Kürt Halkı’nın yaşadığı bölgeleri kan gölüne çeviren halk düşmanları aynı politikayı Suriye Halklarına karşı da gerçekleştirmektedir.
Kürdistan ve Suriye Halklarına karşı girişilen inkar ve imha politikasının yansıması bugün Anadolu topraklarından hissedilebilmektedir.
Kürdistan ve Suriye Halklarına karşı girişilen katliam politikası beraberinde bölgemizde bir direnişin yükselmesine neden olmuştur.
Evet, egemenler bölgemizde yükselen ateşin Anadolu topraklarında hissedilmesini istememektedir. Anadolu Halklarının bölge halklarıyla ortak yaşama isteklerini hiçe saymakta ve en küçük hak arama eylemine azgınca saldırmaktadır!
IŞİD, EL-NUSRA gibi çeteleri ‘’düşmanmış’’ gibi gösterenler bu çetelerin Ankara ve İstanbul’da patlattıkları bombaları engellemezken işçi ve emekçilerin en küçük hak talebine saldırmaktadır…
Biz, onların bu patlamaları engellemelerini beklemiyorduk. Çünkü çetelerin kim ve kimler tarafından yönetildiğini çok iyi biliyoruz. Onlar kendi cennetlerini korumak adına ‘bir avuç öfkeli genç’ diyerek savaşı besleyip kollayan, bununla beraber işçinin, emekçinin ve halkların kanını emenlerdir.
Bu yüzdendir ki bir gazeteden, dergiden, afişten, iki insanın bir araya gelmesinden korkuyorlar.
Evet işte bu yüzdendir ki ülkemizde yaşanan hiçbir katliamı önlemeyenler ‘IŞİD’ bahanesiyle Antakya’yı polis ablukasına almışlardır…
Bu doğrultuda;
Antakya Saray Caddesi’nden Armutlu Mahallesi’ne kadar afiş yapan AKA-DER üyelerini afiş yapmayacaksınız diye ırkçı söylemlerle taciz eden, afiş yaptıkları gerekçesiyle zorla tutanak imzalatmaya çalışan, gözaltına alırız diye tehditler savurup üzerimize yürüyen devletin kolluk kuvvetlerine karşı AKA-DER üyeleri olarak tutanağı imzalamayıp gözaltı tehditlerine karşıda savunma iradesi göstererek alandan gözaltı vermeden ayrıldık!
Kirli savaşa, iç savaş yasalarına ve medyanın karanlığına
Zulme Boyun Eğmeyeceğiz!
AKA-DER Antakya