Artvin’in Cerattepe bölgesinde ilk olarak, 1992 yılında altın ve maden arama ruhsatı alan Kanadalı Cominco Madencilik şirketi altın arama çalışmalarına başladı.
Bölgedeki altın arama çalışmalarının bölgenin ekolojik, doğal ve turistik değerlerine; bölgede çıkarılacak altın ve madenden daha fazla zarar vereceğini ileri süren Yeşil Artvin Derneği, çevreciler ve Artvinliler bölgedeki çalışmaları protesto ederek hukuksal mücadeleye başladı.
Yoğun tepki ve hukuksal mücadelelere karşın, 2004 yılının Ağustos ayında işletme ruhsatı alan Cominco Madencilik, yöre halkı ve çevrecilerin tepkisi karşısında bölgedeki işletme hakkını yine Kanadalı olan Inmet Mining isimli şirkete devretti. Aynı zamanda Rize’deki Çayeli Bakır İşletmeleri’nin işletmecisi ve sahibi olan Kanadalı şirket, Artvin Bakır ve Maden İşletmeleri adıyla yeni bir şirket kurdu ve bölgedeki arama çalışmalarını yeniden başlattı.
Şirketin işletme ruhsatının altın, gümüş, bakır ve çinko için geçerli olduğu vurgulanırken; Yeşil Artvin Derneği tarafından başlatılan mücadelede, maden işletmesinin çevresel etkileri nedeniyle yaşamsal tehlikeler taşıdığı, doğal yaşlı ormanların en yoğun olduğu Kafkas ekonomik bölgesinin en önemli uzantısı olan bölgede onlarca endemik bitki türünün barındığını ön plana çıkardı.
Artvin Barosu ve Yeşil Artvin Derneği, 2005 yılı Haziran ayında Erzurum İdare Mahkemesi’nde işletme ruhsatının iptali için iki ayrı dava açtı. Mahkeme konunun önemine ve gecikme halinde telafisi imkânsız zararların doğacağına kanaat getirerek, “Yürütmenin durdurulması” kararı verdi. Ancak şirket bu karar karşısında temyize giderek yargı sürecini devam ettirdi ve çalışmalarını da sürdürdü.
Bölgede devam eden çalışmalarda yapılan sondajların bölgede çeşitli heyelanlara neden olduğu ve mahkeme kararlarına uyulmadığı gerekçesi ile bölgedeki çalışmaların durdurulması için Artvin’de geniş katılımlı bir protesto eylemi düzenlendi.
Eylemin ardından Rize İdare Mahkemesinde açılan yürütmenin durdurulması yönünde açılan dava çevrecilerin lehine sonuçlandı ve bunun ardından yine aynı mahkemede bu kez şirketin altın ve maden arama izninin iptal edilmesi yönünde dava açıldı. Rize İdare Mahkemesinde görülen dava sonucunda mahkeme, temyiz yolu açık olmak üzere söz konusu şirketin altın ve maden arama iznini de iptal etti.
Artvin’in 1700 metre rakımlı Cerattepe bölgesinde yaklaşık 2 bin hektarlık bir alan üzerinde yapılması planlanan ve 17 hektarlık bir alanda sürdürülen altın ve maden arama çalışmaları sırasında bu güne kadar 2 binin üzerinde ağaç kesildi. Bölgedeki su seviyelerinin ölçülmesi amacıyla 30 ve 70 metre derinliğinde 5 lokasyon, 10 adet de kuyu ile birlikte bir de 100 metrelik bir galeri açıldı. Çalışmalarda, bölgenin 100-120 metre altına inilerek, buradan da 700-900 metrelik galerilerle bölgedeki maden rezervlerine ulaşılması planlanıyor. Bölgeden çıkarılması planlanan cevherin ise hiçbir ayrıştırma işlemi yapılmadan karayolu ile Çayeli Maden İşletmelerine aktarılarak, burada ayrıştırıldıktan sonra ihtiyaca göre yurtiçi veya yurtdışına satılması öngörülüyor. Çıkarılan madenin işleneceği bölgeye götürülmesinde kullanılacak hatlar için ise 3 bin 800 ağacın daha kesilmesi planlanıyordu.
Artvin Valiliği Suç Duyurusunda Bulunmuştu
Rize İdare Mahkemesinin verdiği karar ile işletmeci firmanın bölgeyi terk etmesi sonrası ise ‘bölgede yaşanan çevre katliamının hesabını kim verecek’ tartışmaları başlamış, Artvin Valiliği de konu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına ‘suç duyurusunda’ bulunmuştu.
Maden Firmasına Ceza ve Dava Açılmıştı
Mahkeme sürecinin devam etmesine ve verilen ‘yürütmeyi durdurma’ kararlarına karşın bölgedeki çalışmalarını sürdüren işletmeci firmanın çalışmaları sırasında Artvin İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından bölgede yapılan inceleme ve analizlerde çalışmaların bölgeye geri dönüşümü olmayan zararlar verdiği belirlenmişti. Söz konusu şirket tarafından bölgede açılan galeri içerisinde biriken ağır metal yüklü suların yeterince arıtımı yapılmadan doğaya verildiği belirlenerek sonrasında şirkete para cezası kesilmişti.
Yapılan işlemlerin ardından Artvin Valiliği’nin söz konusu şirket hakkında Artvin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunması ile Artvin Sulh Ceza Mahkemesinde 2008/118 Esas sayılı dosya ile devam eden davada ilgili maden şirketinin “çevreyi kirletmek ve çevreye geri dönüşümü olmayan zararlar vermek” suçu ile yargılanmasına başlanmıştı.
Maden Yasasına Ek
Ancak, yaşanan gelişmelerin ardından maden şirketlerinin Artvin’e bir daha uğramayacağı beklenirken; AKP hükümetinin çıkardığı torba yasaların içerisinde bulunan ilgili Yasa ve Yönetmeliklere, ‘Her ne şekilde olursa olsun maden alanlarındaki arama-çıkarma çalışmalarıyla ilgili ruhsatların iptal edilmesi durumunda, bakanlığın kamu yararı gördüğü alanlar yeniden ruhsatlandırmaya açılır’ ifadeli eklemelerle Artvin’deki maden sahaları gibi ülke genelindeki 1400’ü aşkın maden alanı da yeniden ihaleye açılarak tehlikeye girdi.
Sonuçta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yasadaki bu değişikliğe dayanarak, Cerattepe bölgesindeki maden sahası için 17 Şubat 2011’de yeniden ihale sürecini başlattı.
Son olarak 17 şubat 2012 de maden sahası tekrar ihaleye açıldı. İlk ihaleyi Cengiz Holding’in de içinde olduğu Özaltın Şirketi aldı. Özaltın Şirketi gerekli koşulları yerine getiremediği için buradaki haklarını Cengiz Holdingin sahibi olduğu Eti Maden’e devretti. Bunun ÇED’ine karşı dava açıldı. Dava süreci halen devam etmektedir. Mahkeme 14 Mart 2016 tarihine bilirkişi incelemesinin gereğine hükmetti.
Şu an ve bundan sonra Cerattepe’de yapılan ve yapılacak bütün işlemler hukuk dışıdır.
Cengiz Holding’in Cerattepe’ye girmesi bu hukuk dışılığın sonucudur.