İşlenen insanlık suçlarına ortak olmayı reddedenlerin yanındayız!

Bugün Sur’da, Cizre’de, Silopi’de, Nusaybin’de ve daha birçok kentte, katliam politikaları devlet eliyle uygulanmaya çalışılırken bu duruma sessiz kalmamayı, insan olmanın, insanlık onuruna sahip çıkmanın bir gereği olarak görüyoruz. Her gün çocuklar öldürüldüğü halde sessiz kalan bir medyaya, Beyaz Show’da çıkan ve “çocuklar ölmesin” dediği için bir öğretmeni terörist ilan eden karanlığa, baskılara ve tehditlere rağmen ortaya konulan bu onurlu tavrı sonuna kadar sahipleniyoruz.

Başta 1128 bilim emekçisinin imzaladığı, daha sonra giderek büyüyen destekle imzacı sayısı 2 bini geçen bu kampanya, halkların özgürlük istemi için bir umut olmuştur. Toplumun pek çok kesiminden gelen destekler, bu umudu büyütmüştür. Barış için ses veren araştırmacı ve akademisyenlere, ifade özgürlüğüne yönelik baskılar ve tehditler her ne kadar bilim emekçileri açısından kaygı yaratmış olsa da, bir arada durmak, sesimizi daha da gür çıkartmak hem bu baskıları etkisiz kılacak, hem de bu kirli savaşa son vermek için önemli bir adım olacaktır.

Bilinmesini isteriz ki, bilim emekçileri her ne kadar baskıya ve tehdide maruz kalsa da yalnız değildir. Bu zorlu süreçte dayanışmayı ve örgütlülüğü büyütmek ve barış için hep birlikte mücadele etmek için her türlü destek ve dayanışmaya açık olduğumuzu beyan ediyoruz.

Kaldıraç Okuru Bilim Emekçileri

21 Ocak 2016