Çarşamba günü 26 kişilik bir arama kurtarma ekibi kurduk. Bu ekibi dörde böldük. Armutlu, Cumhuriyet ve Harbiye Mahallelerinde olmak üzere gruplara ayrıldık. Sabah günün aydınlanmasıyla yola çıktık ve daha önceden tespit ettiğimiz enkazın altında ses duyduğumuz binalara yöneldik.
4 katlı bir binanın çökmesi sonucu 1. katta mahsur kalan bir aileyi kurtarma çalışmasına başladık. Amcadan ses alırken, oğlunun iki saat önce sesinin kesildiğini söyledi. Önce kendi çabamızla etraftaki gönüllülerden hilti ve jeneratör bulup dışardan delip amcayı kurtarmaya çalıştık. Ardından bir önceki gün 12 saat aynı sokakta depremzede çıkartmış gönüllü birkaç arkadaşın sayesinde dışarıdan değil binanın içine girip alt katı hilti ile delip depremzedeyi böyle çıkartabileceğimizi öğrendik. Gelen arkadaşlardan 3 kişi enkaza girip yaklaşık 5 saatlik bir çalışmanın ardından amcayı kurtarabildik fakat bir önceki gün hiçbir ekip gelmediğinden oğlunu, kızını ve eşini kaybettik.
Yıkılan birçok binada canlı birileri var mı diye kontrol araması yaparken (“sesimi duyan var mı” diye seslenip kontrol ediyoruz) -binaların duvarlarında dışarıdaki insanlar tarafından bırakılmış binada kaç kişi olduğuna, kaçıncı katta olduğuna ya da ses olup olmadığına dair notlar vardı-, biz de ses duyamasak dahi kontrol araması sırasında çevredeki insanlardan öğrendiğimiz, binanın içinde kaç kişi olduğuna, kaçının çıkıp kaçının içeride kaldığına dair, etrafta bulduğumuz kömür parçalarıyla notlar bıraktık.
En kritik 72 saatte (çarşamba günü) öğlene kadar birkaç binadan insanları kurtarabildik. Bu kurtarma çalışmalarında gönüllü doktorlar, yabancı ekipler (Fransa, Hollanda, Japonya, Kore vb.), inşaat işçileri, depremzedeler, gönüllü öğrenci ve arama kurtarma eğitimi almış ya da deneyimlemiş gönüllüler vardı; herhangi bir profesyonel AFAD ekibine rastlamadık.
Arama kurtarma çalışmalarında karşılaştığımız gönüllülerle ekip olup elimizdeki sınırlı imkânlarla (maksimum jeneratör ve hilti) enkaz altındaki insanlara ulaşmaya çalıştık fakat mahallelerin tamamen yıkılmış olması, çok fazla artçının devam etmesi sonucu birçok yan yatmış binanın tehlike arz etmesi, ekipman yetersizliğinden kaynaklı, yaşayan, sesini duyduğumuz, konuştuğumuz insanları maalesef çıkartamadık.
Öğleden sonra 8 ekibe bölünüp kontrol aramalarında sesi çıkan insanlar bulamadık. İnsanlar cenazelerini çıkartmak için uğraşıyorlardı ve birçok yerde cenazelerin saatlerdir-günlerdir beklediğini öğrendik. Yine aynı mahallede ev halkının ve komşuların yardımıyla çıkartılan depremzedenin de ambulans gelmediği için 12 saat sonra hayatını kaybettiğini öğrendik. Havanın kararmasına yakın, arama çalışmalarını bitireceğimiz için artık cenaze çıkartan insanlardan yardım isteyenlerin yanına gidip cenazelerini çıkartmalarını sağladık fakat birçok cenaze, bedenin bir kısmına ulaşılabilse de, binaların hâlâ tehlike arz etmesinden dolayı ekipmansız çıkartılması mümkün olmayan hâldeydi.
Armutlu Mahallesi’nde kullanılabilecek bir bina dahi kalmamıştı. Dar sokakları olan mahallede ara sokaklar tamamen molozlar ve yıkıntılar, zarar görmüş arabalarla doluydu. Enkaz çalışmasında bir artçı deprem esnasında açılabilecek güvenli bir alan bulmak çok zordu. İnsanlar bütün bu tehlikelere rağmen ekipman yetersizliğinden kasksız bir şekilde dolaşılmaması gereken yerlerde dolaşıyorlardı. Birçok binanın katları tamamen birbirinin üstüne çökmüş hâldeydi. Zeminin altına yakın ses aldığımız insanların aslında 4. katta oturan kişiler olduğunu öğrendik. Binaların yan devrilmesi sonucu daha önce gelen AFAD ekiplerinin binalara giremeyeceklerini söyleyip gittiklerini öğrendik mahalle halkından.
Çoğu depremzede ilçenin meydanı olan Uğur Mumcu Meydanı’nda toplanıyor. Buraya gün içerisinde Kızılay ona yakın çadır kurmuş ancak ilçenin nüfusunu ve ihtiyaçlarını düşünecek olursak hiçbir ihtiyacı karşılamıyor. Evlerinin yağmalanma tehlikesine karşı evlerinin önünde, arabası olan veya arabasını kurtarmış olup arabalarında kalanlar sokakta donmaya mahkûm ediliyorlar. Burada devrimcilerin kurduğu merkezler insanların tek adresi. Hep birlikte kurduğumuz mutfaklar, bu merkezlere ulaşan erzakın ihtiyaç alanlarına dağıtılması, alanın organize edilmesi, tıpkı arama kurtarma çalışmaları gibi, buradaki halkla birlikte organize ediliyor.
Bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır.