12 Mart’ta Karaman’da Ensar Vakfı yurt ve evlerinde 45 erkek çocuğa tecavüz vahşetinin ortaya çıkmasının ardından, Ensar Vakfı’yla ilişkili ilahiyatçıların ‘çocuk pornosu’ soruşturmaları, çocuklara ‘hayvan pornosu’ izletmeleri gibi iddialarla gündem olmasıyla beraber, hükümet destekli ve dindar nesil yetiştirme projesinin kurumları olan bazı vakıflarda yaşanan çürüme örnekleri ortaya dökülmeye başlamıştı. Devletin skandalı örtme çabaları o günden bugüne burjuva medyadaki meşrulaştırıcı haberler, çeşitli ‘din adamları’nın akıldışı fetvaları ve yasal düzenlemelerle hız kazandı. Bununla birlikte çocuk istismarı vakaları da arttı.
Son olarak TBMM Adalet Komisyonu tarafından 24 Ekim’de kabul edilerek görüşülmek üzere Genel Kurul’a gönderilen “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile 12 yaş öncesi ve sonrasında farklı cezalar uygulanması planlanıyor. Önceden 15 yaş altı tüm çocuklara yönelik cinsel davranışlar cinsel istismar sayılırken, Genel Kurul’a gönderilen yasa ile ‘rıza’ yaşının 12’ye çekilmesi planlanıyor. Değişikliğin gerekçesi Anayasa Mahkemesi’nin 14 Temmuz’da iptal ettiği maddelerin değiştirilmesi. Zira Anayasa Mahkemesi o dönem çok tartışılan bir karar vererek, Bafra’da bir Ağır Ceza Mahkemesi’nin başvurusu üzerine, “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü iptal etmiş, böylece 15 yaş altı her çocuğa yönelik cinsel davranışın cinsel istismar sayılmayabileceği hükmünün kapısını aralamıştı.
Canlı yayında 3,5 yaşında çocuğa tecavüz itirafı
Van depremi sonrası ırkçı söylemleriyle hatırladığımız Müge Anlı, birkaç ay önce insan kaçakçısını canlı yayında alkışlattığı, adı da içeriğiyle uyumlu “Müge Anlı ile Tatlı Sert” isimli programında, 3,5 yaşında bebeğe tecavüz eden Himmet A.’ya yer verdi. Himmet A. canlı yayında aşama aşama tecavüzü ve cinayeti itiraf etti.
Bu ve benzeri cinsel istismar vakalarının gündeme taşınması toplumsal bir tepki koyuşa yol açmadığı sürece, bir yandan çocuk istismarının olağanlaştırılmasını koşullarken, davaların da çoğunda ‘hafifletici sebeplerle’ verilen hükümler, beraatler, yapılan yeni yasal düzenlemeler, ‘babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur’ şeklindeki fetvalarla cinsel istismar olağan ve meşru kılınmaya çalışılıyor.
Son 10 yılda çocuklara dönük cinsel istismar davaları 7 kat arttı
2006’da çocuklara yönelik cinsel taciz iddiasıyla açılan dava sayısı 2 bin 414, verilen toplam karar sayısı ise 3 bin 778’dir. Bunlar içinden çıkan mahkumiyet kararı ise %42,5 ile bin 607’dir. 2015 yılında ise aynı nedenle açılan dava sayısı yaklaşık %700’lük bir artışla 16 bin 957’ye yükselmiştir. Bunun (24 bin 983 toplam kararın) %55,9’u (13 bin 968) mahkumiyetle sonuçlanmıştır. Bu hükümlerin de pek çok zaman iyi hal indirimlerini vs barındırdığı akıldan çıkarılmamalıdır.
Ayrıca bu rakamların yalnızca hukuk mekanizmasına aktarılanlar olduğu, gizlenenler, üstü örtülenlerin de bu verilere eklenmesi gerektiği de unutulmamalıdır.
Kaynak: direnişteyiz, Sol, 26 Ekim 2016