Polisin anonslarda “Katil devlet demeyin”, “Orada terörle mücadele var savaş yok, katliam yok” diyerek açıkça etraftaki insanlara ajitasyon çekmesinin ardından saldıran polis 5 okurumuzla birlikte yaklaşık 50 kişiyi gözaltına aldı. Güvenlik Şube tarafından gözaltına alınanlar Terörle Mücadele’ye götürülerek nezarethanede bekletildi. Ertesi gün akşamüzeri gözaltına alınanlar serbest bırakıldı.
İçerisinde 1 okurumuzun da bulunduğu 7 kişi ise “Tutuklanma” talebiyle mahkemeye sevk edildi. Savaş mahkemelerinde, savaş hukukunu işleten devlet yoldaşlarımızı tutuklamak için olağanüstü bir çaba sarf etti. Avukatları içeri almayan ve dosyayı inceletmeyen hakim geri adım atarak tüm yoldaşlarımızı sabaha karşı serbest bıraktı.
İzmir Barış Bloku bir önceki gün yaşanan gözaltılara ve uzun zamandır süren İzmir’deki devlet baskısına dikkat çekmek için basın toplantısı düzenledi.
Olaya ilişkin açıklamamız:
Katil TC’nin Katliam “Hukuk”u
Tarihi katliamlarla dolu bu devlet 7 Haziran’dan bu yana halkları, işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri katlediyor. 7 Haziran’da halkların, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin bir araya gelmesinin, yan yana olmasının gücünü gördükçe, korktukça azgınca saldırıyor.
Bundan 3 gün önce Cizre’de onlarca insan bodrum katında yakılarak katledildi.
İzmir’den Kürdistan’da yapılan bu katliama karşı ses vermek için bir araya gelen insanlara polis azgınca saldırarak katliama destek mesajı vermiştir. Daha eylem başlamadan “Cizre, Sur, Nusaybin’den bahsetmeyeceksiniz”, “Katil Devlet Sloganı Atmayacaksınız” gibi anonslarla savaşın bir başka boyutunu gösteren devlet 32 saat boyunca yoldaşlarımıza uygulanabilecek ne kadar hukuksuzluk varsa uygulamıştır. Bunun adı Katliam Hukuku’dur.
Gözaltına alınanlara taciz, küfür hiç eksik edilmemiş, tutuklama talebiyle sevk edilen yoldaşlarımıza da bu katliam hukuku uygulanmıştır.
Gözaltına alınırken “Cizre’de Katliam Var” demek örgüt üyeliği delili sayılmış, sorgu sırasında dava dosyası avukatlardan kaçırılmış, CMK avukatlarının bile hakime “Biz sizinle aynı hukuk kitaplarını mı okuduk” sorusunu sordurtacak derecede pervasızlaşan sorgu hakimliği sorguyu yoldaşlarımız avukatsız durumdayken sürdürmüştür .
Geçmiş basın açıklamalarını toplayıp Terörle Mücadele Polislerince yazılmış fezlekeler dava dosyası haline getirilmiş, 2911 sayılı kanundan gözaltına alınan yoldaşlarımız örgüt üyeliği suçlamasıyla hakim karşısına çıkartılmış, tüm bu süreci hakim doğrudan talimatlarla yönetmiş, yoldaşlarımızın savunma görevini üstlenen devrimci avukatlara soruşturma açmış, “sorgumu engelliyorsun” diyerek tutanaklar tutturmuş, burjuva hukukun bile rafa kaldırıldığı bir uygulama ortaya koymuştur.
Bilinsin, sizin anonslarınız, sizin tacizleriniz, sizin küfürleriniz yıldıramadı, yıldıramaz.
Bilinsin, sizin zindanlarınız, sizin sorgu hakimleriniz, sizin katilleriniz bu mücadeleyi bitiremedi bitiremez.
Topyekun Katilsiniz. Ve bizler Katil’e Katil demeye devam edeceğiz.
Öldürmekle bitiremezsiniz Biz’i, direnişi. Cizre’de 50,100 kişi öldürseniz de bitiremeyeceksiniz.
Nasıl 40 yıl öncesinde Biz’i öldürdüklerinde bugün binler olup karşılarına çıktıysak, direndiysek bir bodrum katında, hendek arkasında, çarşaflarla, sapanlarla, taşlarla savaştıysak, yine #Cizre’de, #Sur’da, #Nusaybin’de, Fatsa’da, Kızılay’da, Taksim’de, Gündoğdu’da olacağız ve direnişi örgütleyeceğiz.
Direnen Halklar Kazanacak !
Katillerin Korkularını Gerçeğe Çevireceğiz !
Yaşasın Halkların Ortak Mücadelesi !
Kaldıraç İzmir Temsilciliği