Gauck konuşmasında, “Ermenilerin kaderi, 20’nci yüzyılın korkunç izlerini taşıdığı kitlesel kıyım, etnik temizlik, tehcir ve soykırımlar tarihine örnek teşkil etmektedir. Bu bağlamda Almanya’nın da Ermenilere uygulanan soykırımda sorumluluğu
-hatta yeri geldiğinde suçu- olup olmadığının araştırılması bizim için zorlu ama kaçınılmaz bir sorumluluktur” ifadelerini kullandı. Gauck,
yaşnanlarda Jön Türklerin payına dikkat çekerken, “Jön Türkler de etnik olarak homojen ve dini ve etnik olarak tek ulusluluk hedefliyorlardı. 20. yüzyılda ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla etnik temizlik ve tehcir baş gösterdi. Osmanlı döneminde de soykırım dinamiği gelişti ve Ermeniler bunun kurbanı oldu” dedi.
Gauck konuşmasına, “Bugün yaşayan kimseyi suçlu koltuğuna oturtmak gibi bir niyetimiz olmadığının da altını çizmek isterim” diyen Almanya Cumhurbaşkanı, “Kimsenin gerçeklerden korkmasına gerek yok. Bizi birbirimizden ayırmış olan ve ayıran şeyleri ancak birlikte aşabiliriz” şeklinde devam etti.
Anmaya Protestan, Katolik ve Ortodoks Kiliseleri temsilcileri de katıldı. Almanya Piskoposlar Konferansı başkanı ve Katolik Başpapazı Reinhard Marx, yaşananları ‘toplu katliam’ olarak değerlendirirken; Papa’nın
“Ne zaman ki bellek zayıflar, kötülük yaraların iltihaplanmasını sağlar” sözlerini hatırlattı. Marx ayrıca, “faillerin torunları tarihe tekrar bakmalıdır ve (bu) “kendi ülkelerini onurlandıracak yeni
bir başlangıç için umuttur” ifadelerini kullandı. Almanya Evangelical Kilisesi Başkanı Heinrich Bedford-Strohm yaşananları Jön Türkler tarafından işlenen bir suç olarak değerlendirirken, Almanya’nın 1915’de yapılan soykırımda suç ortaklığına da
dikkat çekti. Bedford-Strohm “Kendi tarihine yeniden bakmak zor bir adımdır; ancak ne zaman