Emperyalist haydutlar bölgemizden defolun!

ABD’nin başını çektiği emperyalist haydutlar ve İsrail, Katar, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün gibi işbirlikçileri ile birlikte, Libya’dan sonra Suriye’de başlattıkları savaşta, ne zaman Suriye halkları emperyalist planları bozan direnişte zaferler elde etmeye başlasa, “kimyasal saldırı” haberleri ve akabinde saldırılar geliyor.

ABD emperyalizmi, Libya’da kendi liderliğindeki koalisyonu bir arada tutmak için Fransa ve İngiltere’ye rüşvet vermiş ve Fransa’nın başı çektiği saldırılarla Kaddafi devrilmiş, Libya yıkıma uğratılmıştı. Libya’nın petrolü ise Fransız Total, İngiliz BP ve ABD’li petrol şirketlerince pay edilmişti.

Aynı uğursuz ittifak, Libya’da izledikleri metotların benzerlerini devreye sokarak Suriye’de de sonuç almak istediler. Ancak Suriye halkları, 7. yılına giren bir direnişle emperyalist planları boşa çıkararak, emperyalistlere yenilgi yaşattılar.

Bugün sabaha karşı gerçekleştirilen saldırı, yenilgilerini tersine çevirmek, içerde sıkışan, yaratıp, büyüttükleri katliam ve tecavüz çetelerine moral vermek amaçlıdır. Kore’de, Vietnam’da, Afrika’da, Amerika’da… velhasıl dünyanın dört bir yanında kimyasaldan nükleere her türlü silahla milyonlarca insanın kanına girmiş, yakmış yıkmış emperyalist haydutların, Suriye’de kimyasal silah gerekçesiyle Suriye’yi “cazalandırdığına” kim inanacaktır?

Suriye’de yaşanan savaş, sadece Suriye’yle sınırlı bir savaş değildir. Bu emperyalist paylaşım savaşında bir aşamadır ve her an bölgesel bir savaşın ya da bir dünya savaşının tetikleyicisi olmaya adaydır.

Kapitalist-emperyalist sistem, emeğin ve doğanın yağmalanmasının sınırına gelmiş, büyük bir kriz içinde debelenmektedir. Hepsi bir yana, bugün “büyük” devletlerden başlayarak neredeyse tüm devletlerin başında bulunan yönetenlerin kapasiteleri ve düzeylerine bakmak bile krizlerinin boyutunu görmek için yeterli veri vermektedir. Çürüme ve çöküş tabiri caizse “tepeden tırnağa” tüm bünyeyi sarmış durumdadır.

Bu çürümüş, fazladan ömür süren ve insanı bitirerek ayakta kalmaya çalışan sistem savaş politikaları dışında bir çıkış bulamamaktadır.

Emperyalist saldırganlar ve bu saldırıları destekleyen işbirlikçiler açıktır ki, işçilerin, ezilen halkların kanı üzerinden sömürü ve zulüm düzenlerini sürdürmek istemektedirler.

Bu sistemin sahiplerine, dünyanın işçilerinin, ezilen halklarının da yanıtı elbette olacaktır. Tüm dünyada süren direnişler, sisteme karşı artan öfke, sömürüz, savaşsız ve sınırsız bir dünyanın mayalanmakta olduğunun habercisidir.

Dünya işçi sınıfı ve ezilen halkları, örgütsüzlüğünü yendikçe, örgütlü gücünü geliştirdikçe bu emperyalist asalakları başından atacaktır.

Bu savaşa karşı çıkmak, insanca, onuru ile ve kardeşçe yaşamak isteyen her insanın görevidir.

Er ya da geç, zafer, işçi sınıfı ve ezilen halkların olacaktır!

Örgütlü halkları hiçbir kuvvet yenemez!

KALDIRAÇ
14 Nisan 2018