Darbe girişimi sonrası Adalet Bakanlığı’nın cezaevindeki tutsaklarla avukatların görüşünü yasakladığı ortaya çıktı. Olay, Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) üyesi avukatların Bursa Cezaevi’ndeki siyasi tutsakları ziyaret etmek istemesi üzerine anlaşıldı. Cezaevi yönetimi, avukatlara “Adalet Bakanlığı’ndan ikinci bir emre kadar avukatların görüşü yasaklanmıştır” yanıtı verdi. Avukatların cezaevi yönetiminden bu yasağın yer aldığı yazıyı görmek istemesi üzerine cezaevi yönetimi Adalet Bakanlığı’nı aradı.
Siyasi tutsaklara devam ediyor…
Görüşmenin ardından avukatlara bu kez de “Adli tutsaklar üzerindeki bu yasak kaldırıldı. Ancak siyasi tutsaklara yönelik bu yasak devam edecek. Ayrıca siyasi tutsaklar tahliye olsa bile tahliye edilmelerine izin verilmeyecek. Bu yasak özellikle cemaat dosyalarından tutuklu olan kişiler için geçerli” yanıtı verildi. Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) üyesi avukatların birçok cezaevindeki müvekkilleri ile görüşemediği ve bu duruma dair yazılı başvuru yapacakları öğrenildi. Ayrıca tutsakların aileleri ile telefonla görüşmesinin de yasaklandığı belirtildi.
Cezaevlerine görüş yasağına karşı hukukçulardan açıklama
ÖHD ve Mezopotamya Hukukçular Derneği’nin ortak imzayla yayınladığı açıklamada “Darbeyi önlediğini söyleyenler, darbe dönemlerinde dahi yaşanmayan yasaklamalar ile halka karşı fiili darbe sürecini başlatmıştır. ” diyerek tutsaklara ve savunma hakkına dönük bu uygulamayı kabul etmediklerini ve yaşanan ve yaşanabilecek hak ihlallerine yönelik yasal sürecin takipçisi olacaklarını duyurdu.
‘Cezaevlerinde sevkler artacak’
Darbe girişiminin ardından cezaevlerinde bulunan tutsakların koşulları günden güne kötüleşiyor. Yığılmaların yaşandığı cezaevlerindeki hasta tutsakların tedavisi engellenirken, sevklerde tekrar gündeme geldi. Avukat Gulan Çağın Kaleli, ilerleyen süreçlerde sevklerin daha da artacağına işaret etti.
Darbe girişimi ardından yoğun gözaltılar ve tutuklama dönemine girildi. Özellikle Ankara’da günde yaklaşık 250-300 civarında tutuklama gerçekleşirken bu tutuklular özellikle Sincan 1 Nolu’lu F Tipi Kapalı Cezaevi ve 2 No’lu F Tipi Cezaevi ve Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülüyor. Son dönemde yapılan tutuklamalar sonucunda Sincan Cezaevi’nin genelinde ciddi sıkıntılar baş göstermeye başladı. F1 ve F2 Tipinde bulunan 150 siyasi tutsak Bolu’ya sevk edilirken, tutsakların aileleriyle görüşü ve tüm iletişim kanalları kapatılmış durumda. Avukatlar normalde sınırsız görüşme hakkına sahip iken şuan hafta içi 09.00-17.00 saatleri arasında, hafta sonları ise 10.00-15.00 saatleri arasında 30 dakika müvekkilleri ile görüşme yapacak.
Özgür Hukukçular Derneği Avukatlarından Gulan Çağın Kaleli, siyasi tutsakların askeri içtimaya zorlandıklarına işaret ederek, tedavi olması gereken tutukluların tedavilerinin durdurulduğunu ve hastanelere sevklerin durdurulduğunu ifade etti.
15 Temmuz gününden itibaren birkaç gün boyunca müvekkillerinin durumuna ilişkin hiçbir bilgi alamadıklarını belirten Kaleli, diğer yandan aileler ile telefon görüşmelerinin yasaklandığını hatırlattı.
Cezaevi idaresinin ilk görüş yasaklarına ilişkin avukatlara hiçbir yazılı gerekçe göstermediğini, OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin gerekçe yapılarak bu tür uygulamalara gidildiğinin altını çizdi. Kaleli, “Uygulamaya ilişkin cezaevinde de ciddi kafa karışıklıkları var. Avukat görüş yasağının, aile ile görüş yasağının yahut telefon görüşlerinin yasaklanmasını son dönem tutuklamalarına ilişkin bir düzenleme olduğunu ifade ediyor cezaevi idaresi. Oysa aynı kampus alanında dahi farklı uygulamalarla karşılaşmamıza neden oluyor” dedi.
Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde avukat görüşü yapıldığını aynı gün içerisinde birkaç saat sonra 1 No’lu F Tipi Cezaevine gittiklerinde engellenme ile karşılaştıkları bilgisini paylaşan Kaleli, “Cezaevine gitmeden önce bilgi almak amacıyla cezaevini aradığımızda avukat görüşü yapılmıyor bilgisine karşılık, haksız ve herhangi bir hukuki dayanağı olmayan bu uygulamalara karşı tutanak tutmak üzere cezaevine giden arkadaşlarımız avukat görüşünün yapıldığını tespit ediyor. Kısaca şu an için cezaevlerinde el yordamıyla yürütülmeye çalışılan bir sistem uygulanıyor” diye konuştu.
Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’ndeki hükümlülerin tamamının Tekirdağ, Amasra, Bafra Cezaevlerine sevk edildiğini belirten Kaleli, “Uygulama yalnızca hükümlüler için uygulanmıyor. Cezaevi savcısı ile yaptığımız görüşmede, Adalet Bakanlığı talimatı gereği şu anda hükümlüler ve hükmen tutukluların sevkinin söz konusu olduğunu ancak ilerleyen süreçte sevklerin daha da fazlalaşacağını bilgisini verdiler” dedi.
Kaleli, Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi ve Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutuklular ile yapılan görüşmeler sonucunda son tutuklamalardan dolayı cezaevinde yığılmanın olduğu ve bu sebeple koğuşlarda 5’erli veya 6’şarlı olarak düzenlemeler yapıldığını ve bunun artabileceğini belirtti. Aynı zamanda tutukluların spor, sosyal aktivite, atölye gibi etkinliklerinin tamamen iptal edildiğini belirtti.
Kaleli, “Mektup, kitap, dergiler tutuklulara teslim edilmediği gibi tutukluların kişisel ihtiyaçlarını karşılamak üzere cezaevi emanet eşyaya bırakılan eşyalar ‘yoğunluk’ gerekçesiyle çoğu zaman alınmıyor” dedi.
Gardiyanların koğuşlara girip siyasi tutsaklara askeri içtima dayatmasında bulunduğunu ifade eden Kaleli, “Tutukluların duvar dibine yüzleri dönük bir şekilde geçmeye zorlanıyorlar. Bu uygulamayı kesinlikle kabul etmediklerinden, hangi koşulda olursa olsun böyle bir dayatmanın karşısında olduklarını ifade eden tutuklular, gardiyanların sözlü olarak tacizine uğradıklarını ifade ettiler” şeklinde bilgiler paylaştı.
Siyasi tutsaklar: Cezaevleri işkence merkezi haline geldi
Şırnak T Tipi Cezaevi’nde mektup gönderen siyasi tutsaklar, cezaevlerinin işkence merkezi haline geldiğini belirterek, yaşadıkları hak ihlallerini aktardı.
Şırnak T Tipi Cezaevi’nde tutulan siyasi tutsaklar, cezaevlerinde artan baskı, hak ihlalleri, keyfi uygulama ile PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride dair DİHA’ya mektup gönderdi. Mektupta, işkence merkezi haline getirilen cezaevlerinde bu uygulamaların sistematik ve organize bir şekilde yürütüldüğü belirtilerek, “Hak ihlallerinin en fazla yaşandığı yerlerin başında cezaevleri gelmektedir” denildi.
‘Hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor’
Cezaevlerinde yaşanan baskı ve hak ihlalleri mektupta şöyle sıralandı:
*PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecritle bağlantılı olarak birçoğumuzun evleri yıkıldı. Yakınlarımızı kaybettik. Büyük yıkıma şahit olduk. Bizlerde cezaevindeyiz.
*Neredeyse her hafta sürgünler olmakta, sürgünlerin uzak şehirlere yapılması hem ailemizi hem de bizi mağdur etmektedir. Hukuki yardım alamıyoruz. Ailelerimizin maddi durumu avukatların yol gidiş-gelişlerini karşılayacak düzeyde değil.
*Yeni tutuklananlar girişte gardiyanlar tarafından işkence ediliyor. ‘vücutta yara var mı’ bahanesiyle çıplak arama yapılıyor. Oysa darp izi kontrolünü bir sağlıkçı yapmalı.
*Yazdığımız birçok dilekçenin çıkış numarası verilmiyor. Dilekçelerimiz keyfi ve hukuksuz olarak işleme alınıyor.
*Kantin eşyaları fahiş fiyatla satılıyor. Tarihi geçmiş ve kalitesiyle oynanmış ürünlerin satışı sağlımızı tehdit ediyor. Aylardır bize gazete verilmiyor.
*Sürekli aramalar yapılıyor. Sudan sebeplerle toplu hücre cezaları veriliyor. 3 aydır ailelerimizle görüşemiyoruz, telefonlar bozuk deniliyor.
*Hasta arkadaşlarımızın tedavileri yapılmıyor. Hasta birçok arkadaşımız resmen ölüme terk edilmiş durumda. Birçok personel faşizan yaklaşıyor. Provokasyonlara davetiye çıkarıyorlar.
(direnisteyiz3.org-DİHA)