastırılmasına ve MST okuluna yapılan son saldırıya karşı Güney Afrika, Küba, Mısır, ABD, Hindistan, Fas, Nepal, Nijerya, Suriye, Filistin, Gana, Kanada ve Senegal dahil olmak üzere 36 ülkeden 600 aktivist dayanışma için 5 Kasım Cumartesi günü Guararema’daki Florestan Fernandes Ulusal Okulu’nda (ENFF) bir araya geldi.
MST liderlerinden Gilmar Mauro, 5 Kasım Cumartesi sergilenen dayanışmanın 11 Kasım’da gerçekleştirilmesi planlanan genel grev öncesi önemli bir sınav olduğunu ifade etti.
CUT (Birleşmiş İşçiler Merkezi) Sendikası temsilcisi Jandira Uehara da bu ay gerçekleşecek olan genel grevin hükümetin saldırıları karşısında halkın geri adım atmayacağının göstergesi olacağını söyledi ve ekledi:
‘Mücadeleyi önümüze koymalıyız. Bu ay kızıl Kasım. Ayaktayız, direneceğiz , mücadele edeceğiz.’
Okulun koordinatörü Rosana Fernandes ise 5 Kasım’da sergilenen iradenin işçi sınıfının birliğini ortaya koyduğunu vurguladı:
‘Dayanışmanın yanı sıra şimdi işçi sınıfının ayakta olduğunu gösterme zamanı. İşçi sınıfına ait bu sembolik mekanda, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesine olan inancımızı, adanmışlığımızı yeniden beyan ediyoruz.’
Rio’da yüzlerce kamu emekçisi yerel meclisi bastı
10 Kasım’da Rio de Janeiro eyaletinde bir araya gelen yüzlerce kamu emekçisi ve işçi, meclis binasını bastı.
Çoğu polis, gardiyan ve itfaiye çalışanlarından oluşan kamu emekçileri, barikatları aşıp meclis binasına girdi, genel kurul oturum salonunu birkaç saatliğine işgal etti. İşgal eylemi sırasında binadan pankart sallandırıldı.
Eyalet Meclisi Başkanı Jorge Picciani ise işgal eylemine tepki gösterdi. Picciani, bu protestonun Brezilya tarihinde eşi görülmemiş bir hakaret olduğunu belirtti.
Düşen petrol ve emtia fiyatları nedeniyle uzun bir süreden bu yana mali sorunlarla boğuşan Rio de Janerio eyaletinde yönetim faturayı emekçilere kesmiş ve eyaletin borcu ödenene kadar emekçilere herhangi bir ödeme yapılmamasını kararlaştırmıştı. Eyalet valisi de acil maddi yardım çağrısında bulunmuştu.
Yerli halklar ve balıkçılar başkanlık sarayı önünde eylem yaptı
Yerli halkları temsilen 500 eylemci ve balıkçılar 22 Kasım Salı sabahı, darbe hükümetinin başkanı Temer’in de ofisinin bulunduğu başkanlık sarayının girişini kapattı. Eylemciler, hükümetin yerli topraklarının gasp edilmesine ve yabancı yatırımcılara satılmasına yönelik yasal reform planlarını protesto ettiler. Yerel balıkçıların haklarının korunmasını, yerli halkların topraklarının tanınmasını talep eden eylemciler, hükümetin neoliberal programlarına karşı mücadele ederek ülke çapında harekete geçeceklerini açıkladılar.
“Yerli topraklarının yabancı yatırımcılara, tarım tekellerine, maden ve enerji şirketlerine peşkeş çekilmesine olanak tanıyacak ‘yasal’ düzenlemelere (PEC 215/00) karşı çıktıklarını” belirten eylemciler Brezilya devletinden;
- Yerli halkların topraklarının tanınması ve korunması sürecini hızlandırmasını,
- Balıkçı toplumların balıkçılık yaptığı sulardaki haklarının tanınmasını,
- Yerli halkların sorunları ile ilgilenen INCRA, FUNAI, SPU gibi kurumlara kaynak aktarılmasını,
- Toprakların, suyun ve yaşam şeklimizin korunması için yönetimde yerli halklara özerklik tanınmasını,
- Balıkçılık yapan yerel halkın haklarını gasp eden 8424 ve 8425 sayılı kararnamelerin iptal edilmesini,
- Yerli halkların taleplerini karşılamakla yükümlü olan Kırsal Gelişim Bakanlığı’nın görevine dönmesini talep ettiler.
Kaynak: İsyandan.org, 7 Kasım 2016