Toplantıda Uruguay’daki mücadele deneyimleri üzerine yapılan konuşmalar tüm mücadelelere ışık olacak şekilde ele alındı. Mujica ve Gamberra Ortadoğu, mülteci sorunu, Ankara Katliamı, örgütlenme ve iktidar deneyimleri ile birleşik mücadele üzerine önemli görüşlerini paylaştılar.
Türkiye’de mücadele yürüten siyasal örgütlerden, meslek örgütlerine, partilerden, sendikacılardan çok sayıda kişinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte Uruguay’lı yoldaşlarımız “Siz yoldaşlar burada tarih yazıyorsunuz. Bu tarihi birlikte yazmanın yollarını bulmamız gerekiyor. Bilin ki beraberiz, bilin ki müttefikiz.” mesajı verdi.
Mujica ve beraberindeki heyet yarın Cumartesi Anneleri oturma eylemine katılacak. 10 gün boyunca ülkemizde olacak Mujica’nın İstanbul’un ardına Eskişehir ve İzmir’de de etkinliklere katılacağı açıklandı.
İşçi Hakkı İhlali Olmayan Tek Ülke: Uruguay
Mücadelede ölümsüzleşenler içi saygı duruşunun ardından DİSK Genel Başkanı Kani Beko etkinliğe katılanları ve konukları Türkçe ve İspanyolca selamladı. “10 Ekim’de Ankara’da kaybettiğimiz barış güvercinlerimizi saygıyla anıyoruz. Onlara barış ve demokrasi borcumuz var” diyen Beko, 40. gününde Kobane’de ölümsüzleşen Genç Sen Üyesi Aziz Güler’i de andı.
DİSK’in ITUC üyesi olduğunu belirterek ITUC’un iş hakları ihlali raporunda Türkiye’nin en çok hak gaspı yapan ülkeler arasında olduğunu hatırlattı. Beko, “Son yıllarda hiçbir işçi hakkı ihlali olmayan tek ülke var: Uruguay.” diyerek sendika başkanı ve Mujica’ya teşekkürlerini iletti. 70 yıldır özlem ve hayranlıkla devrimci hareketi takip ettiklerini söyleyen Beko, Mujica’nın mütavazi yaşantısının da saraylarda yaşayanlara örnek olması temennisinde bulundu.
“Yoksul ile zengin arasındaki adaletsizliğe son vermeyi amaçlayan bu hareketi selamlıyoruz” diyen Beko, 1 Kasım’da herkesi emekten, barıştan ve demokrasiden yana partilere oy vermeye çağırdı.
Eşitlik ve özgürlüğün vazgeçilmez olduğu bir Türkiye özlemi duyduğunu belirten Beko, konuşmasını Nazım Hikmet’in “Ölmekten korkmuyorum / Onuruma yediremiyorum zamansız ölmeyi/ en sevdiğim memleket yeryüzüdür/ Sıram gelince yeryüzüyle örtün beni” dizeleri ile noktaladı.
Arzu Çerkezoğlu da Uruguay ve Türkiye arasındaki benzerliklere dikkat çekerek, askeri darbe süreçleri ve sendikaların kapatılması ardından her şeye karşın devam eden ve yükselen mücadele vurgusu yaptı. Türkiye’de de direnişin Uruguay’daki gibi
bir başkan çıkartabileceği umudunu taşıdığını belirten Çerkezoğlu sözü “kendisine sayın denilmesinden hoşlanmayan sevgili Pepe’ye” Uruguay Eski Devlet Başkanı Jose Muica’ya bıraktı.
“Yoldaşlar…”
Jose Mujica konuşmasına ülkesinin geçirdiği tarihsel süreci özetleyerek başladı:
“Yoldaşlar, biliyorum Latin Amerika buradan epey uzak. Biliyorum Ortadoğu olarak batı medeniyetinden epey uzakta şekillendiniz. Uruguay da sömürgecilik döneminde batının başka bir ucunda şekillenmişti. Bu şekillenme sürecinde, batının sömürgeleştirme sürecinde pek çok yerli halk tamamen yok oldu. Benim küçük ülkem bütün bu sömürgeciliğe karşı verilen bağımsızlık savaşlarında oluştu. Kapitalizmin tarihinde Latin Amerika’da piyasaların oluşması, aynı zamanda sömürgeciliğe karşı bağımsızlık hareketlerinin oluşması çok özgün bir süreçtir.
Çok uzun bir süre bizi birleştiren şey sömürgecilik olduğu için bizi sömürmek isteyen batı AB ve ABD olduğu için kendi komşularımızla birleşmek değil, dışarı piyasalara bağımlılık üzerinden yaşadık.
Kendi birliğimizi oluşturmak kendi gücümüzü görebilecek kapasiteyi yaratmak için çok zorlu bir süreç yaşadık.
Her ne kadar aynı dili konuşmamıza rağmen milyonlar olmamıza rağmen içimize bakmak kendi potansiyelimizi görmek ve birleşmek için çok zorlu bir süreç yaşıyoruz.
En fazla yirmi seneden beri aynı dili konuştuğumuz kurumları kurduğumuzdan bahsedebilirim
Görüyoruz ki dünyada artık büyük bölgesel gruplarda bloklaşma var. AB, ABD’nin Kanada ve Meksika ile kuzeyde kurduğu büyük lejyoner blok, Çin’in aslında büyük bir çok uluslu şirketler birliği olduğundan bahsedebiliriz.
Biz başka ülkeler olarak tek başına durarak küçük gruplar kurmaya çalışsa da geleceğimizi böyle kuramayacağımızı görüyoruz. Dünyanın geleceğinde büyük bölgesel bloklar yatıyor.
“Bu coğrafyada çok büyük bölünmeler yaşanıyor”
Şimdi misafiri olduğum bu bölgeye bakıyorum. Çok büyük çatışmalar yaşanıyor bu bölgede. Büyük savaşlarla bu bölgesel blok olma sürecinden kopuşunu görüyoruz. Tek bir ülke olarak kendi gerçekliklerini farklılıklarını geçerli kılmanın mümkün olmadığı bir dünyada çok büyük bölünmeler yaşanıyor bu coğrafyada.
“Eğer bu koalisyonu beceremeseydik hiçbir zaman iktidar olamazdık.”
Son 40 yılda ideallerini gerçekleştirme amacıyla birleşme adına en önemli hareketlerden biri tüm sendikal hareketlerin 40 yıl önce bir çatı altında birleşmesidir. Bir diğeri ise 40 sene önce siyasi düzlemde ülkenin bütün ilerici güçlerini birleştiren geniş koalisyondur ve şu anda da ülkeyi yönetmektedir. 40 sene önce kurulan yaklaşık 20 farklı ilerici partinin koalisyonuyla kurulan 15 yıldan beri iktidarda. 15 senedir farklılıklarımızı gözeten ortak bir programla ülkeyi yönetiyoruz. Eğer bu koalisyonu beceremeseydik hiçbir zaman iktidar olamazdık.
“Farklılıkları Verimli Bir Müzakerenin Konusu Yapıyoruz”
Ama şunu bilin ki, müzakere ediyoruz farklılıklarımız var bunları müzakereye tabi kılıyoruz ve bunun sonucunda ortak bir programla ortaya çıkıyoruz. Farklılıkları koruyarak, verimli bir müzakerenin konusu yaparak birliği amaçlamak bizim başarılarımızın temelinde yatıyor. En büyük başarımız bu süreçten geçiyor.
Sol içinde farklılıklar olduğunu ve olacağını kabul etmek gerekiyor. Ama solun en büyük birleştirici unsuru muhafazakâr sağa karşı savunduğu değerlerdir. Bunları unutup kendi içinde savaşa giriştiği her yerde kaybetmiştir
“Herkesin Aynı Şeyi Düşüneceğini Düşünmek Bu Dünyaya Uygun Değil.”
Fransız devriminde sol fraksiyonlar birbiriyle tartışmaya giriştiğinde, İspanya savaşında faşist Franco güçlerine karşı anarşistler ve sosyalistler savaşa tutuştuğunda, İtalya da aynı olmuştur. Sol kendi içinde fraksiyonal savaşlarına daldığı ve karşısında esasen mücadele ettiği sağı unuttuğu zaman her zaman karşısı kazanmıştır.
“Ortak program”
Ortak program. En çok altını çizmek istediğim nokta ortak program. Herkesin aynı şeyi düşüneceğini düşünmek bu dünyaya uygun değil. Eğer sol somut hayatı değiştirecek bir alternatif olmak istiyorsa muhakkak ortak, değiştirilebilir paydalarda buluşmak zorundadır. Siz işçi yoldaşlarım eğer işçi kaderinizde bir şey değiştireceğini düşünüyorsanız onu savunun, eğer inanmıyorsanız da onu değiştirmeye çalışın.”
“Kolonya’da Türkiyeli Bir İşçi İle Karşılaştım…”
Kendisine yöneltilen soruları da yanıtlayan Mujica Uruguay’da Türkiyeli bir işçi ile karşılaşmasını anlattı.
“İki yıl önce halen devlet başkanıydım. Yoldaşlarımla küçük şehirlerden biri olan Kolonya’da dolaşmaktaydım. Karşıma dediği hiçbirşeyi anlamadığım Türkiyeli bir işçi çıktı ve dediğini anlamadığım “sun ka sunka sunka!” dedi. Sunka Uruguay İnşaat İşçileri Sendikası’nın kısaltmasıdır. Bu şehirde büyük bir selüloz fabrikası kurulmaktaydı ve dünyanın birçok ülkesinden işçiler burada çalışıyordu. Bu Türkiyeli işçi de nitelikli bir sıvacı işçiydi.
Bu selüloz fabrikasında ücretlerini alamayan işçiler sendikaya başvurmuştu. Sendika vatandaş bile olmayan işçilerin haklarını savundu ve işçiler 10 bin dolardan fazla birikmiş haklarını alabildiler. İnşaat bittiğinde hepsi SUNKA’nın doğal müttefikleri haline gelmişti.
“Birçok ülkede işçiler, işlerini savunmak için şovenist bir duruma düşebiliyor”
Ve o anda Uruguay sendikal hareketinden çok onur duydum, çünkü bir çok ülkede işçiler işlerini savunmak için çok şovenist bir duruma düşebiliyorlar. Kendi ülkemde bunun gerçekleşmeyeceği bir sendikal hareketin yaratılmasından gurur duydum.”
“14 Yıl Hapis Yattım, 10 Yılı Hücrede ama artık bitti!”
Bir başka soru üzerine, 80 yaşını kutladığını ve 14 yıl hapiste kaldığını, bunun 10 yılını tecritte geçirdiğini söyleyen Mujica “ama artık bitti!” diyerek salondaki herkesi güldürdü. Hapiste kaldığı süre boyunca kendi deyimiyle “geviş getiren bir inek gibi” okuduğu kitapları sürekli kafasından geçirerek tekrar ettiğini söyleyen Pepe, esasında o dönemde okuduklarından çok şey öğrendiğini ifade etti ve nasıl bir iradeyle direndiğini şu sözlerle açıkladı: “Köksüzleşenler hayattan kopanlar darbe yaşayan değillerdir kollarını iki yana sarkıtıp devam etmeyenlerdir.”
İşçi Komitelerinde Örgütleniliyor
Koalisyonun hangi asgari ortak programla bir araya geldiğinin sorulması üzerine Mujica, 70 senedir bölünüş halde olan bir solla yaşadıklarını belirtti. Bu koalisyon için en önemli noktanın üç farklı örgütte olan işçilerin bir araya gelmesinin etkili olduğunu ifade eden Mujica sekter davranılmadığını, ortak paydada ve minimal programda herkesin katkı vermesini sağladıklarını ifade etti. Aynı zamanda merkezde olmayan işçilerin komiteler halinde örgütlenmesini ve sendikal mahalle örgütlenmelerinin eş düştüğü bir yapıda bir araya gelmesini sağladıklarını, stratejik farklılıklara değil, beraber mücadele edebilme yeteneklerine vurgu yaptıklarını ekledi. İç işlerinde koordinasyonu sağlamanın çok büyük bir emek gerektirdiğinin altını çizen Mujica, herhangi bir konuda karar almak için çoğunluğu sağlamanın çok zor olduğunu ifade etti. Amaçlarının aritmetik bir ortaklıktan ziyade birbirinin müzakere sürecinden güçlenen, ortaklaştıran bir süreci amaçladıklarını ifade eden Başkan işçilerinin birliğinin reel bir alternatif olarak ortaya çıktığında hiç beklemediği kesimlerden güç ve destek alabildiğini kaydetti.
Hareketlerini ilerici, reformlarla haklarda ilerlemeler sağlayan bir hareket olarak tanımlaması gerektiğini söyleyen Mujica, geniş koalisyon içindeki radikal partilerin bakış açısıyla çok da fazla bir şey talep etmediklerini, radikal bir şekilde ileri gitmediklerini belirtti.
İttifaklarla ilerleyen bir hareket olarak başlıca amaçlarının muhafazakar elitlerin siyasi arenada izole edilmesi olduğunu söyleyen Mujica bu sayede orta sınıflar ve küçük işletmelerin de ittifaka katıldıklarını, sosyalistlerin bu programı domine etmemesi sonucu ittifakın büyüdüğünü belirtti.
Pek çok siyasetin koalisyon içerisinde yer aldığını, sosyalist olmayanların da varlığının olduğunu belirten Mujica, muhafazakar sağ elitleri tecrit etme amacına ulaşabildiklerini, ülkeyi en alttakiler lehine geliştirdiklerini ama bu ittifakın ülkeyi sosyalist bir ülke yaratma amacıyla bir arada olmadığını söyleyen Mujica ülkesinde mücadele ve sürecin devam ettiğinin altını çizdi.
Emperyalizme karşı savaşan herkesle kendisini dost ve kardeş hissettiğini belirten Mujica, özgürlük mücadelesi veren bütün halkların yanında olduğunu da belirtti.
“Her 10 Öğrenciden 7’si Kadın”
Kadın özgürlüğünde ülkesinde çarpık bir durum olduğuna işaret eden Mujica, aynı işi yaptıkları halde kadınların erkeklerden daha düşük ücretle çalıştığını, buna karşın üniversitede her on öğrenciden 7’sinin kadın olduğunu ve kadınların beyaz yakalı olarak iş hayatında daha fazla yer edindiklerini belirtti.
“Örgütlenmelisiniz ve Örgütlerinize Gözünüz Gibi Bakmalısınız”
Mujica konuşmasını örgütlenme üzerine tespit ve önerilerle şöyle tamamladı:
“Biz kadınlar ve erkekler mücadele ettiğimiz zaman, siyasi ve daha çok kolektif bireylere ihtiyaç duyarız. Kolektif bireyler derken, örgütlü bireylerden bahsediyorum. Bu bir parti olabilir, bu bir sosyal hareket olabilir. Biz örgütlenmediğimiz zaman, tek tek bireyler olarak hiçbir gücümüz yoktur ve bilin ki hayat çok hızlı geçiyor, hiçbir etki bırakmadan çok çok hızlı geçiyor. Örgütlenmeler yaratmalısınız, örgütlenmelisiniz ve onlara gözünüz gibi bakmalısınız. Bunu yaparken de insani hataları, sizin gibi olmayanları ahlaki olarak yargılamamayı da öğrenmelisiniz. Hatalar ve yargılamalar üzerinden bir birlik ve bir güç yaratılmaz. Hepimiz insanız ve birliğimizi zaaflarımızla buluşarak yaratacağız. Şu anda söylediklerim ne kadar da bir çelişki gibi gözükse de, hem örgüt
lenmelerinize gözünüz gibi bakmalısınız, hem de birliğinizi yaratmak için elinizle büyüteçle başkalarının hatalarını aramamalısınız. İttifak politikasını, müzakere kabiliyetini, başkalarının hatalarını tolere ederek kendi örgütünüzün gücü haline çevirmelisiniz çünkü Che Guevara’yı yeniden üretmemizin imkânı yok.”
Gamberra: “Türkiyeli Yoldaşlarımızın Yanlarında Olduğumuzu Bilmelerini İstiyoruz”
Mujica sözü Uruguay İşçi Konseyi olarak tariflenebilecek, çok farklı işçi örgütlenmesini barındıran (70 den fazla örgütü birleştiren) bir çatı örgütün yöneticisi olan Fernando Gamberra’ya bıraktı.
Gamberra, “dünyanın başka ucuna gelip PEPE’nin yalnız bizim değil sizlerin de olduğunu görmek bizi çok mutlu etti” diyerek sözlerine başladı. Karşılamada çalınan ezginin kendisini duygulandırdığını belirten Gamberra “Bir halkın kendi tarihini yazmasında daha değerli Bir şey olamaz” hatırlatmasında bulundu.
Gamberra bilgi ve deneyimin nesiller boyu aktarılmasının önemli olduğunu vurgulayarak kendilerinin bunun gücüne inanarak Mujica’nın da içerisinde siyaset yaptığı geniş koalisyonla 2005-2015 arası dönemde birlikte işçi hareketini birleştirmeye çalıştıklarını anlattı.
Bütün partilerden bağımsızlığı ve bütün işçi deneyimlerini biriktiren bir adres olabilmenin öneminden bahseden Gamberra şöyle konuştu:
“Tam da bizleri karşıladığınız bu şarkının nesiller ötesi aktarımının gücüne inanarak biz çok uzun bir işçi hareketini birleştirmeye çalıştık. Bizim için bütün partilerden bağımsızlığı ve bütün işçi mücadele deneyimini biriktiren bir adres olması çok önemliydi.”
“Bu bağımsızlık sayesinde Muica’nın da içerisinde siyaset yaptığı geniş koalisyonla, 2005-2015 arası dönemde birlikte çalışarak işçi yasalarının ve pratiklerinin hayata geçirildiğini gördüklerini, toplu sözleşme, iş güvenliği yasaları ve işçi cinayetlerinin takibi gibi konularda ilerleme kaydedildiğini belirtti. Küreselleşmenin bütün dünya işçilerinin kaderini ortaklaştırdığını, teknoloji geliştikçe çalışma koşullarının daha güvencesiz hale geldiğini kaydeden Gamberra, teknoloji, gelişme diye sunulan şeylerin emek dünyasında daha fazla çalışma, daha fazla güvencesizlik anlamına geldiğini belirtti.
“İşçi mücadelesinin küresel olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor.”
“Bu yüzden işçi mücadelesinin küresel olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor. Bizim çalışma koşulları ile ilgili mücadelemiz onurumuzla ilgili bir mücadele. Küreselleşmenin teknolojinin olduğu kadar bizim mücadelemiz de küresel bir mücadele.”
“Dünyanın her yerinde işçilere meşruiyet ve onur veren bir varlık olduğunu düşünüyoruz, çalışmanın sınırların ötesinde insanlara meşruiyet ve onur getirdiğini ve hepimizin mücadelesini ortaklaştırdığını düşünüyoruz. Bütün Türkiye’deki yoldaşlarımızın da bizim de yanlarında olduğumuzu ve bütün mücadelelerini destekleyeceğimizi bilmelerini istiyoruz.”
“Sadece çalışanların değil, hepimizin tanık olduğu mülteci sorununda da kendilerini sorumlu hissettiklerini belirten Gamberra, Suriyeli mülteciler sorununun tüm insanlığın sorunu olduğunu dile getirdi.”
“Ankara Katliamı’nı Soma Katliamından Bağımsız Düşünemiyorum”
Ankara katliamının acısını yüreklerinde hissettiklerini söyleyen Gamberra, barış için sesini yükselten emekçilerin katliamının Soma katliamından bağımsı düşünemediğini belirterek şöyle konuştu:
“Dayanışmadan bahsettiğimde kalbimden ve gönlümden son ölümcül katliamlarda hayatını kaybeden emekçilerle ilgili en içten duygularımı bildirmek istiyorum. Katliamda barış için sesini yükselten emekçilerin katliamını Soma madende katliamdan bağımsız düşünemiyorum. Hepsi için açıklamalar yaptık bizim de yürekten hissettiğimiz katliamlardı bunlar.”
“Yalnız dayanışmak değil eylem birliğine geçmemiz lazım”
Gambera “Yalnız dayanışmak değil eylem birliğine geçmemiz lazım. Dünya işçilerinin bir eylem birliği bulması gerekiyor.” dedi.
“Eskimeyen Cümle: Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin”
Gambera, Marx’ın sözünü hatırlatarak şöyle dedi: “Aslında bu konu da hiç eskimeyen bir cümle var: dünyanın bütün işçileri birleşin!”
“Yoldaşlar burada tarih yazıyorsunuz”
Gambera kendilerini dinlemeye gelen işçiler, siyasi kurum temsilcileri, meslek örgütleri üyeleri ve gençlere seslenerek, “Siz yoldaşlar burada tarih yazıyorsunuz. Bilin ki Uruguay’daki yoldaşlarınız da dostunuzdur. Bu tarihi birlikte yazmanın yollarını bulmamız gerekiyor. Bilin ki beraberiz, bilin ki müttefikiz.”
Mujica’ya “Anadolu’ya Hoş Geldin” Hediyesi
Etkinlik öncesinde 8 yaşında Asya, Jose Mujica ve eşi Lucia Topalansky’e “Anadolu’ya Hoşgeldiniz” yazılı kızıl yıldızlı bayrak ve onların resimlerini yaptığı resim hediye edildi. Mujica birlikte gerilla mücadelesi verdiği yoldaşı ve eşi ile kollarının birleşik çizildiği resmi ilgiyle inceleyerek, hediyeleri gönderen yoldaşa sevgilerini iletti.
(31 Ekim 2015, direnisteyiz2.org)