Açıklama | Kaldıraç Üniversite

31 Ekim 2024 tarihinde elimize ulaşan ve üniversite LGBTİ+ topluluklarına İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu imzasıyla iletilen “dayanışma talebi” başlıklı metne ilişkin 2 Aralık tarihinde üniversite LGBTİ+ topluluklarına aşağıdaki bilgilendirme tarafımızca iletilmiştir.

Bu bilgilendirme metnimizin ardından 24 Aralık 2024 tarihinde ise İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu, Boğaziçi Üniversitesi LGBTİA+ Çalışmaları Kulübü, ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi LGBTİQA+ Topluluğu, Yıldız Teknik Üniversitesi LGBTİQ+ Topluluğu, Marmara Üniversitesi LGBTİQAA+ Dayanışma Ağı, Yeditepe Üniversiteliler LGBTİQA+ Topluluğu, Koç Üniversitesi LGBTİQA+ Kuir Kulübü imzalarıyla tarafımızı konu eden bir metin yayınlanmıştır. Yayınlanan metinlere imzacı topluluklardan hiçbiri süreç boyunca tarafımıza ulaşmamış, tamamı tahrifat dolu bir ifadeler zinciri gerçek kabul edilerek burjuva hukukunda bile yeri olmayan hakimi-savcısı tekleşmiş bir şekilde hareket edilmiştir.

2 Aralık 2024 tarihli bilgilendirme metnimizi iddia ve ithamların aydınlatılması için paylaşıyoruz.

“*Ekim ayında İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu imzasıyla üniversite LGBTİ+ topluluklarına iletilen “dayanışma talebi” başlıklı metne dair sürecin sağlıklı işlemesi için Kaldıraççılar tarafından bilgilendirme:*

Kaldıraç Hareketi olarak biz, toplumsal mücadele dinamiklerinden LGBTİ+ hareketiyle ortak mücadele zeminlerinde birlikte hareket ediyoruz.

Metinde bahsi geçen kişi ile dönem dönem birlikte eylemlere katılınmış, kişi çeşitli zamanlarda kurumlarımıza gelmiştir. Kendisiyle ilişkimiz bu kapsamdadır. 1 yıldan biraz fazla bir süre önce ilgili kişiye polis tehdidi gerçekleşmiş, kişinin aktardığına göre polis tarafından kendisine “başına iş almak istemiyorsan Kaldıraççılarla görüşme” denmiştir. Bilindik bir devlet saldırısı olan bu görüşme/tehdide yönelik ilgili kişinin kendisine dayanışma teklif edilmiş, polisin bu şekildeki saldırılarına karşı basın aracılığıyla saldırının kamuya açıklanması yolunu doğru bulduğumuz için bu yol önerilmiştir.

İHD de dâhil çeşitli kurumların da içinde yer alabileceği bir şekilde bir süreci beraber örgütleyebileceğimiz söylenmiştir. Ancak ilgili kişi bunu kabul etmeyerek süreci kendi imkanlarıyla yürüteceğini söylemiştir. İlgili metinde kendisinin belirttiği gibi ÇHD veya başka bir kurumla bu süreci yürütmesine ilişkin bir yorumumuz olmamıştır. Bu konuşma üzerine kişinin en az iki kere daha polisle görüştüğü bilgimiz dahilindedir. Bununla beraber kendi imkanları ile yürüteceğini söylediği sürece dair kamuya açık ya da bize ulaşan bir bilgi olmamıştır.

Sürecin böyle gelişmesi üzerine kendisiyle ilişkimizi kestik.

Metinde açıkça kendisine yönelik tutumumuz çarpıtılarak ve translara yönelik bir şiddet içerdiği söylenerek paylaşıldığı için gerçek hâliyle ifade etme zorunluluğumuz doğmuştur.
Kişiyle sonraki temasımız kurumumuza geldiğinde olmuştur. Kişi kurumuza gelmiş, bir ortağımız tarafından yalnızca gitmesi söylenmiştir.

Kişiyle ilişkimizi kesmek yönündeki tutumumuz, ortak mücadele alanlarına yansıtılmamış olup farklı bileşenlerin de bulunduğu mücadele alanlarının eylemlerinde tabii denk gelişler yaşanmış, bu denk gelişlerde kendisine yönelik herhangi bir ayrı eylemde bulunulmamış, o mücadelenin gündemlerine yoğunlaşılmıştır.

Bu ortak alanlarda yoldaşlarımızın eylemi değil var olmaları dahi ilgili kişi tarafından transfobik şiddet olarak lanse edilmiş, yoldaşlarımıza ve kurumumuza dönük ifadeleri “özsavunmam küfür içerebilir” noktasına varan bir saldırganlığa dönüşmüştür.

Kurumumuz ilgili kişinin hiçbir diyalog ve olayın gerçekleştiği hâliyle yer bulmadığı, tamamı çarpıtılmış ifadeler içeren bahsi geçen metinde isnat ettiği durumlar ve ortak mücadele alanlarında karşılaştığımız saldırgan tutumun sonlanmasıyla ilgili bağımsız feministler ve kadın+’ların da bulunduğu bir bileşenle süreç işletmiş, metni yazan kişinin süreç boyu sürdürdüğü tüm cinsiyetçi küfürlerine, cinsiyet atamalarına, tehditlerine ve fiziki şiddet denemelerine rağmen ilgili birimimiz süreci devam ettirme yönünde tutum almıştır. Fakat bağımsız feministler ve kadın+’larla birlikte yürüttüğümüz süreç kendisi tarafından reddedilip sonuçsuz bırakılmıştır.

Öte yanda, ilgili metinde bahsi geçen Boğaziçi ile ilgili süreçte LGBTİ+ konulu bir içerik bulunmamaktadır. Boğaziçi ile ilgili sürece dair açıklamamız daha önce yayınlanmıştır (https://www.calameo.com/read/0043106355f2682474815?trackersource=library Kaldıraç dergisi sayı:264 /sayfa 27).

Devlet tarafından yoğun saldırılara maruz kalan LGBTİ+, kadınların mücadelesinin hassasiyetlerinin kullanılmasına ve çarpıtılmasına izin vermemek için bu “dayanışma talebi”ni gündemine alan tüm arkadaşlarımızı eşit bir zeminde bir araya gelmeye çağırıyoruz. Kurumlarımız bunun için açık olduğu gibi bu toplamın yapacağı bir çağrıyı da değerli buluruz.

Toplumsal mücadelede kendini eylemi, sözü ve rengiyle var eden LGBTİ+ hareketine karşıt bir tutumumuz olamayacağı gibi, kişinin kendisine de başından beri ifade ettiğimiz gibi herhangi bir tutumumuzu belirleyen kişilerin cinsiyeti, cinsel yönelimi vb. olmamıştır ve olmayacaktır. Homofobi, transfobiye karşı sokaklarda mücadele ediyor, saflarımızda da izin vermeyeceğimizi bir kere daha söylüyoruz.

2 Aralık 2024

*Metinde bahsi geçen kişi 19 Aralık tarihinde bize ulaşarak polis görüşmelerine dair ÇHD ile yaptığı açıklamayı bize iletmiştir. Biz bu açıklamayı yazarken, ÇHD açıklaması hakkında bilgimiz olmadığı ve bize bir bilgilendirme yapılmadığı için bu metinde ‘kamuya açık bir bilgilendirme olmamıştır’ ifadelerini kullandık.”

6 Ocak 2025
Kaldıraç Üniversite

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz