Önceki Bölüm: IX. Yığın Örgütlenmesi
Binlerce yıllık sınıflı toplum tarihi, insanın insanı sömürmesinin ayrılmaz bir sonucu olarak kadının ezilmesi ve ikinci sınıf cinsiyet olarak, görülmesini bugüne kadar taşımıştır. Sadece taşımamış, giderek büyüterek taşımıştır. Sınıflı toplumların bir tek toplum olduğu, bunların en gelişmişinin kapitalizm olduğu buradan da anlaşılır.
Kadının kurtuluşuna doğru ilk büyük dev adım, proletaryanın iktidarı alarak sömürüye son vermesidir. Ancak bu bir başlangıçtır. Sosyalizm; kapitalizmden komünizme, geçmişten geleceğe geçişin toplumudur. Bu toplumda, binlerce yıllık sınıflı toplum tarihinin sonuncusu olarak kapitalizmin bazı uzantıları varlığını sürdürür. Bu kalıntılara karşı savaş sürer. Bu nedenle gerçek kurtuluş komünizmde gerçekleşecektir.
Ancak Devrimci Sosyalistler, kadın ile erkek insan arasındaki her türlü ayrımcılığa, aile kurumu ve çifte ahlak anlayışına, cinsel baskıya karşı sürekli bir savaşım yürütür. Bu savaş teorik ve pratik bir savaşımdır. Çocukların anne-babaya bağımlılığını reddeder. Bu reddediş, aile kurumuna karşı savaş içinde ele alınır.
Devrimci öncü parti, var olan toplumsal bilinci değiştirme işine kendi saflarından başlar. Erkeğin “güçlülüğünü”, kadının “güçsüzlüğünü” dayatan yaklaşımları reddeder. Bu çerçevede yürütülecek ideolojik savaşımı, burjuva ideolojisine karşı savaşım içinde ele alırken, yürütülecek pratik savaşımı, devrim savaşımının bir parçası olarak görür.
Devrimci Sosyalistler kadının kurtuluşunu, kadınların erkeklere karşıtlığı ve savaşımı olarak anlayan, çözümü kadının erkeği taklidinde ya da erkeğin kadına “haklarını bahşetmesinde” arayan anlayışlara karşı da savaşım yürütür.
Devrimci Sosyalistler sosyalizmde, ev işleri, çocuk bakımı vb. gibi işleri toplumsallaştırma yönünde adım atar. Bunun için gerekli önlemleri alır. Kadın ve erkek arasındaki sorunu, insanın sınıflı toplum altında şekillenişi olarak görür. Yoksa, erkek insanın, kadını düşürürken, kendini de düşürdüğü gerçeğine göz yumulmuş olur. Özel mülkiyet, aile ve kadının ikinci sınıf vatandaş konumuna düşürülmesi, bütün bu tarihin en kısa özetidir. Bu nedenle, bu kurumlara ve bu bakışa karşı savaş, egemen burjuva ideolojisine karşı savaşın içindedir.