Ajansların haberine göre 373 sayfalık gerekçeli kararda katliama temel teşkil eden değerlendirmeler ele alındı. Dava sanıklarının sorumluluğuna ilişkin, sanıkların görevleri ve ihmallerine dair yapılan değerlendirmelerde kazanın oluş nedeni ve sebeplerinin kesin olarak bilimsel verilerle belirlendiği belirtildi.
‘Suç; bilinçli taksir’
Değerlendirmede, sanıkların kasıtlı hareket ettiklerine yönelik hiçbir delil ve emare olmadığı belirtilirken, “Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast vardır. Olayımızda ise sondaj makinesi yönünden, ölümlerden sorumlu tutulan sanıklardan bir kısmı bu makinenin alınması için toplantı yapmış. Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmek suretiyle neticenin meydana gelmesinin engellenemediği anlaşıldığından kusurun bilinçli taksir niteliğinde olduğu anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi.
‘Mevzuata uygun sondaj yapılmadı’
Kazanın oluşumunda 3 temel sebebin etkili olduğunun anlaşıldığına değinilen bölümde, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Birinci sebep, eski imalatlara ilişkin haritalar, sonraki üretim faaliyetleri sırasında göz önünde bulundurulmamıştır. İmalat haritaları hazırlanırken eski imalat haritasıyla yeni imalatın aynı altlıkta birleştirilmeden ya da bilgisayar ortamında güncelleştirilmeden eski imalat ile ilişkisiz ve kopuk bir imalat haritası oluşturulmuştur. İkinci sebep, ocaktaki kömür çıkarma faaliyetleri sırasında, güvenlik amacına yönelik olarak tekniğine ve mevzuata uygun sondaj çalışmaları (kontrol sondajı) yapılmamıştır. Kazı yapılması ve kömür çıkarılması düşünülen alanda, güvenlik amaçlı olarak, kazıya başlamadan önce, tekniğine ve mevzuata uygun bir şekilde 25 metrelik sondajların yapılması gerekmektedir. Oysa söz konusu ocaktaki kazılar sırasında sadece 3 metrelik (bazı tanık beyanlarında 2,5 veya 5 metre olduğu ifade edilse de her halükarda yetersiz) sondajlar yapılmıştır. 25 metrelik kontrol sondajları uygun aralıklarla yapılmış olsaydı, daha patlama noktasına gelinmeden 3. baş yukarının hemen başlarında bu su kütlesinin varlığı anlaşılır, kazanın meydana gelmesi önlenebilirdi.”
İşletme sahasındaki maden üretim faaliyeti çerçevesinde tekniğine ve mevzuata uygun olarak kontrol sondajı yapılmadığının yetkililerce bilinen bir husus olduğu belirtilen değerlendirmede, önceki imalatın yapıldığı galerilerle kesişmeler dahi meydana geldiği vurgulandı.
‘İşçiler gaz zehirlenmesi ve suda boğularak öldü’
Bunun en bariz örneklerinin pek çok beyanda da geçen, 2010 ve 2011’de meydana gelen su patlaması olduğuna işaret edilen bölümde, şunlar kaydedildi:
“Ocak içerisindeki 3. baş yukarıdan sağa dönülen bacanın sol duvarında kömür sürekli gevşeyip kayıyor. Nemli kömür sürekli geldiğinden bacanın sol duvarına tahkimat yapılamıyor. Günlerce ve haftalarda devam eden bu durum mühendislerin bilgisi dahilinde bulunuyor. Tüm bunlara yol açan basınç kaynağı araştırılmıyor. Eski imalatın varlığını tespite yönelik olarak 25 metre uzunluğunda yeterli sayıda sondaj yapılmaması maden çıkarma faaliyetini yürüten maden mühendisleri bakımından bir ihmale işaret etmektedir. İşçilerden birisi havasız kalma, bir kısmı suda boğulma ve karbonmonoksit gazı zehirlenmesinden dolayı ölmüşlerdir. Patlayan suyun geldiği yer eski bir ocak olduğundan burada biriken karbonmonoksit gazının da suyla birlikte ocağa dolduğu anlaşılmaktadır. Eski imalat yerinde birikmiş olan çok miktardaki zehirli gazlar ve su, eski imalatla güncel kazı bacasını ayıran yeraltı katmanının göçmesi sonucu aniden ocağı basmıştır. Bu baskın sonucunda oluşan gaz cephesi ve arkasından gelen su tüm galerileri doldurmuş olup, bu esnada gaz cephesi içinde kalan işçilerin bir kısmı gaz zehirlenmesi sebebiyle, işçilerin bir kısmı suda boğularak ölmüştür. Başka bir ifadeyle, eski imalata ilişkin haritalar ile yeni imalat haritalarının birbirleriyle çakıştırılması gerekmekteydi. Teknik nezaretçi, bu yükümlülükleri göz ardı etmiştir.”
Bu bağlamda kazanın meydana geldiği işletmedeki teknik nezaretçi defterinin düzenli tutulmadığı belirtilen gerekçeli kararda, defterin tutulmasında özensizlikler gösterildiği, iş kazası olduktan sonra deftere yeni kayıtlar yapıldığı bildirildi.
‘Alarm tertibatı olsaydı en az iki işçi kurtulabilirdi’
Üçüncü sebep ise şöyle açıklandı:
“Yasal zorunluluk ve hayati önemi arz etmesine rağmen, acil durumlarda ocağın derhal boşaltılmasını sağlayacak bir alarm tertibatı ocak içerisinde kurulu bulunmuyor. Ocaktaki suyun patladığı noktaya uzak mesafedeki bazı işçiler, olayın vahametini anlayamadıkları ve madenden hemen kaçmak yerine yerdeki yemek kaplarını toplama, olayı algılamaya çalışma ya da diğer arkadaşlarına haber verme endişesiyle vakit kaybettiler. Eğer acil durumlarda ocağın derhal boşaltılmasını sağlayacak bir alarm tertibatı olsaydı arkadaşlarına haber vermeye giden iki işçinin daha kurtulabileceği kesindir. Diğer vefat eden işçiler yönünden ise eldeki kanıtlarla kesin olarak kurtulacaklarını söylemek mümkün değildir. Bu nedenlerle bu hususun da her ne kadar mahkememizce alınan bilirkişi raporunda temel etken olarak kabul edilmemiş ise de belirtilen gerekçelerle bu iki işçi yönünden ölü sayısının artmasına neden olan bir sebep olduğu anlaşılmıştır.”
Dava konusu kazanın oluşumunda ve kaza sonucunda 18 işçinin ölümünde temel etken olarak kabul edilen 3 eksikliğin şirket tarafından giderilmediğinin anlaşıldığı belirtildi.
Göz göre göre katliama ödül gibi ceza verilmişti
Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi, belgelerle de ortaya konulan 18 işçinin göz göre göre katledildiği davada maden ocağının sahibi Saffet Uyar ve teknik nezaretçi Ali Kurt’a ayrı ayrı 13 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti.
Mahkeme, tutuksuz yargılanan sanıklardan maden mühendisi Yavuz Özsoy’u 18 yıl 9 ay, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey’i 11 yıl 3 ay, mühendis Cemile Karaca’yı 6 yıl 8 ay, iş güvenliği uzmanı Engin Yetim’i 5 yıl 6 ay ve ocak amirlerinden Naci Özsoy’u 3 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırmıştı.
Davada; tutuksuz sanıklardan maden mühendisi Nuray Yetiş, şirket yöneticisi Hüseyin Hüsnü Özbey, iş güvenliği uzmanı Cemal Demircioğlu, daimi nezaretçi maden mühendisi Mehmet Zeybek, bir firmada yönetici Şerafettin Zeybek, puantör Mustafa Ayan, teknik nezaretçiler Öjen Ünlü ve Ahmet Dağdeviren hakkında ise beraat kararı verilmişti.
İşçi gazetesi / 26 Ağustos 2016