Barış İçin Akademisyenler: İnsan için bilimin ve barışın mücadelesi

Serbest Bırakılma Kararı

“Bu Suça Ortak Olmayacağız!” bildirisine imza attıkları için tutuklanma talebiyle tutuklu yargılanan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya, 22 Nisan’daki dava sonrası tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Aynı gün Barış Akademisyenleri’nin çağrısı üzerine sabah 10’dan itibaren Can Dündar ve Erdem Gül’ün sabahki duruşmasını da içine alacak ve Barış Akademisyenleri’nin duruşması ile devam edecek biçimde düzenlenen, Çağlayan Adliyesi önündeki dayanışma eylemi ise oldukça coşkulu ve moralli geçti. Akademisyenlerin duruşması sırasında halaylarla, uçurtmalarla, müzik dinletileriyle ve sloganlarla destek olan kitle saat 19’a kadar adliyenin önünden ayrılmadı. Serbest bırakılma kararı ile beraber konuşmalar ve açıklamalar sonrasında eylem sona erdi.

 

Destek Eylemleri

“Barış talebinde ısrarcıyız.” diye açıklama yapan Barış için Akademisyenleri insiyatifi süreç içinde yapacakları eylemliliklerle alakalı planlarını şöyle sıralamıştı:

* Adli soruşturmaya uğrayan hiçbir arkadaşımızı yalnız bırakmayacak ve adliyelerde dayanışma içerisinde davaları takip edeceğiz.

* Önümüzdeki haftadan başlayarak Sur’da ve diğer yıkıma uğrayan bölgelerde akademik nöbette olacağız.

* Barış için Akademisyenler metni imzacılarının işten çıkarıldığı üniversitelerin önlerinde, sokak dersleri düzenleyerek bu üniversiteleri teşhir etmeye devam edeceğiz.

Bu ay içinde de başta üniversiteler olmak üzere birçok defa dayanışma eylemi düzenlendi. Devlet üzerinde ciddi bir baskı oluşturuldu.

Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sırasıyla Esra Mungan ve Kıvanç Ersoy için karşılama eylemleri organize edildi. 22 Nisan’da tahliye kararından sonra okullarında pankartlarla ve halaylarla karşılandılar.

 

“Özgürlük Nöbeti”

Akademisyenlerin kaldığı Bakırköy, Silivri ve Metris Cezaevleri’nde 23 Mart’ta ‘Barış için Herkes’in çağrısıyla başlatılan Özgürlük Nöbeti tahliye kararına kadar devam etti.

Nöbet sırasında, özellikle belirlenen kalabalık günlerde etkinlikler düzenlendi, açık derslikler yapıldı. Birçok örgüt, kurum ve topluluk belirli günlere yoğunlaşarak nöbetin devamlılığına katkıda bulundu.

 

Dava süreci ve devletin saldırıları

Barış için Akademisyenler ile alakalı devlet soruşturmaları devam ediyor.

Mersin Üniversitesi’nde görev yapan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şener, Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza attıktan sonra Mersin Üniversitesi Rektörlüğü tarafından işten çıkarılmıştı. Rektörlük işten çıkarma gerekçesi olarak, Şener’in sözleşme yenilenmesiyle ilgili evraklarının rektörlüğe geç ulaştırılması olduğunu göstermişti.

Mersin 2. İdare Mahkemesi, Mustafa Şener’in açtığı davada kararını verdi ve rektörlüğün kararı hakkında yürütmenin durdurulmasına hükmetti. Mahkemenin kararında “Rektörlüğün böyle bir takdir yetkisi yoktur.” ifadesi dikkat çekti. Karar uyarınca Mustafa Şener’in 30 gün içerisinde işine iade edilmesi gerekiyor.

Kararı değerlendiren Mustafa Şener; “Sonuçta zaten haklıydık. Çok saçma gerekçeyle işten atmışlardı. Bu karar ülkemizde can çekişiyor da olsa hukukun hala biraz işlediğini gösteriyor ve biraz umut veriyor. Umarım diğer arkadaşların davalarında da benzer bir karar çıkar.” dedi.

22 Nisan’daki davada Esra Mungan’ın savunmasından bir parça ise şöyledir:

“Biz kendi ayaklarımızla ifadeye gitmemize rağmen tutuklandık. İddianamede hiçbir şey görmüyoruz böyle bir iddianameyle nasıl insan tutuklanır? İddianame biterken sadece son kısımda suçlama yer alıyor ama herhangi bir dayanağı bulunmuyor. Bizi tutuklarken hedeflenen ortamı susturmakken, insanların bize desteğiyle tam tersi olmuştur. Tutuklandığımızdan beri bize sahip çıkanların sayısı katlanmıştır.

Bizim devletin parasını yediğimizden bahsedenler sanırım tam ne yaptığımızı bilmiyorlar. Bir akademisyen olarak haftada 55, bazen 60 saatini üniversitede çalışarak geçiren bir insanım. Bu ülkeye titiz dürüst ve yaratıcı üretim yapmak üzere geleceğin potansiyel bilim insanlarını yetiştirmeye çabalayan biriyim.

Biz devlete hitap ettik, çünkü tek yasal muhatabımız devlettir. Devleti o tekmeyle devrilen masaya oturmaya geri çağırdık. Metin devlete meydan okumaktan değil, haklardan bahsetmektedir. Bu ülkede tüm baskılara rağmen 2000’in üzerinde akademisyen bir noktada ortaklaşabilmiştir. Nazi Almanyası’nda itaat etmeyen aydınların, Sartre’ların geleneğini sürdürüyoruz. O da acilen devleti barış eksenli bir politikaya davet etmektir.

Devleti ısrarla barışa davet etme hakkım bulunmaktadır. Haftalardır haksız yere tutukluyuz. İnsanların eşit olarak yaşadığı demokratik bir ülke talep ediyorum.”

 

Nobel Barış Ödülü

Nobel Barış Ödülü’ne bu yıl Türkiye’den, Barış İçin Akademisyenler’in ‘‘Bu suça ortak olmuyoruz.’’ metnine imza attığı için tutuklanan akademisyenler; Muzaffer Kaya, Meral Camcı, Esra Mungan ve Kıvanç Ersoy gösterildi.

Nobel Barış Ödülü Oslo’daki Norveç Nobel Komitesi tarafından veriliyor. Bu komitenin üyeleri Norveç parlamentosu tarafından seçiliyor.